Nâmus İçin Yaşamak | 3

 

İndeks

Nâmus İçin Yaşamak: Birinci Bölüm
Nâmus İçin Yaşamak: İkinici Bölüm
Nâmus İçin Yaşamak: Üçüncü Bölüm

 
 

“Nâmus için yaşamak” öyle mi?

Öyle bir yığın ki bu yığın, Ibn-i Rüşt’ün, Ibn-i Sînâ’nın, Cabir bin Hayyan’ın ve daha nice büyük eren ustanın dediği gibi, öğren ve sus! Ya da Lao Tse’nin, Boddhidharma’nın ve nice koca erenin uyguladığı gibi, örtülerin altına sakla ki yalnızca o örtüleri görebilen, kaldırabilecek olan, yola düşen kişiler görsün onu, onları. “Sır” herkes için değildir, gözündeki perdeyi yırtabilen, aklındaki duvarları yıkabilen, ışıktan bir damla ışık, enginden bir bengi damla olan içindir. Senin içindir ey yolcu, kendini bil!

“Nâmus, nâmus” diye yaşamı cehennem edenler, ya bilmezler “Nâmus nedir?” ya da bilirler bilmesine ama o kötülük erleri, kıvırırlar da kıvırırlar gerçekleri. Onlar kötülüğün erleridir, İblisin erleri değil, kendisidir. İblis, Don Kişot’la karşılaştığında ne yanıt vermişti Don Kişot’a ayrılırlarken:

“Ne yâni, ‘İblis, İblis’ diye mi bağıracaklardı?”

Onlar “İblis, İblis” diye bağırmaz içlerinden geldiği gibi aşk ile! “Allah” diye, “Yahve” diye, “Elohim” diye, “Brahma” diye öyle bir bağırır ki içten neredeyse, inanırsın ey yığın içtenliğine ve “Hakk için” çalışıyorum derken kimler için çalışırsın, hangi putun ardından gidersin? “Nâmus, nâmus” diye bağırdığında da aynı alışkanlıkla ardından gidersin yürüyen putların, öyle bir üzersin ki gerçekliği asla ama asla görmezsin bile!

“Nâmus” Arapça değil, Yunanca’dan girmiş oraya ve “dürüstlük, onur, yasa, göksel kökenli yasa” bağlamında gerçekliğin çevresinde dolansa da cinselliği eklemişler anlamına zamanla Arap toplumu “ırz/iffet” bağlamında.

Bizler ise, ışık kişileri olarak ve yanımızda yer almayı seçenlerle birlikte “Nâmus iki bacak arasında değildir” dedik on yıllarca, diyoruz hâlâ.

Fakat sonra kendine “Kampüs Cadıları” diyen “Feminist”(!) olduğunu savlayan bir topluluk çıktı, bana göre “Nâmus iki bacak arasındadır” anlamına gelen bir açıklama yayınladı “Hudut/Sınır nâmustur” sloganıyla ilgili ve yerle bir etti cinsiyetçiliğın türlü yabancı etkilerin uzun erimde kültürümüze soktuğu kötücül bakışa karşı onlarca yılda oluşturulan özleşmeci, ilerici, adâlet temelli bakış açısını.

İşte bu yazı da oradan çıktı ve “yerle bir etti” desem de kısa erimde bir gerçekliği var bu durumun; o kadar kolay değil alt etmek aydınlığı. Ve büyük bir ders içeriyor yığının bir türlü almadığı, bu yaşanan; En büyük düşman, sizden görünür, sizden daha çok savunur ortak inancınızı/ideolojinizi/felsefenizi ve sizden daha keskin uçları vardır baktığınızda. Gerçekten bakarsanız, aydınlık yola ulaşma umuduyla adımlayanlardansanız görürsünüz ancak o keskin uçların gerçek anlamını. Dikkatli olmazsanız hem sizi hem de tüm iyiliği yok edecek, etmek isteyecek olanla yan yana yürür ve anlayamazsınız aslâ gerçekten neler yaşadığınızı.

Sevi ve ışık ile…
 
 

…SON…

 
 
Atakan Balcı