Yarım Asır Aşk

Tamı tamına yarım asırdır mutlu bir evlilik sürdüren babaannemle; Karadeniz’deki köyümüzde, evliliklerinin 50. yıllarına özel bir röportaj yapmak istedim. Bir insana tam 50 yıl boyunca aynı sevgi ve saygıyı duymak mümkün mü, gelin beraber bakalım.

---

Pınar Sude Genç: İlk olarak, dedemle nasıl tanıştınız?

Sevim Genç: Ben fındık fabrikasında çalışıyordum, deden de çarşıya gelmişti, benim fındık fabrikasında çalıştığım zaman tanıştık. Tabii önceden fındık bahçesinde de görmüştük birbirimizi.

Pınar Sude Genç: Peki dedemi ilk gördüğün anda mı ona karşı bir şeyler hissettin yoksa tanıdıkça mı sevdin?

Sevim Genç: Tanıdıkça. İlk başta hiçbir şey anlamadım, sonra tanıdıkça tanıdıkça içim ısındı.

Pınar Sude Genç: Onunla evlenmeye nasıl karar verdin, yani ne zaman ben bu adamla evlenirim dedin?

Sevim Genç: Onunla evlenmeye tam ben karar vermedim. Yani çok eskiden aileler daha çok karar veriyordu. Ailemin isteğiyle beraber, ben de kabul ettim onunla evlenmeyi, ben de istedim yani.

Pınar Sude Genç: Ailen onu nereden tanıyordu?

Sevim Genç: Uzaktan akrabaydık. Köylerimiz de karşılıklı olduğu için birbirimizi biliyorduk.

Pınar Sude Genç: Peki evlenirken zorluklar yaşadınız mı yoksa kolay bir süreç mi geçirdiniz?

Sevim Genç: Evlenmemiz kolay oldu. Eskiden, şimdiki gibi öyle çok detaya girilmiyordu. İşte evin, araban var mı; mal varlığın var mı gibi şeyleri büyüklerimiz çok sormazdı. Mal varlığına şimdiki kadar büyük bir önem verilmezdi.

Pınar Sude Genç: Anladım. Ama benim bildiğim bir askerlik durumu olmuş sanırım, ondan bahsedebilir misin?

Sevim Genç: Biz evlendik, evlendikten 3 ay sonra deden askerliğe gitti ve deden askerliğe giderken ben hamileydim babana.

Pınar Sude Genç: Askerliği kaç aydı?

Sevim Genç: 20 ay askerlik yaptı.

Pınar Sude Genç: 20 ay mı?.. O 20 ayda nasıl dayandın?

Sevim Genç: O 20 ay nasıl geldi geçti ben köyde işle uğraşırken hiç anlamadım.

Pınar Sude Genç: Hamileyken de mi çalıştın? Babaanne seni hiçbir şey durduramıyor gerçekten.

Sevim Genç: Evet. (Gülüyor) Deden askerden döndüğünde baban bir buçuk yaşındaydı.

Pınar Sude Genç: Duygusal olarak zorlanmadın mı? Yani hem hamilesin hem eşin uzakta…

Sevim Genç: Zorlandım ama yapacak bir şey de yoktu. Eskiden, çok önceden, kimseye hiçbir şey açıklayamazdın yani. Şimdiki kadar rahat konuşulamıyordu her şey. İçine kapanıktın, kimseye bir şey anlatamazdın, hep içine atardın…

Pınar Sude Genç: Bir diğer sorum, evlenmeden önce dedemin iyi bir baba olup olamayacağını tespit etmeye çalıştın mı?

Sevim Genç: Evet tespit ettim, çok iyi bir aile babası olur dedim. Çarşıya gidip gelirken gözlemledim yani, hâl ve hareketlerini, davranışlarını.

Pınar Sude Genç: Peki bir insanın iç yüzünü, evlilikten önce kısıtlı bir zamanda görmek mümkün mü? Sen dedeme nasıl güvendin?

Sevim Genç: Aile yapısına çok güvendim. Bir aile tarzı, yetiştirme tarzı vardır. Böyle bir ailede bu çocuk yetiştiyse dedim, arkası tamamı gelir dedim.

Pınar Sude Genç: Aile de önemlidir yani sadece o kişiye bakılmaz diyorsun?

Sevim Genç: Evet, kesinlikle.

Pınar Sude Genç: Babaanne günümüzde insanlar 2-3 yıl ilişki yaşayınca bile birbirlerinden sıkıldıklarını ifade ediyorlar. Siz tam 50 yıldır evlisiniz, bu konuda ne düşünüyorsun?

Sevim Genç: Ben 50 yıldır evliyim, tekrar dünyaya gelsem yine dedenle evlenirim. Hiç pişman olmadım. Tabii aile arasında bazen sıkıntılar olur ama bunlar her ailede olan şeylerdir. Aile arasında bazen tartışmalarımız oldu, olmadı değil. Ama biz birbirimizle hiç uzun süre küs kalmadık. Birbirimize hiçbir zaman öyle ağır, üzücü, kırıcı sözler söylemedik. Birbirimizi üzen şeyler söylediysek bile çok uzatmadık, bir iki saatte barıştık.

Pınar Sude Genç: Yani bir insan birini gerçekten seviyorsa ne olursa olsun bıkmaz mı diyorsun?

Sevim Genç: Hayır bıkmaz. Biz birini sevdik mi mezara kadar gider bizde.

Pınar Sude Genç: Peki ilişinizde kavgalar, tartışmalar, problemler yaşandığı zaman bunların üstesinden nasıl geldiniz?

Sevim Genç: Bazı şeyleri duymamazlıktan geldik, bazı şeyleri görmemezlikten geldik, ikimiz de. Hep kendimizi zaten çok işe verdiğimiz için yani hiç boş kalmadığımız için o anda onu unutabiliyorsun zaten.

Pınar Sude Genç: Gelinler genelde kayınvalideleriyle sorun yaşıyorlarmış özellikle sizin zamanınızda. Sen de yaşadın mı, yaşadıysan dedem bu durumda nasıl bir tavır sergiledi?

Sevim Genç: Kayınvalidemle ufak tefek sorunlarımız oldu, olmadı değil. Ama kayınpederim dört dörtlük bir insandı. Her şeyi bizimle paylaşırdı. Küçükle küçük gibi, büyükle büyük gibi… Hatırı sayılırdı, seni dinlerdi kendisini de dinletirdi. Benim kalbimde Hasan dedenin çok ayrı bir yeri var yani. Sorunlar yaşasak da o, durumu toparlardı.

Pınar Sude Genç: Peki dedemin tutumu nasıldı?

Sevim Genç: Deden derdi ki sen beni dinle, senin arkanda ben varım, derdi.

Pınar Sude Genç: Sadece annesinin sözüyle hareket etmezdi yani seni de dinleyip o şekilde durumu dengelerdi öyle mi?

Sevim Genç: Evet.

Pınar Sude Genç: Günümüzdeki ilişkilerde kişiler birbirine sırf bırakma korkusundan dolayı bir süre iyi davranıp karşısındakinin kendisinden ayrılmayacağına ikna olunca gerçek yüzünü gösterebiliyor. Yani o sevgi ve saygısı sadece kısıtlı bir zamanda yeterince işliyor. Ama ben size bakıyorum, dedemin sana senin de ona ne kadar saygı ve sevgi duyduğunu, bu sevgi ve saygınızın ne kadar taze olduğunu görebiliyorum. Bu nasıl mümkün oluyor, sen bunu neye bağlıyorsun?

Sevim Genç: Biz ailelerin desteğiyle evlenmiş olsak da aslında hikâyenin öncesi de vardı, üç dört ay yaşadık biz onu. Ben ona o zaman çok bağlandım, bana çok güven sağladı. Saygının olduğu yerde sevgi de gelir kızım, önce saygı. Ama bir insanın önce kendisine saygısı olmadıktan sonra karşısındaki insanın hiç saygısı olmaz. Önce sen kendine saygı duyacaksın. Saygının olduğu yerde sonra sevgi de gelir ama önce önemli olan karşılıklı saygı. Bir de şimdiki gençler çok tez canlılar. Eskiden insanlar daha sabırlıydı, her türlü zorluğa dayanırdı. Bak kaç yıl geçti hâlâ ilk günkü gibi yaşıyoruz. Bir de deden bensiz hayatta yapamaz.

Pınar Sude Genç: Sen yapabilir misin dedemsiz? (Gülerek)

Sevim Genç: Deden bensiz hayatta yapamaz, kesinlikle. Ben mesela dedenden biraz uzak durdum mu deden çok boşlukta hissediyor kendini. Her şeyi dedenle paylaştığımız için biz, dost gibi. Hem arkadaş hem yoldaş hem beyefendi hem evimin büyüğü…

Pınar Sude Genç: Sensiz yapamaz çünkü 50 yıl geçmiş ama hâlâ sana aşık babaanne.

Sevim Genç: Hı hı, evet. Mesela ben evde olmayınca, o eve geldiğinde beni arar sorar, neredesin diye. Hiçbir şeye bakmadan önce hemen beni arar.

Pınar Sude Genç: Diğer soruma geçiyorum o zaman: Çok yoğun bir sevgi duyduğun ama mantık olarak sana çok da doğru gelmeyen biriyle mi ilişki yaşanmalı sence yoksa biraz muhabbet, sevgi duyduğun fakat mantıklı bakınca daha uygun olan birini zamanla sevmeye çalışmak mı gerekir mutlu bir evlilik için?

Sevim Genç: Daha mantıklı, geleceğinden emin, kendi ayakları üzerinde duran… Senin karakterine daha uygun olan, göz var izan var yani onu anlamak lazım hâl ve hareketlerinden, duruşundan. Mantık da önemli benim için.

Pınar Sude Genç: Peki babaanne mutlu ve güçlü bir evlilik için sence nasıl bir yapıtaşı olması gerekiyor ki sizinki gibi yıllar geçse de birbirlerini aynı sevgiyle sevsinler?

Sevim Genç: Her şeyden önce, güven. Güven meselesi çok önemli, karşılıklı. Dedenin de bana güveni sonsuz, benim de ona güvenim sonsuz. Onun hemen parlayan kızan bir karakteri olsa da hiç öyle kötü davranışları falan yoktur. Yani biz bir saat sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliriz. Yani en önemli temel şey, güven.

Pınar Sude Genç: Başka eklemek istediğin bir şey var mı?

Sevim Genç: Demin de dediğim gibi, yine dünyaya gelsem yine dedenle evlenirim. Yani iyi ki de varmış, iyi ki onunla evlenmişim, iyi ki üç tane çocuk doğurmuşum. Hepsiyle de ayrı ayrı gurur duyuyorum.

Pınar Sude Genç: Sorularım bu kadardı babaanne, çok teşekkür ederim.

Sevim Genç: Önemli değil kızım, rica ederim.
 

31 Ağustos 2023
Giresun