İçimdeki Sesler

3 | Nereden Çıktı Bu Hastalık?

1 Haziran 2021

Öykü: İkinci Bölüm | Nereden Çıktı Bu Hastalık? | Yazan: Demet Uncu

 

İndeks

1. Bölüm: Durağan Yaşam Özlemi
2. Bölüm: Boş mu, Dolu Tarafı mı?
3. Bölüm: Nereden Çıktı Bu Hastalık?
4. Bölüm: Hastane Koridorları
5. Bölüm: Nefes Alma Mekanı
6. Bölüm: Değişiklikler Güzel midir?

 
 
Sabah uyandığında, Ahmet’in çoktan çıkmış olduğunu fark etti. Hızlıca duş aldıktan sonra giyinmeye başladı. Günde 2 öğünle beslendiği için kahvaltı yapmayacaktı nasıl olsa. Yatak odasını havalandırdıktan sonra yatağı topladı, arabasının anahtarını aynanın önünden alıp, alarmı kurdu ve asansöre doğru yöneldi.

Garaja inerken annesinin dün gece gönderdiği mesajı aklına geldi. “Yoldan ararım” diye düşündü. Annesi sabahları hep erken kalkardı. Arabasına bindi, telefonu kısa bir süre çaldırdıktan sonra açıldı.

“Günaydın anne, nasılsın? Dün geceki mesajını gördüm, ne oldu? Her şey yolunda mı?” diye sordu.

Annesinin sesi biraz yorgun ve üzgün geliyordu. Babasının dün klonoskopi yaptırdığını ve kalın bağırsakta orta büyüklükte bir kütle görüldüğünü söyledi. Gizem, annesini soğukkanlılıkla dinlemeye çalışıyordu, istemsize gözlerinden inen gözyaşlarını fark edince aracını sağa doğru yanaştırıp, durdu.

“Peki anne, kötü huylu mu?” sorusunu, cevabından korkarak sordu. Annesi, tespit edilen kütleden bir parça alındığını ve patoloji sonucunun 10 gün sonra çıkacağını söyledi. “Ama, doktorlar kütlenin şekli ve renginden ötürü kötü huylu olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylediler. Sonuç böyle çıkarsa, biran evvel babanın ameliyat olması ve ardından tedavisinin başlaması gerekiyor” diye de ekledi. Aralarında süren kısa bir sessizlikten sonra Gizem, “Tamam anne, ne yapılması gerekiyor ise yaparız. Babamın durumu nasıl peki? Nasıl karşıladı?” diye sordu.

İlk etapta, duygularını annesine yansıtmamaya çalışıyordu, belli ki annesi de çok üzülmüş ve bu durumla baş etmeye çalışıyordu. Annesine güç vermesi gerektiğini düşündü.

“Babanı bilirsin, beklemediğin zamanlarda beklemediğin tepkiler verebilir. Bu durumu da soğukkanlılıkla karşıladı; ‘Başa gelen çekilir. Allah ne kadar ömür verdiyse onu yaşayacağız’ dedi sadece.”

Gizem boğazında düğümlenen sözcüklerle, babasını gün içerisinde arayacağını söyleyerek telefonu kapattı.

Statü Kaybı

Arabanın içinde hıçkırarak, ağlamaya başladı. Ailesinden daha önce hiç kimse bunun gibi ciddi bir rahatsızlığa yakalanmamıştı. Onları nasıl bir sürecin beklediğini bilmiyordu. Bu sürece babasının dayanıp dayanmayacağı sorusunu düşünmek bile istemiyordu Gizem. Hemen aklından bu düşünceyi savuştururdu.

“Off, nereden çıkmıştı şimdi bu hastalık? Sırası mıydı? Tam da Ahmet’in İzmir’e gideceği döneme denk gelmişti babasının rahatsızlığı. Tek başına nasıl mücadele edecekti? O babasına destek olmaya çalışırken ona kim destek olacaktı peki?” gibi kafasının içinde art arda gelen soruların çıkmazlarıyla birlikte arabasını çalıştırdı ve işyerine doğru sürmeye başladı.

İşyerine, kafasının içinde dönen bu düşünceler ve onların sebep olduğu kaygılarla birlikte ulaştı. Masasına geldiğinde bilgisayarını açtı ve hiçbir şey olmamış gibi e-maillerini okumaya başladı. Özel hayatını hiçbir zaman işyerine yansıtmamıştı ve yine yansıtmayacaktı. İnsan değildi, her zaman her koşulda güçlü görünmek zorundaydı, değil mi? Peki, ama neden? Kendine neden böyle bir misyon yüklüyordu? Neden şimdi yöneticisine gidip, durumu anlatıp şu anda babasının ve annesinin yanında olmak istediğini söylemiyordu? Hissettiklerini paylaştığında statüsünden, prestijinden bir şeyler kaybedeceğini mi düşünüyordu yoksa? Gizem, derinlerinde bir yerlerde böyle düşündüğünü biliyordu aslında, sadece kabul etmek istemiyordu.

Sıra Beklemek

Öğlen molasında dışarı çıkmak istemedi ve salata söyledi. Yemeğinin gelmesini beklerken, babasını aramak istedi.

“Baba naber? Nasılsın?”

Mümkün olduğu kadar üzüntüsünü belli etmemeye çalışıyordu.

“Ne olsun, kızım iyiyim. Annen anlatmıştır sana, sıramı bekliyorum işte” diye cevapladı babası. Gizem, yutkunarak, gözyaşlarının boğazının arkasına gömdü.

“Ne sırası baba, bedenin bir süreçten geçiyor sadece. Sonucu öğrendikten sonra birlikte bu durumu da yeneceğiz inşallah. Lütfen moralini yüksek tutmaya çalış. Her zaman bana dediğin gibi, herkesin sınavı başka yerden gelir. Senin sınavın da sağlığın üzerinden geldi baba, ne yapılması gerekiyorsa yapacağız, sen merak etme” dedikten sonra aralarındaki duygusal havanın dağılması için işyerindeki olaylardan biraz bahsettikten sonra telefonu kapattı.

Yolu Bulmak

İçinden geçen karmakarışık duyguları kontrol etmeye ve ağlamamaya çalışıyordu. “Şimdi değil Allah’ım, lütfen şimdi değil. Babamın yanımda olmasına ihtiyacım var” diyerek içinden dua etti. O sırada telefonu çaldı, arayan Ahmet’ti.

“Hayatım nasılsın? Sabah, toplantım olduğu için çok erken çıkmak zorunda kaldım. Konuştun mu annenlerle?” dedikten sonra Gizem, hıçkırarak ağlamaya başladı. Ahmet, Gizem’in gözyaşlarına asla dayanamazdı. Onun için telaşlandı ama Gizem birkaç cümle ile ona durumu anlatmaya çalıştı.

“Ahmet, sonuç yüksek ihtimalle kötü çıkacak. Ne yapacağım şimdi ben? Sen de gideceksin, tek başıma halledebilecek miyim her şeyi?”

Ahmet her zamanki sakin sesiyle her şeyin yolunda gireceğini söyleyip onu teselli etmeye çalıştı. Akşam yemeğinden sonra birlikte babasını görmeye gideceklerdi. Ahmet’in varlığı, olaylarla mücadele ederken, ona güç veriyordu adeta.

Telefonu kapattıktan sonra Ahmet’in de içi buruldu. Gizem’i böyle bir dönemde yalnız bırakmak istemiyordu ama durumu değiştirmek için de elinden bir şey gelmiyordu. Onun babasına ne kadar düşkün olduğunu biliyordu.

“Belki de bu süreci yaşarken yalnız olması gerekiyor Gizem’in, yoksa bu şehir değişikliği tam da bu zamana denk gelmezdi” diye düşündü. Çevresinde tanıdığı birkaç onkolog ile görüşmeye, onlardan görüş almaya karar verdi. Bu yılın, ikisi de için çok zorlu geçeceği aşikardı, elbette bir yolunu bulacaklardı, hep bir yolunu bulmuşlardı.
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Demet Uncu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan