Yurt Dışı Gezi

Rengarenk Kasaba Orvieto

14 Ocak 2018

Floransa’dan Roma’ya giderken yol üzerinde bir kasaba Orvieto. Bu arada Floransa’dan Roma’ya kara yolu yaklaşık 3 saat sürüyor ve yemyeşil bir doğadan geçiyorsunuz. Nasıl dinlendirici ve güzel anlatamam, daha önceki yazılarımı okuyanlar benim ağaçlara bayıldığımı bilirler, düşünün işte bu kadar yemyeşil bir alandan geçerken ne kadar mutlu olduğumu.

Orvieto’ya ilk kez gidiyorduk ailece, ben de ilk kez burayı göreceğim için çok heyecanlıydım. Bu kadar şirin bir yer beklemiyordum açıkçası. İtalya beni en ufak kasabasıyla bile şaşırtan muazzam bir ülke gerçekten de. Elbette bizde de harika yerler var ama bizde maalesef geçmişe sahip çıkma ve estetik duygusu az, en az İtalyanlar, Fransızlar veya Japonlar gibi bir estetik duygumuz ve geçmişe sahip çıkma alışkanlığımızın olmasını çok isterdim. Buraları görme fırsatınız olduysa veya olursa ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacağınıza eminim.

Orvieto bölgesinin geçmişi ta İÖ 9. yy’a kadar uzanıyor ve 3. yy’a kadar da Roma İmparatorluğunun bir parçası imiş. Bundan sonra ise Papa’ya bağlılığını sürdürerek gelişmiş. 13. yy’da ise en zengin ve gelişmiş dönemini yaşamış. Bu dönemde saraylar, kiliseler ve Orvieto Katedrali inşa edilmeye başlanmış.

Orvieto Katedrali

İtalyan Gotik stilinin en önemli temsilcilerinden biri olan bu katedral aynı zamanda Bizans esintilerine de sahip. Lorenzo Maitani tarafından inşa edilmeye başlanmış ve yapımı 100 yıl sürmüş. Katedralin dışında siyah beyaz yatay çizgiler var, oldukça ilginç ve güzel bir görüntü. Gül penceresi denen, tüm Gotik yapılarda olan ve güneş ışığını içeriye hoş bir şekilde yansıtan penceresinin etrafında ise mermer büstler ve heykeller var. Kapılarda ise o dönem yaygın ve önemli olan bir özellik, hani Floransa’da vaftizhane kapılarında da vardı, incil’den sahneler anlatan kabartmalar var.

İçerisi genel olarak sade ama bir bölüm var ki muhteşem Freskler barındıryor. Bu bölüm yani Brizio Şapeli, Luca Signorelli’nin resimlerini içeriyor. Dante’nin İlahi Komedya’sındaki tasvirlerden ve kendi gözleriyle şahit olduğu Piazza della Signoria’da Savonarola’nın mahşer hakkında vaaz vermesi sebebiyle yakılması olayı onun resimlerinle dünyanın sonu, ölülerin kıyamete uyanışı, cennet ve cehennem hakkındaki sahneleri resmetmesine sebep olmuş.

Melekler cennette müzik yapıyorlar ve cennete girmeyi hak eden insanların kafalarına taçlar koyuyorlar. Çizimlerdeki insanların güzel vücut yapıları, melekler ve altın bir zemin Tanrı’nın cennetliklere bir lütfu olarak resmedilmiş.

Resmin üst kısmı cenneti hakeden insanlara bakıyor, insanlar ise cennete yükselmeyi bekliyor.

Resmin karşındaki bu kısımda ise İlahi Komedya’dan bir sahne var. İki üzgün melek, Tanrı ve Şeytan arasında karar veremeyen insanların en sonunda beyaz bayrak taşıyan şeytanı takip etmelerini seyrediyorlar. Bu kişiler cennete ve cehenneme de gidemeyecekler. Bunların altında Acheron Nehrini geçen ve Cehennem’e giden bir kayık var. En altta ise yargıç Minos suçlu bir adamı cezalandırıyor.

Bu resimde ise cehennemde cezasını çeken ruhlar gösteriliyor.

Bu sahne hemen şapelin girişinde. Peygamder Ezechiel’in (sağ altta türbanlı) bazı önemli olaylara (yıldızların yok olması, kırmızı ay ve siyah güneş) işaret ettiğini görüyoruz.

Buradaysa Floransa’daki meydanda yakılan Savonarola’nın sahnesini gösteriyor. Platfroma çıkmış ve İsa karşıtı ve onun omzundan ona yön veren şeytan, Tanrı’ya isyan eden bir meleğin yıldırımla çarpılmasını gösteriyor.

İsa ve Meryem

Ressamın selfie’si 😉 (Öndeki sarı saçlı adam)

Bu bölümde kullandığım görseller: http://www.initaly.com/regions/umbria/duomo.htm

Bu Katedral haricinde Pozzo di San Patrizio (Aziz Patrick’in Su Kuyusu) de görülecek yerler içinde.

Biz ise Orvieto’nun ara sokaklarında kendimizi kaybettik. Tüm eski İtalyan şehirlerinde olduğu gibi şehir kolay ele geçirilmesin diye karmaşık bir sokak sistemi var. Bu minik sokaklar içinde binaları birbirine bağlayan küçük köprüler, harika porselenlerin olduğu dükkanlar var.

Orvieto Seramik Sanatı

Etrüsklerden kalan seramikler arkeoloji müzesinde görülebilir, fakat tahminen turla giderseniz buna vaktiniz olmayacak. Tavsiyem ara sokaklardaki seramik satan dükkanlarda kendizi kaybedin. Rengarenk ve özenli el işi tasarımlara bayılacaksınız. Bunlardan evinize veya hediyelik almak isteyeceğinizi düşünüyorum. Bir de ben gezerken harika bir dükkan gördüm, içinde fotoğraf çekmek yasaktı sadece bir adet foto çekebildim, yasak yiyene kadar 😉 The wizard of Oz dükkanın ismi, çok ilginç objeler var. Burayı da tavsiye ederim.

İtalyan Kahvaltısı

Son olarak bu kısımda İtalyanların kahvaltı anlayışlarından bahsedeyim ki Türk kahvaltısı zenginliği bekleyip fena halde yanılmayın. İtalyanların kahvaltısı genelde kahve ve reçelli bir poğaça ile oluyor. Bu kadar. Kısa ve öz.

Biz ne yaptık? Tabii ki yanımızda her zaman olduğu gibi beyaz peynir ve zeytin ezmesi götürdük; bir de her zamanki gibi Türk kahvesi makinesi ve Türk kahvesi de götürdük 😉 Bunlar hayat kurtarıcı oldu. Oradan da Nutella aldık. Kahvaltılarımız biraz olsun şenlendi. Kaldığımız otellerde tur şirketimiz önceden uyarmış, yumurta haşlanmıştı ama yumurtalar geceden haşlandığı için soğuktu. Tavsiye etmiyorum. Yemeden önce kontrol edin sıcaklığını. Çok soğuksa tahminen geceden yapıldı. Zeytin üreten memleketlerden birinde olmamıza rağmen zeytin çok ender sunuluyor. Elbette tüm bunlar tura ödediğiniz fiyat ile doğru orantılı. Lüks bir otelde bu şekilde olmayacak elbette. Bu ne şekilde gezmek istediğinize bağlı tabi. Bütçenize göre tek bir şehir ve lüks otel isterseniz zeytinler olacak masada 😉 ama yine de söyleyeyim o kadar gezmişliğim var dünyada en lezzetli zeytin emin olun Türkiye’de. Daha lezzetlisini asla yemedim, iddialıyım. O yüzden işte zeytin ağaçlarımıza sahip çıkmalıyız 😉

Bu gezide çektiğim bazı kareleri de sizler için buraya ekliyorum: [@handesonmezerlersinan]

 
Hande Sönmezerler Sinan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan