Cadı Sanatı

Yazılar ve Ben

24 Eylül 2018

Yazılar & Ben

Yazdıklarımı okuyanlar genelde ne kadar içten ve samimi yazdığımı söylüyor. Öncelikle bu harika cümleyi kuran herkese kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.

Aslında içten olsun diye en ufak çaba göstermiyorum. Hatta bu durum senelerce lanetimdi denebilir. Herkese, herşeyi olduğu gibi anlatmak…

Bu yüzden de yüzlerce kişinin okuduğu bloğu yazarken zerre rahatsız olmuyorum. Tanrı içime bu duyguyu koymamış 😝 Pek rahatım maşallah tüm hayatımı olduğu gibi yazarken.

Yazılar & Ben

Anlatırken olduğu gibi; yazdıklarımdan sonra da insanların ne düşüneceğine ya da duyduklarıyla ne yapacaklarına dair en ufak bir endişe hissetmiyorum.

Ayrıca birşey söyleyeyim mi?

Siz anlatsanız da anlatmasanız da insanlar hayatınıza dair yalan yanlış birçok şey kurguluyor.

Bari siz anlatın da dedikoduları konuşmak yerine, gerçeklerle çekiştirsinler sizi 😉

Sitede sadece yazmadığımı, onu yönettiğimi de biliyorsunuz. İstatistikleri kontrol ederken fark ettiğim en önemli kriter, yazarlar kendilerini ne kadar açarsa okuyucuya, o derece fazla okunuyorlar.

Tüm ilişkilerin oyunlar üzerine kurulduğu bir dünyada sanırım okurlarımız da gerçek birşeyler yakalamak istiyor.

Sitenin yazar kadrosunu oluştururken, kişilerde en çok cesareti aradım. Ne kadar cesurlarsa, o kadar iyi yazılar çıkıyor, bundan emin olabilirsiniz. Okurlarımızın artık çok da iyi bildiği gibi oldukça cesur bir kadromuz olduğunu söyleyebilirim.

Sırlar

Yazının başında da bahsettiğim gibi herşeyi olduğu gibi anlatmak uzun yıllar lanetim oldu. Üniversitede yakın bir arkadaşım bir gün; “Didem, hiç sadece senin bildiğin bir sırrın var mı?” diye sormuştu.

Soru bir an beni şaşırtmış, kısa süreliğine de olsa kendimi sorgulamama neden olmuştu. Cevap “Yok”tu çünkü.

Yıllar geçtikçe ara ara bu soruyu, bu sefer kendi kendime sordum. Cevap hiç değişmedi. Elbette herkes herşeyi bilmiyordu ama birileri muhakkak herşeyi biliyordu. Hiçbir zaman sadece bana ait tek bir sırrım olmadı.

Lanet

Buna yıllarca lanet dedim çünkü insanlar ellerine teslim ettiğim bilgiyi genelde canımı acıtmak için kullandı. Peki ben vazgeçtim mi anlatmaktan? Hayır. Geçemiyorum çünkü. Susamıyorum. Birileri sanki casusların kullandığı doğruyu söyletme iğnesi 😝 yapmış bana daha ben bebekken ve o günden beri ben durmadan anlatıyorum.

Günlükler

Ortaokul, lise yıllarında günlük tutmayı çok severdim. Neden bıraktığımı belki başka bir yazı da anlatırım. Neyse günlüklere geri dönecek olursak, bunlarda sadece ben yoktum, çevremdeki herkes bir romanın kahramanları gibi kendi hayatlarından birçok detayla yeralırdı bu günlüklerde. Yani anlayacağınız günlükler sadece benim özelim değildi.

İnsan, günlüğü kendine yazar ya, benim için bu da asla söz konusu olmadı. Ben biten her defteri içinde adı geçen herkese okuması için verirdim. Sadece yazmanın verdiği rahatlama için değil okunmak için de yazıyordum ben anlayacağız.

Günlüklerden Bloğa

Sanırım bugün de hâlâ aynı şeyi yapıyorum. Siz okuyun diye günlüklerimi buraya bırakıyorum 😉🤗

Didem Çelebi Özkan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

3 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 24 Eylül 2018 at 22:46

    Senin sohbetin her zaman mı güzel olur, her zaman mı dinlenir ve okunur 🤗💜💜

  • Yanıtla Yeşil Yol 25 Eylül 2018 at 17:47

    yine öz güven patlaması ve tamamıyla realist bir yaklaşım ve beğenerek okuduğum bir yazı daha… teşekkür ederim
     
    fakat bende şöyle bir şey söylemek istiyorum. bu huy mu, özellik mi, ya da kontrol edemediğin bir gerçekçilik mi desem yanlış bir cümle kullanmak istemiyorum, bunu sanki sevmiyor engellemek istiyor fakat bazı restleşmeler, etkenler, tepkiler nedeni ile devam ettiriyorsun gibi geldi bana.
     
    çünkü ne kadar gerçekçi, açık sözlü, cesaretli olursa olsun bir insanın sadece kendine ait, kendi dünyasında kalmasını arzuladığı gerçekleri olmalı. değer verdiği en yakın arkadaşı ile bile paylaşmak istemeyeceği, tabiri caizse orada kalmalı, özel olmalı dediğimiz anlarda olmalı diye düşünüyorum. bu nadir ve özel anları neden paylaşma gereği duyuyorsun merak ediyorum gerçekten. aşırı bir öz güven ve aşırı bir tepkime sonucu mu…?
     
    ama ne olursa olsun sahte yapmacık imitasyon olacak yerde dobra içi dışı bir açık sözlü olmayı, olanı tercih ve tebrik ederim.
     
    günlükleri de merakla bekliyorum 🙂
     
    kalemine ve yüreğine sağlık…

  • Yanıtla Paçariz 26 Eylül 2018 at 10:18

    Bir Amerikalı ile evlenmiş olan müslüman toplumundan çıkmış bir kadının bu topluma verebileceği bir şey olmadığı kanaatindeyim.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan