Ağustos ayı geldi mi, erken bir hüzün kaplar, “Yaz bitiyor” sıkıntısı her geçen gün biraz daha köşeye sıkıştırır beni. Bu sene böyle hissetmemeye karar verdim. Hislerimi şalter gibi açıp kapatamıyorum elbette fakat kendimi bazı düşünce ve planlarla sakinleştirebiliyorum. Örneğin yazı olabildiğince geç kapatmak bu düşüncelerden biri 😉
Nasıl mı olacak?
Şöyle; eylül/ekim sonlarında bir daha güneye inmeyi planlıyorum. İki senedir Kaş ve çevresi beni büyülüyor. Eğer mümkün olsa tası tarağı toplar, bu sıkıcı sanayi şehrinden taşınırdım, güneyin mavi sularla dans ettiği bir kasabasına. Ama elbette çocuklar bu kadar küçükken seçenek dahilinde bile değil. Ne yazık ki biraz daha zaman var bu arzumun gerçekleşmesi için. O zaman n’apıyoruz? Bol bol tatile gidiyoruz güneye 🙃
Heryer Fazla Kalabalık
Elbette sadece ben sevmiyorum bu sıcak güney şehirlerini. Herkes akın ediyor yaz mevsiminde buralara. “Siz gitmeyin, sadece ben takılayım şöyle efil efil” diyemeyeceğime göre, sezon dışında gitmenin daha mantıklı olacağına karar verdim.
Sezon Öncesi ve Sonrası
Haziran’da çocuklarla güneye inerken, bu durumu göz önüne alarak, okullar kapanmadan bir hafta önce çıkmıştık tatile. İnanılmaz keyifli bu tatilimizle ilgili yazmıştım daha önce 👉🏻 Çocuklarla 1500 Km
Gerçekten sezon ortasına göre oldukça boştu her yer. Tek tük insanın olduğu denizlerde yüzdük. Sezonda gitmenin akıllı işi olmadığı Kaputaş ve Ölüdeniz gibi plajlarda huzurla güneşlendik, uyuduk bile denizin sesini dinleyerek.
Tek bir noktada başarısız olduk. O da Adrasan’da yapmak istediğimiz tekne turu, sezon açılmadığı için gerçekleşemedi. Aslında onu da daha iyi bir organizasyonla halledebilirdik ama tecrübesizliğimize denk geldi. Bir dahakine önden ayarlarız artık 😉
Sezonda
Temmuzun son haftası ise yakın bir arkadaşımla benzer bir rotayı tamamladık ama elbette oldukça kalabalıktı her yer. Kalabalık ve de çok sıcak.
Tatil, hepimizin hayatın günlük akışından çalıp, kendimize hediye ettiği günler. Bu yüzden nereye, ne zaman, kiminle gideceğinize iyi karar verin ki tatiliniz zehir değil, hoş bir anı olarak yerini alsın hafızanızda.
Dört Mevsim Turizm
Sitemizin yazarlarından sevgili arkadaşım Didem Elif -biliyorsunuz kendisi Kaş’ta yaşıyor- Instagram profilinde geçenlerde bir yazı paylaştı. Gülümseyerek okudum. Sezondaki kalabalığı dört mevsime yaymayı hedeflemiş Didem. Ehhh oralarda yaşayanlar için bu kalabalıkların daha da büyük bir işkence olduğuna şüphem yok ama işte yapacak pek de birşey yok. Tatil herkesin hakkı. Kimseye gelme de denilmez. Ama ben arkadaşımı dinleyeceğim ve sezonda değil sezon dışında güneye inerek hem kendime hem de ülke turizmine iyilik edeceğim 😉
“Az insan bol huzur” diyen biri olarak son tatilimde yaşayamadığım keyfi çıkarabilmek için eylül ya da ekim ayında yeniden ineceğim güneye. İşte o zaman uçsuz bucaksız Patara, turkuaz Kaputaş, egzotik bir adayı andıran Ölüdeniz ve nicesi keyfime tahsis edilmiş olacak.
Arzum böyle ama hayat izin verecek önce.
Ben planlar yapıyorum, umarım hayat da gerçekleşmesine izin verir 😉 Neyse yeni bir rota çizmek bile “yaz bitiyor” sıkıntımı azaltmaya yetti.
Herkese harika bir ağustos dilerim 🤗
Didem Çelebi Özkan
2 YORUMLAR
Yaz hiç bitmese ne iyi olurdu değil mi? 🙂 Güzel bir çözüm yolu olmuş.
Canım benim öncelikle bir yazı okurken kendinden bahsedilmesiyle karşılaşmak pek hoş süpriz oluyormuş. 😊 Benimkisi ironiydi biraz elbette ama Haziran’da deneyimlediğin gibi sezon dışı buralar bir şahane. Şu an Patara’ya giden bir daha ömür boyu görmek istemiyor. Yoksa her daim buralarda seni görmek beni mutlu eder… İsterse cehennem sıcağı ve kalabalığı olsun… ❤️❤️❤️