Kırmızı

Kahkaha Egzersizi

16 Ocak 2019

* Yazarın Notu: Bu yazıyı, Tony Anderson – Dreams and Visions dinleyerek okumanız tavsiye olunur. YouTube linki için tıklayabilirsiniz.

Kahkaha Egzersizi

Kahkaha Egzersizi, olur mu, demeyin.
Oluyor.
Hayatta daha nelere “Olur mu?” diyoruz bize önce garip gelen.
Ve sonra 1 bakıyoruz ki, oluyor.

Yüzyılların dolma fıstıklı, kuş üzümlü, sızma zeytinyağlı yaprak sarması önümüze, kenarları altın sırlı porselen 1 tabak içinde, vişneli olarak servis ediliyor, zihnim bunu menü kartında ilk okuduğunda yüzümü buruşturmama sebep oluyor, lakin ince uzun sımsıkı sarılı bedenini ortadan 2ye bölüp tabağa sızan buğulu kırmızı renginden arta kalanları dilimle damağımın arasına yerleştirip dişlerimin de yardımıyla mideme yolladığımda, fikrim 1 anda değişiyor.

Kahkaha Egzersizi de, işte biraz buna benziyor.

Bu dergideki ilk yazımda “kahkahalar” önemli benim için hayatta ve buna daha sonra değineceğim demiştim. Şimdi vaktin geldiğine karar verdim.

Ülkenin; 83 yaşındaki babamın tabiriyle “Daha önce hiç böylesini görmedik..” dönemlerinden geçtiğimiz şu günlerinde, her sabah hayata karışıyorum 1 şekilde. Ba(ğ)zen anne, ba(ğ)zen satışçı, ba(ğ)zen evlat, ba(ğ)zen sevgili, ba(ğ)zen arkadaş, ba(ğ)zen kardeş, ba(ğ)zen vatandaş rolümle. Bu hayata karışan hallerimle insanlarla tanışıyorum, karşılaşıyorum, iletişim kuruyorum, yanlarından öylece geçiyorum, önümden öylece geçiyorlar, ve izliyorum onları. Ne hissetiklerini anlamaya çalışıyorum bu şekilde. Herkes, daha önce ömrümde hiç görmediğim kadar mutsuz ve gergin 1 ruh halinde. Mevsimsel 1 etki de olabilir mi bu acaba diyorum. Fakat bilhassa işim gereği yaptığım yurtdışı seyahatlerinden döndüğümde aslında bunun mevsimle ilgisi olmadığını farkediyorum hüzünlü 1 şekilde.

Korkunç 1 tespit belki ama “mutlu olmayı unutuyoruz..” galiba gün geçtikçe.

Tekrarlanmayan 1 davranış, aktif halde olmayan 1 duygu; kullanılmayan 1 organ gibi algılandığından bedenimizce, unutuluyor 1 süre sonra zihnimizce.

Sahi siz en son ne zaman mutlu hissetmiştiniz kendinizi veya kahkahalarla gülmüştünüz içinizden geldiğince?

Hayatın gerçeklerinden uzaklaşarak mutluluğu aramak, hiçbir zaman varılması mümkün olmayan 1 ülkeye doğru yola çıkmak gibi aslında.
Çok sevdiğim birçok düşünür de tam da bunu fısıldıyor sırları arasında;

“Hayatın en zor, en kasvetli, en sıkıntılı zamanlarında hep ve en çok mutlu olmayı hatırla..”

“Mutluluk” fasiküllerden taşacak düzeyde devasa 1 konu; içinde türlü bedensel, zihinsel, bilimsel, duygusal ve ruhsal veriyi barındıran ama benim bahsetmek istediğim, bu kocaman mutluluk pastasının üstündeki kremadan neffis 1 lokma. Kahkaha.

Günlük hayatınızda bolca kullanmanız için de tarifi bırakıyorum buraya.

Malzemeler:

İnsan
Nefes
Zihin
Beden

Yapılışı:

İnsan, günün herhangi 1 saatinde herhangi 1 yerde, oturur ya da ayakta rahat 1 pozisyonda, burnundan nefesini alır, diyaframına yollar, 4’e kadar sayar, nefesini dudaklarının arasından yollar ve ardından hiçbir sebep olmaksızın kahkahalar atmaya başlar. Bu kahkahaların ilk birkaç tanesi zorlayıcı yani –mış gibi kahkahalarken, 1 süre sonra zihninin bu kahkahalarca kandırılması sayesinde insan, gerçek kahkahalarını art arda sıralar. Gerçek kahkahalar, beyin tarafından derhal algılanır ve beyin de bu şahane davranışı ödüllendirmek maksadıyla, mutluluk verici hormonlarını hızla salgılamaya, 1 yandan da beden için iyi ve sağlıklı hücreler üretmeye başlar. Bu sayede bağışıklık sistemi de gücüne güç katar.

Her yerde ve her koşulda kullanılabilen bu tarifi düzenli olarak günde birkaç defa uygulayarak bedene, ruha, kişisel ve sosyal yaşama olumlu katkılarını kısa sürede görebilirsiniz.

Şefin Tavsiyesi 😉

Kahkaha bulaşıcı 1 davranış olması itibariyle de, insandan insana çok kolay ve hızla geçebilmektedir. Yapılan çok sayıda sosyal deneyde, 1 ortamda kahkaha atmakta olan birini görenlerin de, saniyeler içinde hiçbir sebep yokken kahkahalar atmaya başladıkları gözlemlenmiştir.

Biliyorum, hepimiz bugünlerde çokça kemerleri sıkıyoruz, kendimizi sıkıyoruz, birileri bizleri sıkıyor, hatta ba(ğ)zen boğazımızı sıkıyor ama biliyoruz ki hayat bunlarla ve bunlara rağmen 1 şekilde akıyor, o nedenle bırakalım hepsini 1 kenara, aça aça kollarımızı 2 yana, uyandığımız andan uykuya dalana değinki vakit aralığında, atalım kahkahalarımızı bolca, nedensizce ve zamansızca; şükrederek varlığımıza, sağlığımıza, sahip olduklarımıza, mutlu olmayı anımsaya anımsaya…

Nurdan Yılmaztürk

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Günay Aydın 16 Ocak 2019 at 12:56

    Kahkaha egzrsizini ilk keşfedenin kendim olduğunu söyleyebilirim. Tabi keşfeden başkalarının da olduğunu bilmezdim hiç, bu yazıya kadar…
     
    46-47 yıl önce olmalı. Kuzenimle oynayacağımız oyunları oynayıp tükettiğimizde içine düştüğümüz sıkıntılı anları savuşturmak için bir anda aklıma geliveren bir fikir olduğunu iyi anımsıyorum.
     
    “Hadi gülme oyunu oynayalım,” diyerek önce sahte minik kahkahalarla başlayan süreç, kendi yaptığın şeyi komik bulduğundan kendi kendine gülmekle yani gerçek kahkahalarla devam ediyordu.
     
    Bunu öğrencilerime de önerdiğim zamanlar oldu 🙂

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 16 Ocak 2019 at 17:45

      46-47 sene öncesi.. süpersiniz valla 🙂 🙂
       
      “kahkaha yogası” olarak geliştirilmiş 1 uygulama var dünya genelinde. temeli hindistan’a dayanıyor. ben Türkiye’de Duygu Pasin’den aldım bu konuda eğitim 2 kez. Çok memnun kaldım öğretinin pratikliği hususunda da.
       
      Aslında bizler dünyaya gelirken kahkaha atmayı biliyoruz ve aynı sizin hikayenizdeki gibi kahkaha atmayı en iyi bebekler ve çocuklar başarıyor. Çocukken günde 300-500 kahkaha atarken, yetişkin olduğumuzda bunun günde 15-20’ye düştüğünü söylüyor sosyal deneyleri yapanlar.
       
      Öğrencileriniz ne kadar şanslıymış sizden ne güzel 1 oyun öğrenmişler. Dilerim tüm hayatları boyunca sizi bu şekilde kahkahalarla hatırlarlar 🙂 🙂
       
      bol kahkahalı günler hepimize 🙂 🙂

  • Yanıtla Ferit Sağlam 16 Ocak 2019 at 23:20

    İnsanoğlu, sarraflık zenaatini geliştirdikçe, özellikle kırklı yaşlarının ortalarına doğru daha kolay ayırt edebiliyor sahteyle gerçeği birbirinden. Sıklıkla yamacımızda yerleşik, özellikle de depresif, mutsuz veya kederli hallerimizde tam da yanıbaşımızda bulabildiğimiz; ancak moralimizi düzeltmek şöyle dursun, koma halimizle beslenmekten şeytani bir haz aldıklarını fark ettiğimiz, fakat onca müspet şüpheye rağmen yine de toz konduramadığımız kişiler olmuştur muhakkak hepimizin hayatında.
     
    Bu gibi durumlarda sihirli turnusol kağıdımız işte o şen “kahkaha”mız…
     
    Armonisi ruhumuzu bedenimizle akort ederken, bir takım tenyagillerin kız kaçıranı da olacaktır kuşkusuz, o şen kahkaha…
     
    Farkındalığınla fark yaratmaya devam ediyorsun. Gülmenin en çok yakıştığı kadın; kahkahasını sevdiğim…

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 17 Ocak 2019 at 09:04

      40lı yaşların bu kadar kıymetli olabileceğini ben de hiç düşünemezdim doğrusu. En büyüdüğüm yaş galiba benim de bu oldu 🙂
       
      İyi ve kötü zamanların iyi insanları ve hatta kötü zamanların daha kötü insanları da mutlaka olmaya devam edecektir etrafımızda yaşam boyunca, zira hayat herkesi ruhen ve kalben büyütemiyor aynı oranda. Ama dediğin gibi, kahkahalar daha değerli böyle zamanlarda.
       
      Bol kahkahalı günlerimiz olsun, sağlıkla, muhabbetle, huzurla…

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 17 Ocak 2019 at 08:03

    Hayatımda duyduğum en güzel kahkahalardan birine sahip kadın, beni gene oldukça şaşırttın. Nasıl dolu dolu güldüğünü, kahkalarına eşlik eden gözlerinin etrafındakileri de kahkaha atamıyorlarsa bile gülümseye davet ettiğini bilmeme rağmen işte gene şaşkınlıkla satırlarını okudum. Bunu hayatında bir egzersize çevirdiğinden bi’ haberdim. Ne harika bir çalışmaymış, herkes denemeli bence 😉

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 17 Ocak 2019 at 08:35

      birlikte gülebilmek çok güzel de ondan senin aklında kalıyor benim kahkahalarım 🙂🙂 çünkü dünya, birlikte gülebildiklerinle gerçekten şahane 1 yere dönüşüyor.
       
      ben de egzersiz olduğunu bilmiyordum önce, sonra Duygu Pasin’den öğrendim “kahkaha yogası”nın tüm hikayesini, geçmişini…
       
      uygulama kısmı daha da detaylı ama kişisel yaşama bu kadarı ile de uyarlanabiliyor. bence de herkes denemeli. bünyeye şifa. 🙂🙂
       
      kahkahalarımız bol olsun bi’ taneciğim 🙂

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan