Son dönemlerde birkaç arkadaşım, feminist yazılar yazdığımdan ve devamlı isyan bayrağı açık gezdiğimden bana “Lilith” diye hitap etmeye başlayınca bugünkü yazımda size biraz Lilith’ten bahsetmek istedim. Çok fazla bilinmeyen bir mit Lilith. Dünyayı açıklama modellerinden “dinin” bize Âdem’le Havva’dan geldiğimizi söylediğini duyarız sıklıkla. Oysa…
“Söyleyecek iyi bir lafın yoksa, ağzını açma!” mottosuna sahip biri olarak insanların birbirini devamlı eleştirmesine şaşırmaktan öte inanılmaz kızıyorum. Öyle böyle değil, cidden öfkeleniyorum. Bu yersiz eleştiriler sadece bana yöneldiğinde sinirlendiğimin sanılmasını istemem. Kime yapılırsa yapılsın, gördüğüm anda bende şalter atıyor. Özellikle de eleştiriyi…
Sevişmek tarihin hangi döneminden sonra ahlâkın belirleyici kuralı oldu çok merak ediyorum. Ahlâk Felsefesi okudum, hiçbir filozofta sevişmeyle ilgili kayda değer bir aforizmaya rastlamadım. Konuyu kaçırmışlar her halde. Bu sevişenlerden de nedense yargılanan hep kadın. Anlamıyorum iki kişinin birlikte yaptığı bir eylem, ahlâken birine…
Üniversitede Felsefe okuduğumu söylediğimde gelen belli başlı sorulardan biri de bizim final sınavları üzerinedir. Şehir efsanesi gibi yayılan sınavlarımız vardır çünkü. Bunların en ünlülerini muhakkak duymuşsunuzdur. Hani hoca “Cesaret nedir?” diye sorar ve öğrenci de “Cesaret budur,” yazıp boş kağıdı teslim eder. Ya da…
Dünyanın en güzel kadınının dahi karnını yarıp, bizi derli toplu gösteren derinin altında neler gizlenmiş diye bakacak olsanız, hiç de hoş olmayan bir manzarayla karşılaşırsınız. İnsanları fazla yakından tanımak da bence biraz böyle. İçini görmeye başladığınızda manzara pek de hoş olmuyor çünkü… Son yıllarda…
Kimin Doğrusu Doğru? Çoğunluğun kabulünü “doğru” olarak görenler, dünyanın tepsi gibi düz değil yuvarlak olduğunu, ayrıca evrenin merkezi olmadığını tersine güneş merkezli bir sistemin bir parçası olduğunu söyleyen Galileo’yu ölüm cezasına çarptırdı. Bir fikri büyük bir kitlenin savunması onu doğru değil egemen görüş kılar.…
Gazetede okudum. Televizyonda izledim. Internet’te gördüm… Dolayısıyla doğru olmalı. Hah… Palavra… Gazete, televizyon, Internet haberleri… Hepsini bırakalı uzun zaman oldu. Kızıyorlar bana; dünyadan kopuk yaşıyormuşum, olan bitenden haberim yokmuş. Yüzlerine hayretle bakıyorum, “Siz tüm gün haber seyrediyorsunuz ama benden daha bi’ habersiniz gerçeklerden,” demek…
“Ben çocuklarıma hiç acımadım.” Eskilerin yaygın inancı buydu. Acımanın güçsüz karakterli çocuklar yetiştirmeye neden olacağı düşünülürdü. Oysa başardıkları “acımasız” nesiller yetiştirmek oldu. ”Acıma, acınıcak duruma düşersin.” Bu cümleyle de sıkça karşılaşmışsınızdır. Duyduğum her sefer beni rahatsız eden bu sözler, resmen empati yoksunu insanlarla…
Bu hafta birçok farklı konu vardı aklımda sizlerle paylaşmayı planladığım. Sonra bir baktım, yayın günüm yılın son gününe denk geliyor; bu durumda yeni yıla, geleceğe dair umutlara, dileklere yer vermemek elbette olmayacaktı. Benim için yeni yıl, gelecek planlarından ziyade geçmişi geride bırakmakla ilgili daha…
Değişimi, ilerlemenin koşulu olarak kabul ettiğimi her fırsatta söylüyorum ya işte gene bir değişimden geçtim geçen hafta. Son bir buçuk senedir üçüncü çocuğum oldu diyebileceğim Bursa ve Ben sitesinin adını değiştirdim. Süreç, editör arkadaşlarımla geçişi kararlaştırdığımız yaz aylarında, yeni domain ve birkaç da alt…