Uykusuz Klavye

Yeni Yıla Bir Minör Gam

28 Aralık 2017

2017 defterimizin sayfaları bitti. Şimdi “kalbimiz kadar temiz” sayfaları olan yeni deftere yazmaya başlayacağız gıcır gıcır üç yüz atmış beş günü. Ah’larını, vah’larını geçmişte bırakmak istemeyip yaşamın hatırasıdır diye cebinde taşımak isteyenler, on bin bakımlarını yaptırıp devam edecekler yollarına. Ve geçmiş yıldan taşınan “keşke”ler yeni senenin müfredatındaki zorunlu dersler olacak onlar için.

Sağlık, aşk, bol para, huzur, mutluluk beklentileri için modlar ayarlanacak tekrar. Ağacın yaşken eğildiği gibi, yeni sene için yapılan planlar da yılın ilk günlerinde bir hamur gibi yoğrulacak, yoğruldukça şekillenecek, yaşken eğilecek. Umut dolu yarınlara dörtnala koşmaya hazırlanırken, geçmiş senenin pişmanlıklarının muhasebesi yapılacak. Kimi, hesapları karıştırıp yeni yılı geçmiş yılın muhasebesi ile tüketmeye başlayacak. Kimi ise; hemen bitirecek geçmiş sene ile hesabını, kalan sağlar bizimdir deyip devam edecek yola.

Ben tüm bu aritmik düzenden sıyrılıp, bilmem neyin muhasebesi, bilmem neyin fesinden zinhar kaçınarak yeni seneye mümkün olduğunca ağırdan girmek istiyorum. Fakat biliyorum ki; yılbaşı eğlencesi vesilesi ile akşamdan kalmalık halimiz oldu bittiye getirecek bu girizgahı. Dolayısı ile yeni yılın “kalbimiz kadar temiz” ilk sayfası, “oraya mı devrilsek, şurada mı kestirsek” lerle, yamru yumru harflerle dolacak. İlk sayfa yine gümbürtüye gidecek yani.

Yeni yıl heyecanı hiçbir surette tezahür etmedi henüz bendenizde. Elbette mucizevi bir yenilikte beklemiyorum, zaten bünye de kaldırmaz. Ama en azından diyorum ki; şu yeni yıla merhaba, eski yıla güle güle seremonisi biraz daha uzun sürebilse ve biz de sindire sindire anlayabilsek durumu. Örneğin Babillilerin yeni yıl kutlamaları tam on bir gün sürüyormuş ve her günün ayrı bir kutlanış biçimi varmış. Hadi on bir çok. İş var güç var, o kadar hedonizme gücü yetecek var, yetmeyecek var. Ama en azından iki gün sürse! Mesela 31 Aralık’ta başlasa ve ilk olarak eski yılla şöyle adam akıllı bir vedalaşabilsek. Sonra 1 Ocak’ta yeni yıla merhaba desek… Adam akıllı, içten, zeytinyağlı dolma sarma telaşına kapılmadan. Oysa şimdi 31 Aralık yumurtanın kapıya dayanması gibi dayanıyor kapıya. Haldır haldır bir hazırlık, pür telaş herkes. Yılın son saatlerine bitap şekilde girerken, yeni yılın ilk saatlerinde de ajandadaki görevlerden birini tamamlamış gibi bir halet-i ruhiye içinde oluyoruz. Oh! Her şey harikaydı. Yılın patates salatası Oscar’ı Müzeyyen’e (Yenisine), En iyi Kısır dalında şampiyonumuz Şehrazat Hanım, En iyi Yardımcı Yemek Oscar’ı Münevver Hanım’ın (sizlere ömür, merhumenin ruhuna El Fatiha), Tatlılarda En iyi Kadın oyuncumuz Ece ( Helva sevmiyor gerçi ). Diğer finalistlerimize de eski yılın devredenleri arasında teşekkür ediyor, tarihin tozlu raflarında kendilerine başarılar diliyoruz.

Eski yılla vedalaşma bir Oscar töreniyse; yeni yılı karşılamak da kesinlikle bir After Party olmalı öyleyse.

“Çıkardınız mı kırmızı donları? Ne çabuk ya! Daha yaprak sarma yiyecektik? O kadar sardık akşamdan!”

“Artık normale dönebilir miyiz?”

Döndük bile.

“Çok sıktı bu elbise, gidip eşofmanlarımı giyeceğim ben.”

Bir de inatla yeni yılı saatlerce hacıyatmaz misali karşılayanlar var. Onlar da saat on ikiyi bir geçe eşofmanlarını giyip koltuğa uzun oturanların aksine sabah ağarıncaya kadar uyumayı reddedenler kulübüne üyeler.

Bugün yılbaşı, bu gece uyunmaz.

Bugün yılbaşı, alkol gırla, of course yani.

Bugün yılbaşı, tartışmayalım lütfen.

Bugün yılbaşı, hadi abartalım.

Bu yılbaşı mazaretleri vaka-i adiye zira. Ters köşede yatanlar ayıplanıyor. O yüzden ben ters köşeden diğer köşeye atacağım kendimi. Muhasebe falan yapmadan, direkt gireceğim yeni yıla. Zaten girmeyip de ne yapacağım? Benim ki de laf! Hesap kalanı açık verirse onun muhasebesini de sonra yaparım artık. Ne de olsa bizim buralarda kervanı yolda düzerler.

Hepinize mutlu, umutlu yıllar.

Beril Erem

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan