İçimdeki Sesler Yurt Dışı Gezi

Rodos | 2

14 Eylül 2022

Yazı: Rodos | 2 | Yazan: Demet Albayrakoğlu

 

İndeks

Rodos | Bölüm 1
Rodos | Bölüm 2
Rodos | Bölüm 3

 
Old Town’a gitmek için tarihi sur kapısı aralığından geçip surlar arasında kalmış ufak bir bahçenin yanı sıra sıralanmış lokantaların, hediyelik eşya satan dükkanların yanından ilerledik. Biraz Kapalı Çarşı’yı anımsattı bana buralar.

Önce ufak bir likörcü dükkanı karşıladı bizi. Aklınıza gelebilecek envaiçeşit ve farklı şişelere doldurulmuş likörleri hem inceleyebiliyor hem de isterseniz tadabiliyorsunuz. Tarçın likörünü önerebilirim sizlere bu arada.

Likörümüzü de aldıktan sonra akşam yemeği için yer aramaya koyulduk. Daracık taşlı sokaklarda yanyana sıralanmış restaurantlardan rastgele birini seçip oturduk. Tavanında ince ahşapların sıralandığı, onların üzerini de sarmaşıkların sardığı küçük, şeker bir yerdi. O akşam oldukça kalabalıktı mekan. Yine deniz mahsullerinin tamamına yakınını sipariş ettikten sonra aşçılarından birinin Türk olduğunu öğrendik. Yeni doğmuş bir bebeği olduğundan o akşam izinli olduğunu söylediler. Aşçılardan biri eksik olunca da servis gecikiyordu. Geçen o sürede uzo olarak Blue Barbayanni istemiştik fakat ellerinde yeşil varmış. Türklerin genelde mavisini severek içtikleri bilgisini de oranın sahibi ile paylaştık elbette. 😊

RodosYemekler yine lezizdi. Sadece alışık olmadığımız şey; her deniz ürününü yanında patates kızartması ile sunmaları olmuştu. Eşim, Rodos’un biraz daha turistik bir yer olmasından kaynaklanabileceğini söyledi. Sizlerle daha önce paylaştığım Dedeağaç (Alexandroupoli), Kavala ve Selanik seyahatinde böyle bir şeyle karşılaşmamıştık. Hatta oradaki porsiyonların daha büyük olduğunu söyleyebilirim.

Demeter

Neyse, güzel bir akşam yemeğinden sonra sokaklarda gezmeye devam ettik ve kendimizi hediyelik eşya satan bir dükkanda buluverdik sonunda. Burası oldukça büyük bir dükkandı ve sadece 1 katını Yunan mitolojisinde geçen Tanrıların irili, ufaklı çelikten yapılmış heykellerine ayırmışlardı. İçlerinde Herakleitos, Sokrates, Demeter, Afrodit gibi Yunan Tanrılarının heykelleri vardı. Hepsini ayrı ayrı büyük bir keyifle inceledim. Tabii felsefe bölümünden mezun olduğum için bu bölüm benim ayrıca ilgimi çekmişti. İçlerinden Demeter’i uzunca inceledim, çok da güzel bulmadığım için açıkçası satın almadım. 😊

Koruyucu Melek (Guardian Angel)

Yere çökmüş ve başını kanatlarının içine saklamış olan bir heykeli beğendim. Kasaya geldiğimde bu heykelin neyi/kimi temsil ettiğini sordum. Dükkanın sahiplerinden biri oturduğu sandalyenin hemen yanındaki masanın üzerindeki kalın bir kitabı açıp isminin “koruyucu melek” (guardian angel) olduğunu söyledi. O sırada dükkanın diğer sahibi ise eşimle hoş bir sohbet içerisinde idi. Her ikisi de çok sıcakkanlı ve sevimli insanlardı.

Bu hoş çift ile vedalaştıktan sonra Rodos’un tarihi sokaklarında yürümeye devam ettik. Tarihi dokunun içerisinde olmak kendimi iyi hissettirmişti bana. Kim bilir, buralarda kimlerin neler neler yaşadığı düşüncesi adımlarıma eşlik etti bir süre. Tarihi yerlerde gezerken ekseriye böyle hisseder, bunları düşünürüm nedense. Yürüdüğümüz sokağın bir ucundan gelen müzik sesleri düşüncelerimin dağılmasını sağladı. Rodos’un sevdiğim yanlarından biri de sokak sanatçılarının oldukça başarılı icra ettikleri müzikler oldu. Bir süre onları da keyifle dinledik.

Rodos Tatili | Demet, Cem AlbayrakoğluŞekerci Dükkanı

Otele doğru ilerlerken rengarenk, dışarıdan görüntüsü sizi kendine çeken bir şekerci dükkanına rastladık ve elbette içeri girdik. Her çeşit şekerlemenin, jelibonun olduğu cezbedici bir dükkandı burası. Eşimin ısrarlarına rağmen şekerin sağlığımıza zararlarını göz önünde bulundurarak içeride birkaç fotoğraf çektikten sonra hiçbir şey almadan çıktık ve yürümeye devam ettik. 😊

Rodos’la ilgili bu iki yazı boyunca ne çok yürüdüğümüzü siz de fark etmişsinizdir. 😁 Yurtdışı tatili dendiğinde yürümenin asli görevlerimizden biri olduğunu çoğunuz biliyorsunuzdur zaten. Bu sebeple havanın 40° olduğu Rodos sokaklarında ayaklarımızda terlik yerine çoğu zaman spor ayakkabı vardı.

Fethi Paşa Saat Kulesi

Yürümeye devam ederken daha sonra adının Fethi Paşa olduğunu öğreneceğimiz saat kulesini gördük. Altında restoranların bulunduğu bir kuleydi burası. Oranın da fotoğrafını çektikten sonra Rodos’ta farklı nereleri göreceğimizi konuşarak yolumuza devam ettik.

Tsambika Beach

Tsambika Beach

Otelin resepsiyonunda görevli olan kadını bunun gibi sorularla biraz çıldırttığımız için Lindos isimli köyün görülmeye değer bir yer olduğunu ondan öğrenmiştik. Ama öncelikle denize girebileceğimiz, ünlü Tsambika Beach’e gitmeye, ardından da Lindos’a uğramaya karar verdik. Tabii bunun için araba kiralamamız gerekiyordu.

Ertesi gün için planımızı yapmıştık ve bu plan için heyecanlıydık.
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Demet Albayrakoğlu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan