Gitgide zorlaşan bir sürecin içinde bir damlayım. İnsanın kendini büyük görme meselesi ile bu hâle geldik, diyor Uğur Batı (Instagram/@ugur.bati). İyi şeyler de bu sayede oldu, nice türün tükenmesi de tam bu sebepten. İnsan sadece dünyada bir türken kendini dünyanın merkezi sandığında işler değişiyor. Çok iyi bildiğimiz her şey bir virüs ile altüst olabiliyor. Tam bu anda sorular beliriyor.
Ben hikayem olmadan kimim? Hikayemi ben mi yazıyorum, yazılanı mı oynuyorum? Sahi “Küstüm ben oynamıyorum!” deme lüksüm var mı?
Pasifize bir halde Pasifik’te de bir damlayız. Bunu unuttuğumuz anda dünya buharlaşıyor, biz kendi buharımıza bir şeyler yazarken buluyoruz kendimizi.
Buhar olup önünüzde duran yazıya neler yazdınız bugüne kadar?
Kalp mi çizdiniz?
Gülümseyen yüz mü?
Yoksa kendi adınız ile sevdiğiniz kişinin baş harfleri mi?
İnsan hemen nasıl kendi adını bir yerlere yazmaya meyilli değil mi?
İz bırakma meselesi…
Biz buharlaşıp bir başka boyuta geçtiğimizde neler yazacaklar peki bizim buharımıza?
“Öyleydi, böyleydi” mi? Yoksa “Giden gitmiştir” mi? Bir de nasıl algılandığımız çok önemli değil mi? Çünkü anlattıklarımız bir yana, anlaşıldığımız kadarız.
Bir de Timur Yılmaz’ın (Instagram/@uzm.dr.timuryilmaz) son kitaplarında da durmadan vurguladığı bir şey var. Kelimeler! Kullandığımız kelimeler, ettiğimiz teşekkür, aldığımız nefes… Bunlar bizim iyi olmamızı, iyileşmemizi sağlayan en temel şeyler. Nasıl mı? Sizin besininiz ettiğiniz iyi kelimeler, sizin suyunuz ve buharınız düşündüğünüz düşünceler…
Sahi sizin düşünce buharlarınızda neler yazılı?
Ne söylersek rahat ediyoruz, peki ama kötü kelimeler ve düşünceler? Bunlar bizi hasta ve de “kötü” hissettiriyor olabilir. MR görüntülerinde dahi ispatlanan ve sadece “ufak” değişiklikler ile insanın bedensel yönden sağlıklı hissetmesinin en önemli adımlarını da konu olan “Senin Ruhun Bütün Dünyadır” kitabı bu anlamda bizleri içine çekiyor.
Sahi sizin Siddharthanız kim? Ve siz sahiden kimsiniz?
İşte biz biz olalım ve var olan buharımıza, düşüncemize, kendi yazımıza neler kaydettiğimizi fark edelim diye şahane bir kitap…
İlayda Oylum Güleryüz
No Comments