Ay Işığı Yolcusu

21. yy. Yalan ve Kötülük Yüzyılı mı?

26 Mart 2019

Yazı: 21. yy. Yalan ve Kötülük Yüzyılı mı? | Yazan: Atakan Balcı “Arkadaşım Şeytan” adında, eğlenceli bir Türk filmi vardı, bilmem anımsar mısınız? “Ali Poyrazoğlu”ydu sanırım “Şeytan” karakterini canlandıran. Klasik mit üzerinden gidip, Şeytan’ın “görevini”(?!) yapışını, insanların arasında, İstanbul’da dolaşıp durmasını gösteriyordu. “Şeytan” sözcüğünün Türkçe “Cayıtgan” adının deforme olmuş biçimi olduğu savını da dikkate alırsak, görevi de daha iyi anlaşılıyor tabii, Tanrısal yoldan “caydırmak”, tabii bedeli karşılığında. Filmin sonunu söylemeyeceğim, ama içimden bu yüzyılla ilgili geçenlerle birebir örtüşüyor; ne oldu insanlığa?

Yozlaşma Kültürü

Bu yüzyıla girer girmez olmadı tabii. Hemen ve anında kötücül bir değneğin dokunmasıyla değil, “1 Ocak 2001”in kötücül sihri gibi değil. Ama çok geçmeden de duyumsanmaya başladı yozlaşma. Tv bağımlısı sayılırdım ben ve ben bile tv izlemeyi önemli oranda bıraktım örneğin, her alana yayıldı bu kültür. Ne oldu insanlığa?

Dedikodu

Dedikodu kültürü, çok uzun süredir vardı zaten insanlarımızda ama yeni yüzyılla birlikte kendini aştı insanlar artık bu noktada da örneğin. Kendi yaşamları, düşünceleri bu denli mi tükendi ki başkalarının yaşamı üzerinden olgular durumlar üreterek bireylere hiçbir özel an, hiçbir özel durum bırakmadılar? Ne oldu insanlığa?

Kötülük

Kötü insanlar da vardı tabii, yok muydu? İnsan öldürenler, can acıtanlar ve dilimin söyleyemediği, parmaklarımın izleyemediği oluşları gerçekleştirenler yok muydu? Yok muydu “iblis”leri utandıracak sahneler? Yok muydu?

Vardı elbet her tür kötülük ama bu derece yaygın ve bu derece ikiyüzlüce değildi bence hiçbiri. İnsan türünden iblisler yoktu sanki daha öncesinde. Ne oldu? Nereden çıktı bütün bu kötülük birdenbire? Ne oldu insanlığa?

İblislik

“Şeytan” sözcüğü “caydıran” olarak temellendirilmiştir klasik mitin ve benzer mitlerin temelinde. Sıradan insanlar “kötücüllük” anlamını da kendi anlayışlarınca yükleseler de, o anlam için ayrı bir sözcük vardır Türkçede de kullanılan, “İblis”.

İblisliği hiç bu denli somut ve iki ayaklı iblislerin soluğunu da hiç bu denli ensemde duymamıştım. Ne oldu insanlığa?

İkilem

Dürüstlük mü yalan mı? Nasıl büyük bir ikilem, değil mi? Hayır değil. Bütün bu kötücüllük zamanına girişimiz de bu noktayla ilintili bence. Dürüstlük mü yalan mı?

Böyle bir ikilemde hiçbir zaman kalmadım, doğrusu yetişme koşullarımın payı büyük bunda çünkü ergenliğin sonlarına doğru, diğer insanların söylediği yalanları ayrımsayıp söylediklerinin doğru olmadığı gerçeği ile kendi ağızlarından yüzleşene kadar(ki bu benim için üniversite idi)yalanın yaşamdaki yerini, insanlar arasındaki yerini algılayamamışım. Benim yetişme koşullarımda yalan yoktu çünkü. Peki insanlık? Ne oldu insanlığa?

Kötülüğün Kökeni

Benim için ikilem yok, dürüstlük var ve insanlığın önemli bir kısmı için de, tümü için değil iyi ki, ikilem yok çünkü dürüstlüğe inanmayan geniş kitleler var.

Dürüstlüğün olmadığı yerde kötülük çağının başlaması kaçınılmaz değil mi? Bir yandan kötülük kat kat artar, diğer yandan da yalanlar, yalanlar, yalanlar. Masumlar suçlanır kötü olmakla; kötüler alkışlanır iyiliğin kahramanı oldukları savıyla. İftiralar bir furyaya döner. Masumlar asılır, linç edilir, canları yakılır dünyanın her köşesinde farklı biçimlerde yakılır “İblis” olmak suçlamasıyla İblislerce. Ne oldu insanlığa?

Yüzleşmek

Bütün bu iftiracı, yalancı, bozuk yürekler ne zaman türedi? Hep mi vardı yoksa da içlerinde mi özeldi? Yüzleşme çağındayız belki de. İnsanların içlerindeki yalanla, İblisle, kötülükle yüzleşme. Atlatabilirsek bu yüzleşme dönemini, sonu iyiliğe çıkacak umarım. Çözüm yine de dürüstlükte yani, yüzleşme yoluyla.

Peki tamam da, yine de; ne oldu insanlığa?

Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 27 Mart 2019 at 10:10

    21. yy’da insanların daha da kötüleştiğini düşünmüyorum, bence “insan” ezelden beri “kötü”yü de en az “iyi” kadar içinde barındırıyor. “İyi”ye yönelmek için devamlı bir savaş vermemiz gerekiyor, aksi halde “kötü”nün cazibesine kapılmak oldukça kolay. Bu savaşı vermek tarih boyunca birçokları için seçenek dahilinde bile olmamış. Bu çağın insanları olarak da biz kendi dönemimizin şeytanları ile savaşmak zorundayız. Hem içimizdeki, hem de dışımızdaki kötüyle…

  • Yanıtla Günay Aydın 30 Mart 2019 at 10:34

    Ne oldu insanlığa?
    Bence yanıtı da kendi kadar basit bir soru bu.
    İletişim araçlarının bunca ileri düzeyde olmadığı zamanlarla günümüz dünyası kıyaslandığında…
    Ve yine bu ileri(!) zamanda yaşamımızın önemli bir parçası halindeki iletişim araçlarından şiddetin, acının, kan ve göz yaşının, her türlü sapkınlığın pompalanarak normalize edildiği bir sistemde insanlığın ne yönde evrilmesini bekliyorduk ki?

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan