“Güzelliğin on par’ etmez
Şu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa”
Diyor ya Aşık Veysel, öyle bir tele dokunuyor ki gönülde, her soluk iyesi görmüyor içeriden gelen o sesi.
“Eğlenecek” dedik ama siz onu “eylenecek” olarak da düşünebilirsiniz yarenle. Bir partide “eğlenmekten” değil, sevili bir yürekte “eğlenmekten/eylenmekten” söz ediyoruz, bizim meclisimizde “eğlenmek” karalar çalmaktır yüzüne yığından özge. Pırıl pırıl parlarsın da, yüzünde kir görür yığın yine de, seviyi görmek için, yarenler, açmak gerekir sımsıkı kapalı, üstü bantlarla bağlı gözleri.
Sevi
Gel yanıma, dokun gözlerinle gözlerime, öpeyim avuç içlerini sevi ile! Gel yanıma, sarıl yüreğinle yüreğime, kucaklayayım en derin enginliğini! Gel yanıma, bırak “millet”in ahlâksız bekçiliğini, çok bilmişliğini! Güzellik dokunmaktır, güzellik kucaklaşmaktır, güzellik içinde duymaktır seviyi, yer yüzünün iki ayrı ucunda olsanız da!
Kalır içinde arzular, yankısını duyarsın geçmiş yaşantıların ses ve ses! Tanıdık bir söylem duyar kulakların ve irkilirsin ansızın;
“O kadar arzuladığın güzel o muydu?”
Öylesine algısı kör bir soruya ne yanıt versen eksik, ne söylesen yanlış olacak ama yine de duramaz için;
“Sen onu benim sevgi ile yıkanmış çırılçıplak gözlerimle görmedin ki!”
Seçim ve öz
Uçmak da tamu da kişinin yüreğindedir ve o yere kendi adımları ile götürür ışığı ya da karanlığı kendi için. Güzellik de çirkinlik de seçimlerdedir, seçimleri var eden özdedir, görürsünüz veya görmezsiniz.
Kam Analardan bugüne ulaşan bir söz der ki, Tanrı, çocukları olan kişioğlunun, bakışlarını yere indirmesini istemez asla, köle gibi davranmasına kızar belki. Demem o ki, yere bakarsan ölümü, göğe bakarsan sonsuzluğu görürsün. Öze bakarsan, işte o zaman gerçekliği gösteren bir ayna olursun. Ne kadar derine gömülürse gömülsün, kaç kat ak örtülerle örtülürse örtülsün, boş aynanın dingin bakışları karşısında gizli kalmaz asla aydınlık veya karanlık, öz!
Aydınlık ve karanlık
Kimse kimsenin ateşine odun olmaz, yığının boş, ahmakça, karanlık düşleri bunlar. Odunsa kendi edimin, yığınsa kendi seçimin. Yaşam zorlar genelde, işinin kolay olduğunu sananlar en büyük aldanış içindedir. Ya içindeki özü tutuşturursun, yanar karanlığın örtüleri ya da neferi olursun karanlığın önünde sonunda, karanlığın yutan erki varlığını yutar. Geriye açlığın kalır, doymak bilmez açlığın. Güzelliğin tadını asla anlamayacaksın.
Sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı
1 Comment
“Güzellik içinde duymaktır seviyi, yer yüzünün iki ayrı ucunda olsanız da!”
Ne yürekli bir haykırış. Kitleler sevginin mesafelere yenik düşeceğini iddia ederken sevginin uzaklıktan güçlü olduğunu savunabilmek ne yiğitçe.
Kalemine, yüreğine sağlık Atakancım.