Yurt Dışı Gezi

Rodos | 1

31 Ağustos 2022

Yazı: Rodos | 1 | Yazan: Demet Albayrakoğlu

 

İndeks

Rodos | Bölüm 1
Rodos | Bölüm 2
Rodos | Bölüm 3

 
Uzunca bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. İlk yazımda sizlere öncelikle Rodos tatilimi anlatmak istedim.

İstanbul – Marmaris – Rodos

Rodos tatilimizin başlangıç noktası Marmaris idi.

Sabah erkenden kalkıp İstanbul’dan yola çıktık. Araçla gayet rahat bir yolculuk yaparak Marmaris’e vardık varmasına da şehre yaklaşırken bizi karşılayan keskin virajlar konusunda sizleri uyarmam gerektiğini düşünüyorum. Araç kullanma sırası bendeyken bu virajlarda devrileceğimizden bir an endişe ettiğimi belirtmem lazım. Böylesine keskin ve uzun bir virajla ömrümde karşılaştığımı hatırlamıyorum. Hızınızın oldukça düşük olması gerektiği uyarısını yaparak anlatmaya devam ediyorum.

1 gece Marmaris’te kaldıktan sonra Internet üzerinden aldığımız biletlerimizle feribotun kalktığı marinaya gittik. Aracı da marinanın otoparkına bıraktık. İyi ki öyle yapmışız; dönüşte bavullar ve Duty Free’den aldıklarımızla en kısa yoldan aracımıza ulaşmak gerçekten büyük kolaylık sağladı. 😁

Rodos Feribotu

Feribot

Feribotu beklerken marinanın içerisinde bulunan kafeye 2 tost ve 2 çay için 100,00₺ verdikten sonra yaz tatilimizin başladığını anladık. 🙈

Farklı ülkelerden çok sayıda insanla birlikte feribota bindik. Tam kapasite dolu olarak 1 saat, 15 dakikalık Rodos yolcuğumuz böylelikle başlamış oldu.

Deniz yolculuğumuzun ilk yarım saatinden sonra geçen sürenin tam anlamıyla bir facia olduğunu baştan söyleyeyim. Görevliden, Rodos’a giderken rüzgara karşı yapılan bir yolculuk yaptığımız için feribotun çok sallanabileceğini, maalesef oraya vardıktan sonra öğrenebildik 🙄 Sizlere içinde bulunduğumuz ortamı şöyle anlatmaya çalışayım; küçük çocukların çığlık çığlığa bağrıştığı, görevli tarafından dağıtılan kese kağıtlarının içerisine istifra eden yolcuların böğürtüleri ile birlikte dalgaların içerisine bir girip bir çıktığımız harika bir yolculuktu. Kıyıya yaklaştığımızı gördüğümüzde binlerce kez şükrettik. Feribotta yaşadığımız bu kötü deneyim sebebi ile Rodos’tan başka adalara gitmeye de cesaret edemedik.

Bagel

Bagel

Bavullarımızla birlikte büyük bir çınar ağacının altındaki taksi durağına kadar yürüdük ve adanın merkezinde yer alan otelimize vardık. Saat 14.00’e kadar odaların hazır olamayacağını öğrendikten sonra bavullarımızı emanet odasına bıraktık ve adamızı keşfetmeye çıktık.

Kısa bir yürüyüşün ardından yan yana sıralanan oldukça güzel dükkanlara ulaştık. Karnımız acıktığı için önce yol üzerinde duvarları pembeye boyalı çok şeker bir kafede oturduk. Buranın bagelleri ile ünlü bir yer olduğunu anladık. Biz, fesleğenli ve mozeralla peynirli olanı tercih ettik ve yanına soğuk birer limonata aldık. Karnımızı doyurduktan hemen sonra gezmeye başladık.

Eşim alışveriş yapmayı hiç sevmez. Ama benim zorum ile 35 derece sıcaklıkta benimle birlikte hep gezdi, sağolsun. 😉 Aylardan ağustostu ve indirim zamanına denk gelmiştik. Bakıldığında güzel indirimler vardı ama Türk lirası ile çarpıldığında sonuç çok da cezbedici olmuyordu. 😞

Masmavi Deniz

Ege Denizi

Her adada olduğu gibi; burada da yaşam oldukça sakin ve yavaş. Kimse bir yerlere yetişmeye çalışmıyor, koşturmuyor. Benim gibi “deniz sever” biri iseniz denizin nasıl olduğunu merak ettiğinizi tahmin edebiliyorum. Gerçekten güzel olduğunu söyleyebilirim. Biz daha çok otelimizin önündeki Elli Beach’te denize girdik. Şezlong ve şemsiye için günlük 15 euro ödedik. Plaj genelde kalabalık oluyordu ama her gittiğimizde yer bulduk.

İlk gün otele döndüğümüzde biraz yorulmuştuk tabii. Odaya çıkıp, eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kendimizi plaja atmıştık.

Ağustos ayında ada çok sıcak. Sanırım hava sıcaklığı 35 derecenin üzerindeydi biz oradayken. Deniz suyu soğuk olmamasına rağmen oldukça iyi geliyor. Deniz kıyısı biraz taşlık ama daha sonra kuma dönüyor ve kısa bir süre sonra da deniz derinleşiyor. Masmavi ve tertemiz bir denizi olduğunu söyleyebilirim. Şezlongta güneşlenirken, bir kadın gelip sizden ücreti alıp karşılığında fiş veriyor. Her gün o kadar kalabalığın içerisinde kimin girip kimin çıktığını nasıl takip edebildiklerini hiç anlayamadım gerçekten. Ama inanın, kimseyi kaçırmıyorlardı. 😁 Herkes sıcakkanlı ve güler yüzlüydü.

Midye

Rodos’taki ilk akşamımızda ne yapacağımızı plajda konuşmaya başladık, otele dönerken de taksi şoförüne, bize, nereyi tavsiye edebileceğini sorduk. Taze ve güzel deniz ürünleri yiyebileceğimiz “Paragadi” isimli bir lokantayı önerdi bize. Otelin resepsiyon görevlisi de aynı ismi vermişti. Taksi ile ilk akşamımızda oraya gitmiştik. Marinanın karşısında yol kenarında bulunan mavi-beyaz boyalı bir yerdi orası. Ambiyansı bizi pek etkilememişti. Ama yediğimiz her şey çok lezzetliydi.

Aklımda buz kovasından daha büyükçe bir çelik kasenin içerisinde servis edilen midyeler kaldı. Rodos’ta kızartılmış midye yiyemedik maalesef, midyeler haşlanmış olarak servis edildi hep. Bir de meşhur musakka isimli geleneksel yemekleri var. Üstü patates püresi, altında patlıcanları var. Anladığımız kadarı ile yeni açılan bir yerdi ve turistleri oraya yönlendiriyorlardı. Neyse, en azından taze ve lezzetli bir akşam yemeği yedik. Oradan “Old Town” diye ismini duyduğumuz meşhur bir yere geçecektik. Bakalım, orası nasıl bir yerdi?

 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Demet Albayrakoğlu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 31 Ağustos 2022 at 22:03

    Güzel anlatımınızla Rodos’u gezeceğim için çok mutluyum. Teşekkürler 🙏

    • Yanıtla Demet Albayrakoğlu 1 Eylül 2022 at 15:01

      Sevgi Hanım, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgiler 💕

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan