Boracay | Filipinler’in En Ünlüsü

“Bakir kalan ülke var mı hâlâ?” diye sorsalar hiç şüphesiz Filipinler derim. Ama bir noktasını çıkartmamız gerektiğini de hatırlatırım. Doğanın el değmemişliğinin güzelliği ile adeta kaktüsün açan çiçeği misali. Boracay’a gelme sebebiniz işte bu çiçek içinden bal almaktan başka bir şey değil…

Boracay

Uçağın, Caticlan Havalimanı’na yaklaşması esnasında gözümüze çarpan o kristal sular ve bembeyaz kumsallar karşıladı bizi. Mavilikler üzerinde geçen uzun ve yorucu uçuşun ardından gelen bu parıltı, fondaki tropikal yeşil ile bir anda hızlı şarj etkisi ile doldurdu hepimizi. Boracay’dayız. Adına şarkılar yazılan o meşhur adada.

Gitmek kolay değil ülkemizden ama göze alırsanız 11-12 saatlik uçuşu dönmek daha da zor olacaktır emin olun. Biz döndük ama ruhumuzu bırakarak…

Manila’ya direkt gidebilme fırsatımızın olması bile güzel ama Boracay için ikinci bir uçuş maalesef kaçınılmaz. Neyse ki vizesiz ülkelerin başında olması aktarma ekstrasının üzerinde bir artı.

Caticlan’a inişimizle gülmeye başlamamız sanırım az önce yukardan gördüğümüz manzaranın yarattığı etki. Ufacık bir havalimanı burası. Ama valizler için yürüyen bandın “İmdat!” dediği oranda kalabalık! Nem ve sıcak havanın da bize hoş geldin demesiyle otelimizin transfer aracının klimasına yapışmamız arası çok kısa sürüyor.

Boracay’da havalimanı yok. Hemen yanı başındaki adanın adı Caticlan. Havalimanı da burada. Otellerin sistemi de buradan müşterilerini transfer araçları ile otele taşımak şeklinde. Ancak yan adada dediğimi yakalayanlar deniz yolunu şimdiden düşündüler bile 😉 10-15 dakikalık feribot seferi için iskeledeyiz. Denizi de kat ettikten sonra işte artık Boracay huzurlarınızda.

7000’den fazla ada var Filipinler’de. En meşhuru ise tartışmasız Boracay.

Boracay, ada, falan dediğimizde aklınıza Kıbrıs, Grönland kadar büyük bir yer gelmesin sakın, 7 km uzunluğu, 1 km genişliğinde bir yer burası. Nüfusu da 12 bin küsür ama yılda 1 milyondan fazla insanın buraya doluştuğunu gözlerimizle görüyoruz.

Nedir bu kadar rağbet edilmesinin sebebi demedik çünkü adadaki ilk dakikamızdan itibaren bunu görmeye başladık. Adada 13 adet plaj var ve bunların hepsi birbirinden güzel. En ünlüsü ise; White Beach. Bu plajların tamamı bembeyaz kumlarla kaplı. Zaten yerel dilde “Borac” yani “pamuk” anlamı da buradan geliyormuş.

Bu plajların devamında ise harika bir deniz. Denizin altında cennet gibi su altı canlılığı, akşamında gerçekten en iyi günbatımı manzarası, deniz ürünleri bol restoranlar, birbirinden güzel oteller ve en önemlisi ucuz (TL kazanan birisi için bile) olması. Evet yanlış duymadınız, ülkemizden gittiğimizde şu ana dek alım gücümüzün en fazla olduğu yer Filipinler. Boracay belki bir çıt pahalı bile ülkenin diğer yerlerine göre ama yine de mutlu olabilirsiniz.

Biz bu mutluluğumuzu, en ünlü plaj olan White Beach’in Station 1’inde kutluyoruz. 4 km uzunluğundaki bu White Beach’i 3’e bölmüşler. Station 1, en uzun ve en beyaz kumların olduğu, en lüks tesisleri barındıran yer. Station 2, daha kalabalık ve daha yoğun olan yer. Station 3 ise ucuz alternatifleri bulabileceğiniz daha sakin bir yer. Tercihinizde bunları dikkate alın derim.

Otellerin çoğu denize bakıyor. Konsept büyük çoğunlukla bu şekilde. Denize olan mesafe 10-20 metre. Bu mesafede bulunanlar ise, yaya yolu, seyyar dükkanlar ve plaj. Odamız ile deniz arası mesafe bu kadar az olunca tsunami aklımızdan çıkmadı desem de inanmayın, her sabah denizde uyandık cümlesini dikkate alın 😊

Boracay sadece deniz, kum, güneş olarak algılanmasın. Küçük olmasına karşın, birçok aktivite ve görülecek yere sahip. Bunlardan bahsedecek olursak:

Willy’s Rock; gel-git ile kimi zaman ada kimi zaman da kara parçası olan bu volkanik kaya ve üzerinde bulunan “Meryem Ana” heykeli görülecekler arasında ilk sırada.

Su altı yürüyüşü, kafanıza taktığınız, içerisinde basınçlı hava olan kask ile, daha önce böyle bir dalış deneyimi emin olun görmediğiniz bir su altı serüveni. Birçok noktada turlarını kolayca bulabilirsiniz.

Mount Luho. Adanın en yüksek yeri. 112 metreden tüm adanın eşsiz manzarasını seyredebilirsiniz. Mount Luho’da yeni nesil eğlencelerden biri olan “ziplining”i de deneyebilirsiniz.

Bat Cave ve Crocodile Island, macera tutkunları için harika iki adres. Doğanın el değmemiş hallerini buralarda bulabilmek mümkün.

Sörf tutkunları burada mı? Rüzgarın hakkını vererek estiği adada doyasıya sörf yapabilirsiniz.

Peki ya alışveriş severler? Siz de bu ufacık adaya sıkıştırılan alışveriş merkezi D-Mall’de ve yaya yolu üzerinde doya doya alışveriş yapabilirsiniz.

Özellikle üzerine basmakta fayda olan bir konu var, belki aramızda bu konuyu ilk sıralarda arayanlar vardır, adada gece hayatı muhteşem.

Ufacık yere sığdırılan bu büyük gece hayatı, meraklısı için tercih sebebi bile olabilir. Biz çocuklu ailenin çok iştirak etmediği ama gözümüzün ucuyla kestiğimiz kadarıyla, birbirinden güzel dans şovları, canlı performanslar ve partiler epey eğlenceli görünüyor.

Aşırı derecede yapılacaklar var dedim ama konu döndü dolaştı yine denize geldi 😊 Demek ki deniz Boracay, Boracay da denizin ta kendisi. Aktivitelerin devamı denizde yapabileceğiniz türlerden, adrenalinciler için kayalardan denize atlama (Ariel’s Point), deniz kızı kıyafeti ile dalış, balık tutma, şnorkel ile dalış ve adanın diğer plajlarının tadını çıkarma. Ayrıca geleneksel örümcek teknelerle civarda bulunan adaları keşfe gidebilir, Boracay’ı özleyebilirsiniz.

Ülke Filipinler olmasına karşın adanın resmi dili İngilizce’dir. Yani ülkenin ana dili olan Filipince bilmenize gerek yok 😊 Kullanılan para birimi ise Filipinler Peso’su. (Peso için yanınıza Amerikan Doları almayı unutmayın.) Kredi kartı kullanımı da oldukça yaygın.

Kaç gün yeter, der gibisiniz? Adada dinleneyim, rahat rahat tatil yapayım derseniz en az 4-5 gün buraya ayırmalısınız. O kadar uzaklardan gelerek daha kısa sürelerde buradan ayrılmanız emin olun yorgunluk olacaktır. Çünkü ilk etapta yaşayacağınız jetlagi de hesabınıza katınız.

Adada araç, bisiklet vb. kullanmanıza gerek yok. Ada içi ulaşımı “Tricycle” adı verilen, motorsiklet yanına yerleştirilmiş küçük araçlar ile yapabilirsiniz.

Bizler ülkemizde kış yaşanan dönemde Boracay’da bulunma fırsatı bulduk. Peki ya hava nasıldı hiç aklınıza geldi mi? Aslında ilk etapta konuşulması gereken bir husus ama adanın diğer güzellikleri sürekli gözümün önünde olduğu için buna bir türlü değinemedim. Yıl boyu ada sıcak. Hava 25-35 derece arasında değişken. Ocak-mart arası sıcak ve nemin nispeten az olduğu, diğer zamanlar ise çok olduğu dönemler. Bu az ise, çok olanı düşünemiyorum demeyeceğim çünkü Çukurovalıyım 😊

Dünyanın en iyi plajlarına ev sahipliği yapan bu cennet adaya veda etmeden önce, şu olumsuzluklardan da bahsetmemiz boynumuzun borcu.

Ada ufacık ama metrekareye düşen insan sayısı bir hayli fazla. Sanki karınca yuvası gibi ordan oraya giden insanlar her an her yerde. Hâl böyle iken siz siz olun değerli eşyalarınıza dikkat edin ve çocuklu aile iseniz en önemlisi onun yanınızdan ayrılmasına asla izin vermeyin. O kalabalıkta kaybolabilir ve tatiliniz bir anda kabusa dönebilir. Yok bizimki biraz etrafa bakmaya gitmiş de 😊

Boracay, Filipinler’in reklam yüzü. Siz de en kısa zamanda o bembeyaz kumsallarda, sizi bekleyen Filipinolara cüzi bir miktar vererek, kumdan yazdıracağınız yazılarla Boracay’ı ölümsüzleştirebilirsiniz. İyi seyahatler.

Melih Daşgın