Satır Arası

Olgunluk

18 Aralık 2020

Yazı: Olgunluk | Yazan: Nalan Erpolat

İlk duyulduğundan itibaren, zihinlerin her noktasında pozitif bir anlam uyandıran kelimedir “olgunluk”. Olgun bir kişi örnektir. Olgun olmayan kişinin ise ya gideceği çok uzun yolu vardır ya da yaşına başına rağmen çok da bir şey yaşamamıştır. “Olma halinden” gelen bu kelime olmuşluk anlamını taşır.

Olgun olan insan, yaşamın ve insan olmanın farkında olmuştur. Olgun olmayan insan ne hayatın ne de kendinin farkında olabilmiştir.

Olgunluk Ölçütleri

Olgun insan denince ilk etapta, ciddi, eğitimli ve çok çeşitli badirelerden geçmiş bir insan gelir herkesin aklına.

Çok fazla konuşmayan, çok da şakalaşmayan hatta belki kalabalığa pek de karışmayan insan. Oysa ki gerçekte bu böyle değildir. Sürekli kalabalık içinde yaşayan, çok konuşkan ve çok neşeli olgun insanlar da vardır. Neşeli görünmek ya da ciddi görünmek sadece mizaç farklılıklarıdır. Olgun olmak, insanın bakış açısı ve bu bakış açısının davranışa yansıma şeklidir. Mizaç değişmez ama olgunluk seviyesi insan yaşadığı müddetçe gelişir.

Eğitim de insanların real bilgi seviyesi ile doğru orantılıdır. Bilgiyi öğrenmiş olan her insan olgun olacak ya da daha az bilen insan olgun olmayacak gibi genellemeler yapılamaz. Olgun insan, düşünmeyi ve zihinsel uyarlamayı iyi yapabilen insandır.

Yaşanmışlıklara gelince; yaşananlar insanların olgunlaşmasında en güçlü etkendir ama zihinsel uyarlamaları doğru yapıp, doğru bakış açısını yakalayamayıp bunları davranışlarına yansıtamayan insanlar asla olgunlaşamazlar. Öte yandan çok inişli-çıkışlı hayatlar yaşamamış olsa da gözlemleri güçlü olan ve dünyayı farkındalıkla okuyabilen insanlar birçok konuda olgun davranabilirler.

Olgun İnsanların Bakış Açısı

Olgunlaşmayı başarabilmiş insanlar, vazgeçmemeyi akıllarına koyabilmiş, her şekilde kendi şartlarının en iyisini yakalamaya gayret etmeyi hayatlarının gayesi haline getirmiş insanlardır. Yani mutluluğun peşinden gitmeye kararlılardır. Olgun insanlar, mutluluğun ancak duygusal bir gayretle geleceğinin farkındalardır.

Bu gayretin ilk adımı kabuldür. Her şeyi olduğu gibi kabul edebilmekle başlar olgunluk. Dünyayı, kendini, kendi hayatını, kendi hatalarını, kendi doğrularını kabul eder olgun insan. Hataların normalliğini kabul eder, böylece “hatalıydım” demek zor gelmez. Hatasının farkında olan insan, acı çekse de, hayatının sorumluluğunu almış demektir; kötü sonuçlardan dolayı kimseyi suçlamaz, ödeyeceği bedeli öderken vaktini insanları yargılamakla harcamaz. Bunun havanda su dövmek olduğunu fark etmiştir. Sadece kendi hayatını kaliteli yaşamaya odaklanmıştır. Bu farkındalıkla da her yaşadığı, yeni bir olgunluk katar insana. Bu farkındalık olmadıktan sonra insanın yaşanmışlığı ne kadar çok olursa olsun olgunlaşamaz. Hayattaki her kötü sonucun sorumluluğunu başkalarına yükleyen insanlar olgunluktan fersah fersah uzaktır.

Olgun İnsanların Farkındalığı

Olgun insanların en büyük hayat farkındalığı hayatın hiçbir zaman tam istenildiği gibi olamayacak olmasıdır. Ne hayat tam olarak hayallerdeki gibi sorunsuz olur ne de hayatta karşılaşılan insanlar ideal insan olur. Herkesin hayatında istemediği, sevmediği unsurlar; başa çıkması zor problemler vardır. Yine herkesin hayatında aynı ortamda olmak zorunda olduğu sevmediği insanlar; hatta çok sevdiği insanların hiç sevmediği huyları vardır. Bu gerçekler dünya varoldukça değişmeyecektir. Olgun olmak tüm bunlarla birlikte, mümkün olduğunca az duygusal yara alarak yaşayabilmektir.

Bazen çok zor olsa da, olgun olmak imkansız değildir. “Olgunluk benim yapıma uygun değil” cümlesi de sadece zorluktan kaçmaktır. Olgunluk bir kişilik yapısı değil öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir unsurdur.

Tüm zorluklara rağmen hayata sorumlulukları kabul ederek olgunlukla bakabilmek ümidi ile…

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan