Harika bir uçuş deneyimi ve Nazca jeoglifleri keşfinden sonra bugün Huacachina Çölü’nde müthiş bir düşe uyandım. Aylardır Güney Amerika’nın dağlarında yaptığım trekkingler, üst üste şehir değiştirmeler, tanıdığım onca insan, deneyimlediğim onca yeni şey, kültürüne daldığım onca millet ve bunların hepsinin yorgunlukları omuzlarımda ve yüreğimde tatlı tortular bıraktılar.
Fiziksel yorgunluklardan değil belki ama duygusal yoğunluklardan, arada durup dinlenmeye, kendimi dinlemeye olan ihtiyacım, seyahatimin sonlarına yaklaşırken daha da artmaya başladı. Dünkü gibi bir uçuş deneyiminin verdiği yoğun duyguları hazmetmek içinse bugün bundan daha güzel bir yerde uyanamazdım.
Huacachina
Huacachina kumul tepelerinin arasında Hucachina Gölü’nün etrafına kurulmuş küçük bir yerleşim bölgesi. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi burası kum sörfünün popülerleşmesi ile oluşmuş turistik bir yerleşim yeri. Gölün etrafını çevreleyen konaklama yerleri ve restaurantlar, birkaç turizm acentesi ve bu yerlerde çalışan yerli halkın evlerinin oluşturduğu birkaç sokaktan ibaret burası. O kadar küçük, o kadar tatlı ve bir o kadar da turist dolu bir yer.
Hostelimiz kesinlikle burada kalın diyeceğim türden çok rahat ve bir o kadar da güzel bir yer olan Banana’s Adventure Hostel. Hostelin havuzunun etrafını bambu bungalovlar ve daha lüks bir seçenek olarak karşınıza çıkan otel çevreliyor.
Burası pek çok sosyalleşme alanına sahip ki bu sırt çantalı bir gezginin seyahat ederken en çok önem verdiği şeylerden biridir. Üstelik sırt çantanızla ekonomik bir şekilde seyahat etmeye çalışırken uzak kaldığınız ufak tefek lüksleri de sunuyor. Havuz kenarında şahane kokteyller ve hamburgerler hazırlayan bambu bir bar, fonda harika hipster müzikleri, gece ise daha eğlenceli müzikler çalan bir bar, kocaman yastıkları ile büyük bir lounge kısmı, havuzu çevreleyen şezlonglar ve muz ağaçlarının arasına kurulmuş hamaklar. Hostelin biraz ilerisinde gözüken Huacachina Gölü ve hemen ardında yükselen kumullar. Müthiş bir vaha.
Biraz geç kalkıp havuzun, hamakların tadını çıkarttıktan sonra bugünkü serüvenim için kendimi hazırlamaya başladım. Ne de olsa Güney Amerika’da deneyimlenecek pek çok macera, benim de bunların hepsini yapamayacak kadar az zamanım var.
Bugünkü maceramız kum sörfü.
Eminim ki kar sörfü yapmayı sevenlerin bayılacağı bir aktivite bu. Hostelimiz aynı zamanda bir adventure yani macera hosteli olduğu için kendi seçeceğimiz bir tur konaklama ücretimize dahil. Bu sebeple Huacachina’nın sokaklarını arşınlamak zorunda kalmadan kum sörfü turuna hostelimizin tam da önünden başlıyoruz.
Kaymak için uygun kumullara Buggy’lerle ulaşılıyor. Buggy kumullar üzerinde batmadan, hafif ve biraz konforsuz ama müthiş eğlenceli bir şekilde yol almanızı sağlayan hafif kum araçları. Kum sörfü deneyiminin bana kalırsa en keyifli kısmı Buggy ile yolculuk. Keza biz turistleri maksimum seviyede eğlendirmek için araçları ekstra hızlı kullanıp, yolları uzatarak, kumul tepelerinden araçlarla atlayarak adeta bir hız treni (roller coaster) tecrübesi yaşatıyorlar. Merak etmeyin araçların her yolcu için ayrı, çok sağlam emniyet sistemleri mevcut.
En yüksek kumulların olduğu yere biraz dolambaçlı ama çok keyifli bir yolculuktan sonra (Ki yolculuğumun bu kısmında go-pro’mu evde, İstanbul’da unuttuğum için bir kere daha lanet okuyorum) kum sörfü dersimize başlamak için Buggy’lerden iniyoruz.
Rehberlerimiz bizleri gruplara ayırıp küçük tepelerden başlayarak board’un yani tahtanın üzerinde nasıl duracağımızı, manevra yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyorlar. Sonra da başlıyoruz teker teker denemeye. Biraz pratik yaptıktan sonra daha yüksek tepelere doğru geçiyoruz. Bu oldukça keyif veriyor. Bizlere kibar davranan akşamüstü güneşinin altında sevinç çığlıkları altında oynayan bir grup çocuğa benziyoruz.
Saatler nasıl geçmiş anlamadan turun sonuna yaklaştığımızı ve son bir tecrübe için Huacachina’daki en yüksek tepeye gideceğimizi söylüyorlar. 230 metrelik kumulun en az dik olan kısmından tepeye doğru boardlarımızla birlikte tırmanmaya başlıyoruz. Bu son tecrübe için rehberimiz ve eğitmenimiz bize birkaç kayma pozisyonu öneriyor.
Pek çoğumuz bugün edindiğimiz deneyimden başka tahta ile kayma tecrübemiz olmadığı board’un üzerine yatıp başaşağı kaymayı tercih ediyoruz. Yüksek ve dik bir yerden başaşağı kaymak ve bundan keyif almamak mümkün mü? Kumulun üzerinde vakit izin verdiği müddetçe defalarca tepeye tırmanıp aynı şekilde kayıp duruyoruz. Şimdi herkes içindeki çocuğa sarılmış şekilde ülkelerinden kilometrelerce uzaktaki bu çölün ortasında kendilerini bu zamansız yerin akışına bırakmış durumda.
Gün gökyüzünü pembeleştirmeye başlayınca Buggylerimize binip harika sarsıntılı ve keyifli bir yolculukla hostelimize doğru yola çıkıyoruz.
Huacachina Gölü’ne tepeden bakan son kumulun üzerinde küçük bir mola verip manzaranın keyfini çıkartmamıza izin veriyorlar. Gitgide kızıla boyanan gökyüzünün altında Huacachina’nın ışıkları tek tek açılmaya, bu küçük yerleşim yeri bambaşka bir yüzle geceye uyanmaya başlamış bile.
Pisco
Huacachina’da yapabileceğiniz bir diğer aktivite ise hemen yarım saat uzaklıktaki Ica şehri ve civarındaki şarap bağlarına yapabileceğiniz bir tadım turu. Huacachina’ya veda etmeden önce ben de bu tura katılıyorum.
Turda geleneksel şekilde Peru şaraplarının yapımı ile birlikte Peru’nun meşhur içkisi Pisco’nun yapımını da anlatıyorlar. Bağlar arasında ufak bir gezi, şarap ve Pisco yapımı hakkında bilgilendirmelerden sonra güzel bir tadım tabağı ile birlikte Peru’nun bu güney bölgesine ait şarapları teker teker tatmaya başlıyorsunuz. En sonunda da birkaç Pisco Sour ile bu keyifli turu bitiriyorsunuz.
Onca macera ve hareketten sonra oldukça yumuşak geçen bu tur, biz tura katılanları fazlasıyla gevşetti. Damağımızda güneyin tadı, aklımızda deneyimlediklerimiz hostelimize dönerken bir süredir birlikte seyahat ettiğim Amerikalı arkadaşımla birlikte son seyahat edeceğimiz yer olan Lima’ya doğru yola koyulduk. Lima beni beşinci kez misafir edecek. Sonrasında ben şimdilik tek başıma Peru’nun kuzeyinde henüz keşfetmediğim yerlere doğru yol alacağım.
Huacachina’da nerede kaldım:
Konaklama ücretleri 6 kişilik yatakhanelerde kişi başı 80 soles’den başlıyor. Kahvaltı ve bir aktivite fiyata dahil. 2 kişilik standart odada konaklama ise 150 soles. Kahvaltı ve kişi başına bir aktivite dahil.
Pelin Öncüoğlu Işık
No Comments