Herkese yeniden merhaba;
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de corona’nın etkisinin devam ettiği günleri yaşamaya devam etmekteyiz. 16 Mart’tan itibaren evlerimize kapandık ve bunun daha ne kadar süreceğini de bilmiyoruz. Öyle bir düşmanla karşı karşıyayız ki; bu tanımadığımız, yeni ve çok ama çok tehlikeli bir düşman. Daha önce dünyada farklı formlarıyla karşılaşmış olsak da bu virüsün tahribatı diğerlerinden daha büyük. Öyle büyük ki; en güçlü ülkelerde bile kırmızı alarm verildi.
Küçük ama zararının çok büyük olduğu corona virüsü, insanları acımasızca öldürmeye devam etmekte. Tüm dünya bu virüsle olan mücadelesini sürdürüyor. Ülkemizde de birçok tedbir alındı. Geçtiğimiz ay içerisinde okullar tatil edildi. Öncelikle iki hafta olarak belirlenen ara tatil, şimdi 30 Nisan’a kadar uzatıldı. ÖSYM’nin yaptığı çoğu sınavın tarihleri değişti. Şu an okullar tatil edilmiş olsa da eğitim ve öğretime online bir şekilde devam edilmekte. Hem devlet okullarında hem de özel okullarda değişik uygulamalar aracılığıyla online eğitim yapılmakta. Böylece ülke olarak online eğitim sistemine hızlı bir şekilde giriş yapmış olduk.
Halk olarak her şeye çok çabuk uyum sağlayabilme özelliğimiz var.
Türk milleti olarak değişikliklere çok alıştık ve hızlı bir şekilde de ayak uydurabilmekteyiz. Nitekim online eğitim sistemine geçtiğimiz andan itibaren okullarda yetkili kişiler hemen öğretmenlerle digital iletişim kaynakları vasıtasıyla toplantılar düzenlediler. Kendi eğitim felsefelerine en uygun olan online eğitim uygulamasını tercih ederek eğitim ve öğretime başladılar. Tabi ki önce bu durum öğretmen ve öğrencilerde panik hali oluşturdu. Çünkü yıllar boyunca süren örgün eğitim sisteminden aniden uzaktan eğitime geçiş, alışılmışın dışındaydı ve bu bilinmeyen durum, doğal olarak insanları korkutuyordu. Yine de herkes apar topar online eğitime geçti. Öyle ki; online eğitime geçişte biraz yavaş hareket eden kurumlar veli ve öğrenciler tarafından eleştirilmeye başlandı. Çünkü yeniliklerin çağındayız ve bu çağın hızına ayak uyduramayanlar affedilmeksizin saf dışı edilmeye mecburlar.
Bazı öğrenciler online eğitimi sevmeye başladı.
Daha önceki yazımda (Eğitimde Corona Arası) öğrencilerin digital eğitim sistemini sevmediğinden bahsetmiştim. Örgün eğitim sistemini, yani arkadaş ve öğretmenlerini özlediklerini dile getirmekteydiler. Fakat daha sonra süreç başladıktan sonraki geri dönütlerde bazı öğrenciler, online eğitimi sevdiklerini dile getirdiler. Programlar aracılığıyla artık görüntülü olarak öğretmenlerini ve arkadaşlarını canlı bir şekilde görüp konuşabildikleri için bir nebze de olsa online eğitimi yavaş yavaş kabullenmeye başladılar. Ayrıca dersler online olduğu için anlamadıkları bir yerde anında öğretmenlerine soru sorabilme fırsatına sahiptiler. Hatta bazı öğrencilerde bu durum avantaja döndü. Çünkü okula giderken ve gelirken kaybettikleri zamanı değerlendirebilme şansını yakaladılar.
Online eğitim ayrıca evde kalma sürecini eğlenceli bir hale getirdi. Coronavirüs, herkesi maddi manevi olumsuz etkilediği için şu sıralar insanların en çok motivasyona ihtiyacı var. Böylece online eğitim, öğrenci ve öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu motivasyonu da sağlamış bulunmakta.
Malesef coronavirüs nedeniyle sevdiklerimizden kaçar olduk. Herkes birbirine şüpheyle bakar oldu. Sosyal varlıklar olduğumuz için birbirimizden ne kadar kaçmaya çalışsak da insan ilişkilerine ihtiyacımız var. Dolayısıyla online eğitimle birlikte iletişim kurarak hem sosyalleşebiliyor hem de eğitim ve öğretimimize devam edebiliyoruz. Bu nedenle de bazı öğrencilerimiz önce kabullenmekte zorlandığı online eğitime bugünlerde alışmaya hatta bu sistemi sevmeye başladı.
Sağlık ve eğitim sektörü halkımız için hizmet vermeye devam ediyor.
Şimdilik eğitimde corona süreci bu şekilde devam etmekte. Bakalım önümüzdeki günlerde neler yaşayıp göreceğiz? Türkiye’de neredeyse tüm sektörler durduruldu. Ancak özellikle iki sektör var ki hizmet vermeye devam etmekte. Bunlardan biri sağlık diğeri ise eğitim sektörüdür. Elbette bir ülkenin kalkınması için tüm sektörler önemli ve özeldir. Ama 2 sektör var ki ülkeler için çok önemlidir.
Şu anki yaşadığımız durum, sağlık sisteminin son derece önemli bir sektör olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bununla birlikte eğitim sektörü de bir ülkenin can damarıdır. “Her şeyin başı eğitimdir.” diye hepimizin diline pelesenk olmuş bir söz var ki; bu sözün haklılık payı her geçen gün artmaktadır. Bugünlerde tüm dünya coronavirüs için aşı bulmaya çalışmakta. İnsanları aşı bulmaya götürecek yol ise eğitimdir. Bu iki sektörün önemi her geçen gün artmaya devam etmektedir.
Teşekkürlerimi sunuyorum…
Bir eğitimci olarak ülkemizin tüm sağlık ve eğitim çalışanlarına sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Özellikle hayatlarını hiçe sayarak insanların sağlığı için canla başla çalışan sağlık çalışanlarına tüm içtenliğimle minnet ve teşekkürlerimi iletiyorum.
Sizlerin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz.
İyi ki varsınız…
Hepinizi saygı ve sevgiyle alkışlıyorum…
Çiğdem Mertoğlu
No Comments