Hayalden Uçurtmalar

İnsan kendine yabancı gelir mi? Ya da kendini tanımlayamacak kadar dışardan bir göz olabilir mi kendine?

Şu an olduğum durumdan çok farklı kişilikler var içimde sanki. Bir düşünceye, bir duyguya, bir yere veya bir şarkıya göre değişebilen. Gerçekten ne istediğini bildiğini zannedip her defasında emin olamayan kişilikler.

Bazen coşan bir deniz gibi sınırlarımı aşmak, bambaşka biri olarak yeniden karakterlendirmek istiyorum ruhumu. Gelişime ve gelişmeye aç bir ruhum var. Bir o kadar da karışık ama. Karın soğunu ve beyazını kalbine dokunan en güzel olay diye adlandırırken yağan yağmurla yayılan kokuya bayılan, en çok da arkasından çıkan güneşe gönlünü kaptıran biriyim ben. Yaz aylarının serin esintili akşamlarını seven, kışın o kalın kıyafetlerle sıcaklığı hissetmekten hoşlanan.

Tezatlıklarım var kendi içimde. Bir yanım bambaşka şeyler yaparken bir yanım olabildiğine eleştirmen. Gezgin ruhum da var, ev kedisi gibi sırnaşıp uyumalarım da.

Binbir çeşit hayalim var mesela. Yaşamak isteyip hayallerde kalmasından korktuğum bir dolu an var düşlerimde. Bir yandan en cana yakın arkadaş olmak isterken bir yandan kendi kozasından çıkmak istemeyen bir kelebeğim sanki.

Diyorum ya, dışardan bir gözle bakınca aklı beş karış havada, ruhu binbir çeşit kişilikte olan biri gibiyim ben.

Tek bir hayata binlerce deneyimle, birçok hayat sığdırmak isteyen acelecinin tekiyim. Geçen zamanı hem dolu dolu yaşamalı hem de tembellikten ödün vermemeliyim.

Neyim ben sahiden? Başarılı? Güzel? Çalışkan? Tembel? Duygusal? Ketum? Ciddi? Sempatik?

Beni tanıyan farklı farklı insanlara göre hepsiyimdir belki de. Ama en çok hayalperestim ben. Başka hayatlara, ihtimallere, olabilirliklere demir almış bir gemide hayaller okyanusunda tek başıma dümendeyim işte. Korsanlar, farklı güzellikteki adalar, varmak istediğim limanlar bir de akışa kapılıp gitmenin cezbeden gizemi var. Sakinlikle yürümem gereken dağ yolları, ışık hızıyla geçmem gereken sınırlar, engeller var sanki.

Bir görebilseniz şu kapalı kutumun içindekileri. Eminim siz de bayılacaksınız en az benim kadar. Ancak çözemeyeceğimiz tek soru; ne kadarını yaşayabileceğim olacak sanırım. Hem çok uzun süredir yaşıyormuşum gibi gelen ancak daha yeni yeni başladığım bir hayatım var aslında. Serüvende bölümleri çoktan geçmiş olan sizler, birkaç ipucu verseniz bana, olmaz mı?

Hoş, bakmayın siz benim bu dediklerime. Ciddiye alınmak için can atıp fark edilmeden sessizce gözlem yapmak benim işim.

Siz anlatın, ben bıkmadan, usanmadan dinlerim. Hem belki bir gün siz de bir Tezer Özlü okursunuz da beraber anlarız tüm bunları, ne dersiniz? Ben şimdilik sizleri yaşanmışlık ve yaşananın arasında, yaşanacakların kıyısında bekliyor olacağım. Sakın, geç kalmayın.

Sıla Malik