Gamlı Hazan

Neydi O Zaman Aşk?

7 Eylül 2020

Yazı: Neydi O Zaman Aşk? | Yazan: Dr. Mehtap Uğur

Sen geldin. Ben buradaydım. Sabah mıydı ki? Belki bir akşamüstüydü. Belki gece. Yıldız mıydı ortalık, güneş miydi ısıtan, neydi? En büyük üzüntüm ısınan, yanan ellerimi kendim yerine sana uzatmamdır. Ne aşk yaşattım kendime senin nezdinde. Yandım, yandım, döndüm yine yandım. Adın geçmeyen tek nefesim olmadı yıllarca. Hasretlenmediğim tek an. Ne Mecnun oldum ben. Ne Leyla oldum. Öyle sakına, öyle salına, öyle hesapsız, öyle katıksız, aptal bilinçaltımın tüm ilkelliğiyle uydun oldum.

Neredeyim şimdi?

Aşk bitti. Sorularım ve 50 yaşımla başbaşa yazıyorum. Kimi sevdim, neyi sevdim, neden seni seçtim? Seni sevmeyi mi sevdim, beni çok sev diye mi seni sevdim? Acıtmaların, kırıp geçmelerin, ben beklemeseydim aşkını, gerçek olur muydu? Yoksa s.ktiri basıp dönüp gider miydim? Beni sende herşeye rağmen tutan şey, sev beni, iste beni, bende kal manyaklığı mıydı?

Anca, dostlar, 50 olunca anladım; sevmek için doğduk biz. Sevilmek için değil. Seni, sensiz sevmeyi becerebilseydim, beklentisiz, başka olurdu belki her şey. Bilemiyorum. Belki.

Yoksun şimdi.

Yokluğun kızdırmıyor beni artık. Seni ve kendimi affettim, saldım gitti. Sonuçta insanız, şaşarız. Şaştık, yanlış anlaştık, hatta anlaşamadık, buna da aşk dedik, yaşadık.

Sana sevgiyle veda edebilmenin hazzını yaşıyorum şimdi. Belki de öfkem, yaşadığım hayal kırıklığındandı. Senin ani gidişin bile sakinleştirmedi beni. Düşün öyle deli bir hipnozdu yaşadığım aşk. Öyle kızgın, öyle kızgın.

Yıllarca ağlayamadım, her duygulandığımda gözyaşlarım ateşe döndü, saçıldı gözlerimden. Söndürecek tek bir damlayı akıtamadım. Büyüdü, büyüttün, büyüttüm. Öfkeyle beslendim. O koca aşkın yerini sardı.

Karşılıklı durduk salonun ortasında, elimizde kılıçlar. Gözlerimizde yangınlar, dilimizde yılanlar. Acıtmak istedik birbirimizi. Kanatmak, ağlatmak, yollamak istedik uzaklara.

Neydi o zaman aşk?

Bomboş ve saçma sapan bir şeydi. İnsanın kendine söyleyip, bir de buna inanmasıydı. Sen kendine, ben kendime söyledim. Sonra da diğeri yapmış gibi bilendik. Anbean, yıl ve yıl. Karmaşa, kaos, parça parça, kırık dökük. Bitirebilmek, kabullenip yapamamayı, yenilgiyi gitmek buralardan kaç yılımızı aldı. YETER demek. Kendimizden mi kaçtık birbirimizi severken? Kendi değersizliğimizi mi örttük? Kendi yetersiz sevgimizi mi kaçırdık yine kendi gözlerimizden?

Neydi o zaman aşk?

İnsanoğlunun kendine söylediği en büyük yalandı. Leyla’nın değil, Mecnun’un kendine ettiğiydi aslında. Leyla masumdu. Aslında senin ve benim masum olduğum gibi. Boşuna üzdük, üzüldük. Olmayanı oldurmaya çalıştık. Daha çok yıkıldık. Tek tek önce, sonra blok blok düştü tüm tuğlalar.

Herkes mi böyle peki?

Hemen hepsi. Ellime geldiğim şu günlerde diyorum ki; yine de iyi ki yaşamışım tüm bunları. En azından, o azınlığın içindeyim şimdi. Onlar o yıkıntının altında nefes almaya çabalarken, ben üstüm başım toz toprak, güneşi kendi üstüme doğduruyorum.

Kimse yıldız değil ışıl ışıl, benden gayrı. Dünya da benim, ay da, güneş de. Ne uyduyum ne uyduya ihtiyacım var. Ben kendi yolumu kendim bulmaya çalışıyorum. Rehber de benim, kaybolan da benim. Özgürüm. Özgürüm.

Mehtap Uğur

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 7 Eylül 2020 at 15:18

    “Kimse yıldız değil ışıl ışıl, benden gayrı. Dünya da benim, ay da, güneş de. Ne uyduyum ne uyduya ihtiyacım var. Ben kendi yolumu kendim bulmaya çalışıyorum. Rehber de benim, kaybolan da benim. Özgürüm. Özgürüm.” 👏🏻
     
    Gerçekten çok hoşuma gitti, kaleminize sağlık.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan