Satır Arası

İlişkilerde Mutlu Olmak

25 Haziran 2021

Yazı: İlişkilerde Mutlu Olmak | Yazan: Nalan Erpolat

İnsan bu hayata, doğduğu andan itibaren, mutlu olmak istiyor. Daha bebekken başlıyor mutlu olmayı istemeye ve her rahatsızlığında ağlayarak tepki veriyor yani rahatsız olduğunu çevresine haber veriyor. Farkında olmadan verilen bu tepkiler, yaşam aktıkça ve yaş büyüdükçe bir takım kısıtlamalarla azalıyor.

“Öyle ağlanmaz.”
“Neden ağlıyorsun?”
“Hep mızmızsın.”

Gibi engellemeler, çocuğun kendini ifade etmesine engel oluyor. Çocuğun ağlamasının nedeni anlaşılmadan ağlamasına son verilmek istenmesi kendisini keşfetmesine engel oluyor. Kendini keşfedemeden büyüyen çocuk, yetişkin bir birey olduğu zaman da kendi değerinin ve bu hayatı kendi olarak yaşayabileceğinin farkına varamıyor.

Sorumlulukları hep sadece zorunluluk olarak görüyor. İletişim içinde olduğu insanları da hep mecburiyet olarak algıladığından ilişkiler içerisinde de sadece zorunlu olarak nasıl davranması öğretildiyse öyle davranıyor. Yani kendi olamıyor, kendi olamayınca da mutlu olamıyor.

Hayatta Kendin Olabilmek

Hayatta kendin olmak, kendi istediklerini ifade edebilmekle başlar. Çocukluktan itibaren ağlamasının nedenleri üzerinde ailesiyle birlikte konuşabilen çocuklar duygularını fark etmeyi öğrenirler. Duygularını fark edebilmek demek aslında kendini fark edebilmek demektir.

Duygularını anlamak ile başlayan farkındalık yolculuğu, iyi hissetmek için ne yapmak gerektiği ya da kötü hissetmemek için ne yapmamak gerektiğinin anlaşılması ile devam eder. Bunu anlayan insan kendini ifade edebilir. Kendini ifade eden insan da yaşamda kendi olabilir ve her koşulda mutlu olabilir.

İlişkilerde Kendin Olmak

Kendi olabilen insanların ilişkileri de daha sağlıklı olur, bunun en büyük nedeni de karşısındaki insanlardan bağımsız kendi olabilmeyi devam ettirebiliyor olmasıdır. Çevresindeki insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, kişi kendinden emin olur. Kendinden emin olan kişi, karşısındakinin de kendinden emin olmak istemesini ve bunun için de kendi olarak yaşamak istemesini normal karşılar. Herkese karşı anlayışlı olur. Farklılıklardan rahatsız olmaz. Kimsenin kimseye bir şey diretmeye hakkı olmadığını kabul eder.

Böylece yaş ilerledikçe huysuzlaşan insan tipinden uzaklaşarak, yaşı ileri olan ama her yaş grubu ile iyi ilişki içinde olan insan tipini yaşatır. Bu insanların tecrübeleri, anlayışlı olabildikleri için yeni nesillere aktarılır ve onlara ışık olur. Çevresindeki insanların kendi olmalarına anlayış göstermeyen insanların ilişkileri iyi olmadığından, tecrübelerini kimse dinlemez. Belki de çok kıymetli olan tecrübeler, yeni nesillerin yolunu aydınlatmak yerine sadece o kişinin hayatı kadar yaşar ve sonunda kimseye faydası olmadan bu dünyadan göçer gider.

İlişkilerde ve İlişkilerle Mutlu Olmak

Tüm bunların yanında çevresindeki insanlarla ilişkileri iyi olan insanlar her yaşta mutlu olurlar. Anlayışlı oldukça, çevresine önyargılı bakmadıkça, her yaş grubundan bir şeyler öğrenirler ve aynı şekilde onlara kendilerinden bir şeyler katarlar. Bu, insanın yaşama arzusunu dinç tutar, yaşam arzusu olan insanlar mutlu insanlardır.

Mutsuz olan insanlar, kendileri olamadıkları için kendilerini ifade edemezler. Kendilerini ifade edemeyen insanların da benlikleri için yaşamaya çalışan insanlara pek tahammülleri olmaz. Bu sebeple her şeyi diretmek isterler. Direten insanlar da ilişkilerinde mutlu olamazlar. İlişki de insan olmak için olmazsa olmazdır. İlişkilerinde mutluluğu yakalayamayanlar, hayatın anlamını da kaçırırlar.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan