Sarı

“Sapsarı, uzun saçları vardı.”

Genelde hanımefendilerin önce saçlarının rengine dikkat edilir, nedense. Özellikle çok beğenilmiş biri ise o sapsarı saçlardan bahsedilir tabii.

Daha önceki yazılarda, maviyi ve yeşili kendilerinden dinlemiştiniz. Şimdi sıra bende, bakalım beğenecek misiniz sarıyı?

Sarı, bence insanın içini ısıtan bir renk ama aynı zamanda da içini biraz hüzünlendiren. “Ahh, o sarı geceler…” diyerek başlayan, içinde özlem barındıran satırlar var ya, onlardan bahsediyorum. Aşk kokan, biraz da hasret barındıran o sarı geceler boyunca ne kadar romantik şarkı varsa dinlenir ve o sevgili her şekilde yad edilir, hani 😉

Bu satırları yazarken size, şair Mehmet’in şiirlerine de şöyle bir göz gezdirdim, belki içinde adımın geçtiği mısraları vardır diye. Ama bulamadım, belki de okumadığım diğer yazdığı güzel şiirlerinde değinmiştir sarıya.

Özellikle puslu, soğuk havalardan sonra sıcacık sapsarı güneş yüzünü gösterirken insanın içini mutluluk kaplar. Hep güneşli günlerde görüşmek istemez mi arkadaşlar birbiriyle? Havanın güzel olduğu vakitler kovalanır, ilk yakalandığında da bir deniz kenarına gidilir. Sarı ve mavinin aşkı da o zaman başlamış olur işte.

Neden, yüzünü güneşe dönmüş, yaprakları sapsarı olan ayçiçeklerini gördüğümüzde neşeleniriz sizce? Bu bile, sizlere mutluluk verdiğimin bir ispatı değil midir? Ayçiçek tarlalarının yanından geçerken heyecanla arabayı yolun kenarına çekip fotoğraf çektirme isteği de bundan geliyor bence. Nasıl mutlu oluyorum anlatamam, insanların sarıyı gördükçe heyecanlanmalarından.

Hele mimoza zamanı…

Bir ressamın elinden çıkmış gibi sarı renkli çiçeklerin yarattığı o muazzam tabloya bakmalara doyamam inanın. Yanından geçerken burnunuzun ucuna kadar gelen mimozanın mis gibi kokusuna ise bayılırım. Size anlatırken şu anda sanki hissedebiliyorum o kokuyu. Özellikle bazılarınızın çok sevdiği papatyaları da unutmamak gerek elbette. Bende her zaman masumiyeti çağrıştırmıştır sarı papatyalar. Bir de seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor oyununu da unutmamak gerek tabii 😁

Mavi ve yeşili okurken rüyalardan hiç bahsetmediklerini fark ettim. Ben de rüyada beni görmenizin anlamını biraz araştırdım. Zenginlik ve refahı temsil etmenin yanısıra bağımsız bir yaşam tarzını yansıttığını öğrenmiş oldum. Kim refah içinde olup özgürce, gönlünce yaşamak istemez ki? Ne güzel benim bütün bu güzellikleri temsil etmem 💛

Özellikle tespih severleri şimdi buraya almak istiyorum. Kehribar deyince, ne kast ettiğimi anlamışlardır bence. Özellikle melankolik ruh halini önlemede, sarı kehribar tesbihinin faydası çokmuş. Etrafta yaşça büyük olan insanların bu renk tesbihi tercih etmelerinin sebebi bu olabilir mi acaba? Çünkü bu taş negatif enerjinin dağılmasını sağlıyor ve insanlara pozitif enerji veriyormuş.

Gelelim meyvelere. Yaz mevsiminin sonuna doğru yaklaşırken meyve ve sebzenin en bol olduğu mevsimi yaşıyoruz birlikte. Fiyatından dolayı çocukluğumuzdaki gibi sıkca ve bolca tüketemiyoruz belki ama tezgahlardaki rengarenk görüntü benim çok hoşuma gidiyor. O sapsarı limonlar, kayısılar, kavunlar, muzlar… Hepsini de çok seviyorum. 🍈🍋🍌

Sizlerle böyle sohbet ederken, duyguları içten içe düşünmeye başladım, biliyor musunuz? Biraz bahsettim belki sarı rengin uyandırdığı duygulardan ama kendi içime dönüp baktığımda bende nedense hüznü daha çok çağrıştırmasına şaşırdım. Sanki yanıma turuncu yaklaştığında o hüzün dalgaları yavaşça rengini mutluluğa bırakabiliyor. Günbatımını bir düşünsenize… Güneş batarken, gökyüzünün sarı ve turuncu rengi karışımını. Seyredeni adeta büyülemesini.

Bence en mükemmel renk benim ve turuncunun karışımının yarattığı şekerimsi renk. Siz ne dersiniz?

Sarılarla dolu günler diliyorum sizlere.
 
 
Demet Albayrakoğlu