Satır Arası

Kaybetme Korkusu

20 Ağustos 2021

Yazı: Kaybetme Korkusu | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Çokluğu da yokluğu da hayatı çıkmaza sokacak bir duygudur kaybetme korkusu. Varlığı ise tartışılmazdır. Herkes bu duyguyu barındırır içinde. Çok az şeye sahip olduğunu düşünen bir insanda bile vardır aslında kaybetme korkusu. Hiçbir şeyden korkmasa hayatını kaybetmekten korkar insan. Yaşayan her insanın kaybetmekten korktuğu bir şeyleri vardır.

“Kaybedecek neyim var ki?!” sözünün arkasında çok ciddi bir kırıklık, yılgınlık, sahip olunanlara karşı çok düşük bir farkındalık ve hayattan vazgeçme hali vardır. Bu raddeye gelmiş olan insan, artık yaşamak için belli bir desteğe ihtiyaç duyuyor demektir.

Cesaret edilebilecek, küçük görülen şeyler için en çok kullandığımız tabir ise, “Ne kaybederim ki?!” Yani kaybedecek bir şey yoksa korkacak bir şey de yok demektir. O an adım atılabilir bir andır. Oysa ki kaybedilecek bir şeyler varsa korkulmalıdır ve durmak gerekir.

Korkak Olmak & Temkinli Olmak

Hayatta gelişerek yaşama devam edebilmek hayatın bir şartıdır çünkü aynı kalmak gibi bir durum söz konusu değildir. Hele ki teknolojinin bu kadar hızlı olduğu, bilginin bu kadar ulaşılabilir olduğu bir çağda, aynı kaldığını zannetmek demek aslında farkında olmadan gerilemek demektir. Bu sebepten dolayı da insanlar yaşları kaç olursa olsun, öğrenmeye ve gelişmeye devam etmek durumundadırlar. Gelişime devam etmek demek de daha önce atılmamış adımların atılmasıyla mümkündür ve ilk adımlar her zaman cesaret ister. Elindekileri kaybetme korkusu her zaman insanidir ama bu duygunun düzeyini ayarlamak çok önemlidir. Bu düzeyi ayarlayamayan herkes günün sonunda zararlı çıkar.

Herhangi bir birey, çevresindeki insanları kaybetmemek için kullanılan insan olabilir; işini kaybetmemek için gereksiz yere birçok insanın sorumluluğunu üzerine alıp olması gerekenden çok fazla yorulabilir; para kaybetmemek için cimri sınıfına girebilir; sahip olduğu hayat şartlarını kaybetmemek için duyarsız olabilir. Kaybetme korkusunun ince ve hassas çizgisinde kalamamak, insanları bu şekilde istenmeyen durumlara getirebilir.

İşte bu hassas çizgiyi yakalayabilmenin anahtar noktası, korkak olmak ile temkinli olmak arasındaki farkı anlayabilmektir. Hayatın devamı için kaybetmekten çok korkmamak ve aynı zamanda da tehlikeleri öngörebilmek, nerede duracağını da iyi belirlemek gerekir.

Korkak insan adım atmak istemez ama temkinli insan cesaret ve mantığın ortak kümesini bulmaya gayret eder.

Bunu yapmak için de adım atarken şunları düşünmelidir her insan:
  1. Bu eylemi yapmak istememin sebebi ne?
  2. Eylemin sonucu istediğim gibi olursa hayatımda ne artılar olur?
  3. Eylemin sonucu istediğim gibi olmazsa hayatımda bir şeyler eksilir mi?
  4. Eksilirse ben bu eksilerle hayatıma devam edebilir miyim?

Yani ilk önce bireyin içindeki niyete bakması çok önemlidir. Söz konusu güzel sonucu birey kendi için mi istiyor yoksa sadece desinler diye mi istiyor. Sonra da artı ve eksileri doğru değerlendirmek ve eksi durumda hayatın bunu tolere edip etmeyeceğini belirleyebilmek gerekir. O anda, bu adımdaki kötü sonuç ihtimali hayatı tolere edemiyorsa, buna yakın adımlar düşünülür ve bir şekilde yola çıkılabilir. Oysa ki hiç hesap-kitap yapmadan baştan korkup, adım atmayan birey, olduğu yerde kalmaya mahkumdur. Belki kaybetmekten korktuğu şeyler hayatında kalır ama istekleri ve hayalleri körelir, yaşam enerjisi düşer. Çünkü hiç kimse, hiçbir zaman istediklerini ona altın tepside sunmayacaktır.

Temkinli birey önce imkanları dahilinde başlar yol almaya, yol aldıkça imkanlar değişir ve gelişir. Geliştikçe de yenilikler eklenir hayata. Yenilikler, yeni hayallerdir. Yeni hayaller yaşama tutunacak dallardır.

Kaybedebileceklerimizi ön görerek yerine daha iyilerini koyabilmek amacıyla yürüyelim hayat yolunu.

Hayallerimizden ve tutunacak dallarımızdan vazgeçmeyelim.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan