Ay Işığı Yolcusu

Isırgan Otu

19 Nisan 2022

Yazı: Isırgan Otu | Yazan: Atakan Balcı

Isırgan otuna bastığım ilk gün, çocuk tenim acıdı, yüreğime dayandı damarlarımdan acısı. Yıllar geçti, nice süre, acısı geçmedi ısıran yaranın, acısı hiç geçmedi!

Kıvırcık Ali diyordu ezgi ezgi “Isırgan Otu”, boşa değilmiş kü’sü/müziği, ISIRGAN kan verir, yaşam verir, öğretir ama çok can yakar ve canını çok yakar tüm yaşamlıların. Çoğu durumda canın o denli yanar ki, gözün görmez ne yaşamı, ne dersi.

Hızır Paşa’ya İlenç

“Yoksulun sırtından doyan doyana” bir yandan, Âşık Mahsûnî Şerif’in dediği gibi ve aynı yır’da/şiir’de, aynı türküde dediği gibi yine “Pir Sultanlar gibi darağacını/Bilmem boylasam mı, boylamasam mı?” Biz ders çıkarıyoruz, ders çıkarmak hep bizlere düşüyor çünkü ama bir çoğumuz artık ders çıkarmayı da bıraktı, haklı olmak ve yalnızca haklı kalmak istiyorlar artık. Hızır/Hınzır Paşalar hiç ders çıkarmaz, onlar hep haklıdır(!) sonuçta, değil mi? ISIRGAN damarlarımdan akıyor ıssız bir körebeyim ben.

Özgürlük İçin

Neden kesin olarak anımsayamıyorum o sinema filminin adını? “Ekmek ve Gül” müydü, “Ülke ve Özgürlük” müydü, neydi adı? Bir bacı vardı, kendini Tanrı ve özgürlüğe adayan bir kadın, tek adam zihniyetine/diktatör Franko(Franco) yanlılarına karşı cumhuriyetin yanında bir kadın. O râhibenin/o bacının yüzünde, gülüşünde, duruşunda, tavırlarında öyle bir gerçeklik, öyle bir içtenlik vardı ki ona bakınca sanki Tanrı sevisini/Yaradan’a aşkı, dostluğu, özgürlüğü görüyordum capcanlı bir görüyle!

Bilgelik

Her şeyi bildiğini, doğru bildiğini, çok çok bildiğini savlayanlarda, söyleyenlerden, kendini bilmenin doruklarından evrenin doğal, gerçek, bilmekten/bilmişten/bilmişlikten öte olan bilgeliğine sığınırım. Elbette etnikçiliğin, ayrımcılığın, türcülüğün yapay sınırları var ve yine elbette bir şeyler “olmama” uğraşının, tüm yapay ayrımcılıklardan uzak olma/uzakta durma uğraşının da, çoğunda, süre ile doğurduğu yapay sınırları var. Isırır da ısırır tenini, tinini, içten içe yüreğini ISIRGAN otu. Bilgelik, bilmenin ve bilmemenin aynı anda dışında olandır. “Araştırmanı öneririm” der biraz olsun inceliği olan. Bilgelik ise şunu düşünür, söyler veya söylemez, “Benim bu karşı sözlerde var mı acabâ bir görmediğim? Gerekirse algılarımda bir kat akça perde daha var mı ayrımında olmadığım, özümü göreyim.”

Faşizm çok nettir, o her zaman haklı olandır, her şeyi bilir, kahramandır(!) ve usunuza daha ne gelirse. Ara sıra ince, çoğunlukla kabadır, görgüsüz. Etnikçidir veya etnisitesiz, ulusalcı veya ulusallıksız, kendinden olan, bütünüyle kendi gibi olan vâr olma hakkı iyesidir, diğerleri yok edilmek içindir(!) onun ellerinden.

Barcelona

Tek adamın ardından yığın yığın sürüyen yığın, neredeyse kaşında bir kıl çok olduğu için öldürdü nice yaşamla doluyu! İlenilesi Franko(Franco) ve yandaşları, cumhuriyeti yıkmak için and tasından dolu içmiş gibi saldırıyordu İspanya’da, 1938’le bilinen zamanlarda. O filmde, o bacının yaşadıkları, içimden hiç çıkmadı. O faşistler, kendilerine kalsa Yaradan adına, etmediklerini koymadılar Yaradan’a gerçekten sevdâlı olanlara. Ancak o kadar kolay değil, aslâ! Katalonya bölgesinde, Barselona(Barcelona) hâlâ ayakta!

Sevi ve ışık ile!…
 
 
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan