İçimdeki Sesler

İzole Yaşamak

20 Nisan 2021

Yazı: İzole Yaşamak | Yazan: Demet Uncu

Karşımda mis gibi kokan sarı frezyalarım duruyor. Yaklaşık 14 gün sonra sokağa çıktım. Temiz havayı içime çekerek yürüyüş yapmanın verdiği huzur içimde şu an.

Yaklaşık 1.5 yıl kendimi korumama karşın, tahmin edeceğiniz gibi ben de korona geçirdim. Adı gibi sevimsiz, bel ve bacak ağrıları ile geçen, ruhumu sıkan, beni biraz daha zorlasa depresyona sürükleneceğim, herşeyden izole olduğum, kendimi zoraki yalnızlaştırdığım bir dönem geçirdim.

15 gün önce bu sebepten ötürü sizlere yazamadım. İnanın, yazmayı çok istedim ama olmadı. Evde boş boş otururken, zamanımı değerlendireyim, kendimi yazmaya vereyim dedim. Ama yine de olmadı.

Bir ara ciddi ciddi düşündüm, korona ile birlikte beynimin yazı yazmamı sağlayan kısmına zarar gelmiş olabilir mi diye? 😁

Mercimek Çorbası

Bugün 10 günün ardından, HES kodumdaki, “risksiz” ibaresini görüp ona gülümsüyorum. Yani anlayacağınız durum bu kadar içler acısı hale dönüşebiliyor.

Bildiğiniz üzere, bu hastalık her bireyi farklı etkiliyor, şikayetlerin çeşidi ve şiddeti birbirinden farklı olabiliyor. Benim sürecim nispeten hafif geçse de psikolojimi alt üst etti. Bilinçli bir vatandaş olarak kurallara uymaya çalıştım fakat sonunda yine de özgürlüğüm elimden alındı.

Evde hapis hayatı yaşamanın psikolojimi bu kadar etkileyeceğini inanın tahmin bile edemezdim. Teşhis aldıktan sonra ilçe sağlık filyasyon ekibi, kaymakamlık, aile hekiminiz tarafından arandıktan sonra komşularınız tarafından da aranmanız -apartman yöneticisine de haber vermiştim- hatta ilk gün komşunuzun bir tencere mercimek çorbası ile kapınızı çalması sizi çok mutlu ediyor. “Yalnız değilim, bir şey olursa yakında bana yardım edecek birileri var” diye düşünüyorsunuz.

Sonra her gün arkadaşlarınız arıyor; işyerinden arkadaşlarınız nasıl olduğunuzu, bir şeye ihtiyacınız olup olmadığını soruyor. Bir gün, kapınızda büyük turuncu bir kutunun içinde bırakılan kitaplar, defterler, tütsülerden oluşan hediyeyi de görünce ince düşünceli iş arkadaşlarınız için şükür ve teşekkür ediyorsunuz.

Paspasa Bırakılanlar

Gelelim ailenize. Onlar için de ayrı zorlu bir süreç başlıyor. Onlar da kendilerinden uzak olduğunuz için ve sizi her daim merak ettiklerinden sürekli endişe içerisinde oluyorlar. Her gün onlarla görüntülü konuşmaya başlıyorsunuz. Hem size moral vermeye çalışıyorlar hem de sordukları sorularla genel durumunuzun iyi olup olmadığını kontrol ediyorlar. Varlıklarına ise binlerce şükür…

Kapınıza, annenizin yaptığı mis gibi ev yemekleri ve diğer ihtiyaçlarınız bırakılıyor. Kapıyı açmadan paspasın üzerine poşetlerin bırakılması ve balkondan da olsa ufacık bir sohbetin verdiği hüznün sizde bıraktığı etkiler oluyor.

Şimdi bu kadar arayan soranın yanısıra, nedendir bilinmez zaman zaman ağladığınız dönemler de oluyor. Ben sizlerle kendi yaşadıklarımı ve hissettiklerimi paylaşmak istedim. Tabii ki herkesde bu durumun yarattığı farklı etkiler olacaktır.

Risksiz Hayat

İçimdeki hüznün kaynağına inmeye çalıştığımda, öncelikle bu virüsü kapmış olduğunuzu kabul edememe gibi bir durum var. Bu kadar korunurken, dikkat ederken, sosyal çevrenizden kendinizi izole etmişken, test sonucunuzun bir SMS ile “pozitif” olarak size bildirilmesinin yarattığı hayâl kırıklığı ile sürece başlıyorsunuz bir kere. Neler yaşayabileceğinizi bilmeden, süreç bitse bile sizde ne gibi arazlar bırakabileceğini düşünerek günlerinizi geçiyor.

Nedense, ben fiziksel olarak kendimi iyi hissetmiyorsam, bazı duygularım körelmeye başlıyor. Neden böyle oluyor, bilemiyorum? İçime kapanıyorum, kapandıkça da daha çok mutsuz oluyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum, içimdeki sevgi, özlem gibi duygular siliniyor sanki yüreğimde. Kimsenin sorumluğunu almadan, aynı düzende kendi başıma devam etmek istiyorum kaldığım yerden. Sıkıcı bir hayatsa, sıkıcı olsun.

Aslında altta ne yatıyor biliyor musunuz?
Risksiz bir hayat…

“Döndün mü başa?” diyorum kendime. “Bunca zamandır, düzenini değiştirip, değişik şeyler denemeye, akışta kalarak, anı yaşamaya çalışan sen, korona yüzünden başa mı dönüyorsun şimdi” diye soruyorum.

Korona Depresyonu

Sonra, “Acele etme” diyorum. Bu yaşadığın da başka bir süreç. Belki de “korona depresyonu” diye bir şey vardır ve ben bilmiyorumdur. Gerçekten bu hastalığa yakalanan kişilerin hem hastalık boyunca hem de hastalığı atlatıp normal hayatlarına adapte olma süreçlerinde yaşadıkları psikolojik zorlukları ve onları nasıl aşacakları konusunda bilgi sahibi değiliz.

Her bireyin kişisel özellikleri her ne kadar farklı olsa da bu süreçte hissettikleri, zorlandıkları durumların benzer olabileceğini düşünüyorum. Her zorlukta, her acıda olduğu gibi, “zaman” hissettiklerimin ilacı olacak sanırım.

Yaşamaktan başka çare olmadığına göre her birlikte yaşayarak öğreneceğiz. Tüm dünya ve ülkem için bu illetten topyekün kurtulduğumuz günleri görmeyi çok istiyor ve gönülden diliyorum.

Bu vesile ile tüm hastalara acil şifalar, dayanma gücü ve yakınlarına sabırlar diliyorum.

Güzel günler gelecek inşallah.

Özlemle…

Sevgilerimle,
Demet Uncu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 21 Nisan 2021 at 20:54

    Demet Hanım,
     
    Çok geçmiş olsun. Dilerim en kısa zamanda bütün sıkıntılarınızdan kurtulursunuz. Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
     
    Sevgiler

  • Yanıtla Demet Uncu 1 Mayıs 2021 at 13:31

    Nimet Hanımcım, öncelikle geç cevabım için özür diliyorum. Çok teşekkür ederim güzel temennileriniz için. Çok şükür iyiyim. Size de sağlıklı ve çok güzel günler diliyorum 🥰

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan