Açık Pencere

Kalpteki Yıldız

17 Eylül 2021

Öykü: Kalpteki Yıldız | Yazan: Şen Sevgi Erişen

Mahallenin üzerinden geçen bir kara bulut gökyüzünde topladığı su zerreciklerini yeryüzüne göndermek üzereydi. Rüzgârın hakkını yememek gerekirdi elbette. Kuzey batıdan tüm haşmetiyle yeniden esse havayı daha da soğutacak, buharı o dakika damlalara çevirecekti.

Anneannesinin evine gitmek için hazır nazır kapı önünde bekleyen bir kız çocuğu annesine seslendi.

– Ben aşağıya iniyorum.

– Bekle biraz, şimdi yağmur indirecek. Geçsin de öyle çıkalım.

Çocukcağız geri dönüp kapıdan içeriye girdi ister istemez. Ayakkabılarını çıkardı ama pardösüsü üstünde geçti camın önündeki divana oturdu. Şimşek çaktı, gök gürledi, keskin bir rüzgârla beraber bir sağanak yağmur başladı.

Annesi mutfaktan seslendi; “Yağmur dinince çıkarız sıkma canını!”

Çocuk gözlerinin önünde havanın birdenbire kararan halini, bulutların iç burkan kasvetini görünce hiç kımıldamadan oturduğu yerde kalakaldı. Yalnızca dışarıya baktı ve sesleri duydu. Rüzgârın sesiyle beraber yaklaşan bulutları geceleri gördüğü korkunç yüzlere benzetti. Bir farkla rüyasındaki yüzlerden kaçma isteği duyuyor oysa şimdi gördüğü bulutların hoyrat bakışlarından ayrılmak istemiyordu. Gökyüzünü kaplayan bu siyaha bakan grilik, hastalandığında gözüne inen perde gibi vücudunu ağırlaştırmış, arkasına gizlenen Güneş ışığının aydınlığını görme arzusunu ise artırmıştı. Gözlerini kırpmadan bakmasının sebebi bulutun kenarlarında küçük de olsa bir ışık parıltısı ile karşılaşmayı beklemesiydi. Aynı ateşler içinde hasta yatağında yatarken karanlık bir uykuya teslim olduktan sonra gözlerini ilk açtığında aydınlığı bulduğu gibi.

Çocuk ürkek, şaşkın bakadururken göğe, gri bulutlardan bir parça yürüdü girdi göz bebeğinden içeri, başladı konuşmaya:

“Ben gökyüzünde koca bir bulutum, yeryüzünü ellerimle kucaklar, gözlerimle hizalarım, üzerini kaplar dört bir yanım. Ürkütüp sakladığınız gerçekleri söyletmektir niyetim. Şimdi ardımdan gelecek rüzgârların yuvasıyım, ışığının örtüsüyüm, gökyüzünün sözcüsüyüm. Sakladığın pınarların çeşmesiyim, elinle veremediklerinin toplamıyım, sevmediklerinin sevgisiyim… Ben; kara bulut, beyaz bulutların atasıyım, onların gücüyüm, mimarıyım. Yağdı yağacak eteklerim, düştü düşecek şimşeklerim, indi inecek heybetli seslerim var benim… En çok da ‘yüreklere’ girmeyi severim. Senin gibi benim sesimi, rengimi, gökleri kaplayan ürkütücü gözlerimi gören, duyan, seyreden çocuklara ulaşmaktır dileğim. Yapacak edecek işleri hiç bitmeyen yetişkinlerle olmaz işim. Onların telaşına telaş, senin gibi dileksiz bakanların ışığına ışık eklerim.”

Tüm bu söylenenleri bir ince titrek ışık gibi içinde bulan çocuk ürperdi. Cama inen iri yağmur damlaları dışarıyı görünmez hâle getirmişti. Divanın pencere önündeki sırtlığına koyduğu kollarının üzerine başını yaslayıp bir süre sonra uykuya daldı.

Ne kadar uyuduğunu tam olarak anlayamadı ama annesinin sesiyle uyandığında yağmur dinmiş hava aydınlanmıştı. Hemen toparlanıp dışarıya çıktılar. Anneannesinin evine yürüyerek gittiler.

Topuz yaptığı beyazlamış saçlarıyla, sultan gibi endamı ve zarif sesiyle karşıladı kadıncağız onları. Kapı ağzında kucaklaştılar. Çocuk içeri girer girmez ilk iş olarak salonun başköşesinde duran büfenin üzerindeki kurmalı bibloya doğru yürüdü. Altındaki küçük anahtarını bir hevesle çevirdi. Büyük bir şemsiyenin orta direğinin etrafında çalan müzikle hareket eden kızlar döne döne vals yapmaya başladılar. Müzikle dans eden kızlar durana kadar anneannesi annesiyle sohbet etti. Sonra annesi işlerini halletmek için dışarıya çıktı.

Böylece o da anneannesiyle baş başa kalmıştı.

– Ne okuyorsun anneanne, Kur’an mı?

– Evet kızım.

– Büyüyünce ben de okuyacağım.

– Okuyacaksın tabii. Bugün biraz heyecanlı görünüyorsun.

– Evet, gök gürültüsü, yağmur, şimşek beni biraz ürküttü, bir de sana gelemezsem diye üzüldüm.

– Tahmin ettim. Peki, şimdi nasılsın?

– İyiyim anneannecim, seni görünce rahatlıyorum nedense? Sen hiç korkmadın mı bugün?

– Korku kalbime iyi gelmiyor. Yoruyor beni. İster istemez bir heyecan yaşadım ama. Camı çerçeveyi kapatmak için koşturdum, balkondaki çamaşırları topladım. Sizi de düşündüm; yolda mısınız, diye. Güzel yüzlüm, hiçbir zaman kalbine leke düşürme, unutma bunu! Dışarıda olup bitenler bazen tenini delip geçerler, yaralanırsın. İçerdeki uyuyan meleği sarsarlar. Bunu kimi zaman kendi korkuların, kimi zaman insanların sözleri, bakışları kimi zaman da fırtına, gök gürültüsü yapar. Olan biten sarsıntıların kalbine yerleşmesine, yaralar açmasına izin verme. Onu ilk günkü gibi tertemiz sakla. O emaneti koru.

Korktuğun, üzüldüğün, hele kendini suçladığın anda, yağmur bulutları gibi için karardığında aklına gelsin bu sözüm. Güneş’in habercisidir “kara bulutlar”. Onlar aydınlığı yok etmez sadece “görünmez” ederler.

Kulak duydu göz gördü. Anneannenin dilinden çocuğun kalbine bir yumuşak söz düştü. Aklı unutsa kalbi unutamadı bu sözü; kalbine leke düşürme, kalbine leke, kalbine…
 
 
Şen Sevgi Erişen
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

14 YORUMLAR

  • Yanıtla Filiz Altınok 17 Eylül 2021 at 10:04

    Ellerine dillerine sağlık, çok güzel yazmışsın. Masalsı bir anlatım, çok hoş!

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 17 Eylül 2021 at 12:51

      Sende bulunan yumuşak duru güzellik kadar olmasa da birazını yansıtabildiysem ne mutlu bana. Bir gün masal da yazmayı çok isterim. Kim bilir belki beraber yazarız 🙋‍♀️😇😃🥰

  • Yanıtla Fatma Akçay 17 Eylül 2021 at 11:00

    Şencim çok güzel. Emeğine sağlık.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 17 Eylül 2021 at 12:48

      Fatmacım;
       
      Senin yüreğinin aydınlığı ve güzelliğinde yazabildiysem ne mutlu bana, çok teşekkürler ediyorum.
       
      Sevgilerimle

  • Yanıtla Saniye Zengin Akdoğan 17 Eylül 2021 at 12:46

    Günaydın canlar, cumanın güzelliğinde yazın bitmesine sayılı kalan yaz günlerinin ışığında, kalplere leke düşmesin, zira düşen her leke bir karanlığın başlangıcı, bir hüsrandır nice güzelliklerde. Kalplerimize leke düşmemesi dileği ile aydınlık günlere inşallah.
     
    Saniye Zengin Akdoğan

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 17 Eylül 2021 at 12:52

    Çok teşekkürler Saniyecim 🙏❤️

    • Yanıtla Leyla Çelikezen 20 Eylül 2021 at 07:44

      Yüreğine sağlık, müthiş 🙋‍♀️😘

      • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 20 Eylül 2021 at 07:46

        Teşekkürler 🙏

  • Yanıtla Gaye Eriş 19 Eylül 2021 at 11:13

    Çocukluğumuzdaki duygularımızı korkularımızı ne güzel anlatmışsın , Ellerine sağlık canım❤️

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 19 Eylül 2021 at 11:14

      Sevgili 40 yıllık üniversite arkadaşım Gaye;
       
      Çok teşekkür ediyorum. Kalplerimizin saflığını ve ışığını anlatabilmeyi çok isterim. Çok çok teşekkürler.

  • Yanıtla Mine Işılar 21 Eylül 2021 at 20:42

    Şimdiye kadar yazdığın hikayelerin içinde nedense en çok kendime kalpteki yıldız hikayesini yakn buldum, belki de bana çocukluğumun korkularını hatırlattığı içindir, kim bilir? Çok beğendim. Ellerine sağlık. Başarılarının devamını dilerim.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 3 Ekim 2021 at 17:53

      Sana çocukluğunu hatırlatmasına çok sevindim, çok teşekkür ediyorum canım ❤️🙏

  • Yanıtla Selime Öztürk 3 Ekim 2021 at 00:04

    Yüreğinize sağlık, çok etkileyici bir yazı. Gerçekte birçok evde yaşanan olasılıklardan bir tanesi gibi. O eski anneanneler nerede şimdi?
     
    Şükran anneannemi özletti bu yazı. O da söylerdi aynısını bana:
     
    “Kalbinde en ufak bir leke olmasın kızım. Bir zerre leke kalbi simsiyah eder, kör eder, zehriri ile hayatı cehenneme çevirir. Ve o lekeyi senden başka kimse süremez kalbine. Sen izin vermediğin sürece kirlenmez kalbin. Cennete giden yol ne tesettürde, ne namazda ne de hacca gitmekte. Cennete giden yol lekesiz kalp ile Huzura çıkmakla olur.”
     
    Kıymetli Öğretmenim, ne de güzel yazmışsınız. Ellerinize sağlık.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 3 Ekim 2021 at 17:38

    Canım Selimeciğim ❤️
     
    Anneannen o inanışı, o sözleriyle ki unutulmayacak, silinmeyecek bir hakikatin ifadeleridir, hep capcanlı hayatın içinde olacaktır. Ben böyle birine “ölmüş” diyemem, demem!
     
    Ne mutlu bize böyle sözleri duyabildik ve yazabildik. Anneanneni ve ondaki bu saf bilgiyi saygıyla bir kez daha anıyorum izninle 🙏

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan