Ay Işığı Yolcusu

Ey Sevgili

16 Şubat 2021

Yazı: Ey Sevgili | Yazan: Atakan Balcı

“Sevgi güzellik ister gülüm
Güzellik emek ister
Sevgi bedende değil gülüm
Yürekte ateş ister…”

Diyor ya eşsiz ses, nice genç kızın söyleyiş ve soluk örneği İlkay Akkaya, hem de nasıl söylüyor, duyumsayarak, duyumsatarak neler neler!

Cinsellik

Cinsellik ne kadar harikulâde bir deneyim, “sevişmek” sözcüğünün kökeninin “sevmek” olduğu bir dilde konuşan, bu kültürü yaşayan, içselleştirenler için. Tabii ki “sevişmek” sözcüğü “karşılıklı olarak birbirini sevmek” demektir aslında ve eski Türk filmlerine baktığınızda “Biz kayınpederimle çok sevişiriz” gibi, örneğin, birbirlerine olan sevgisini de kimselerin bu sözcükle dillendirebildiklerini görüyoruz. Ve zamanla, sevgiyle “dokunuşmak” anlamı iyice yerleşmiş, böyle de güzel, bayağı güzel; değerini bildikten, özünü es geçmedikten sonra.

Cinsiyetler

Tabii ki cinsellik temel bir güdü, vazgeçilmez ve vazgeçmek ustan bile geçirilmez asla, aseksüel değilseniz. Rahmetli Seyfi Dursunoğlu (Huysuz Virjin) kendini “aseksüel” olarak tanımlardı örneğin ama asla “sevgisiz” biri olarak düşünmedim, düşünmüyorum Seyfi Bey’i. Sevgiyi cinsellikle sınırlandıranların bakışı ne kadar sığ, suları nasıl çamur?!

Yürekten daha yakın

Sevgi nedir bilmiyoruz ki sevişmeyi bilelim. Sevişmeyi özden kavrayamıyoruz ki gerçekten sevebilelim. Kim duyarak adımlıyor geceyi, kim adım adım soluyor sevgilinin tenini, kim göğüs boşluğunda çarpan diğer yüreği duyuyor titreyerek, kim sevi ile doluyor geceleri, kara ayın ışığında? Kim seviyi gerçekten duyumsuyor, kim gerçekten algılıyor kendi özündeki sevgiyi? “Şah damarından yakın” olmak ne demekti?

Kutsal Deliler

Delileri bir çağlayandan aşağı akan sular gibi düşünür yığının yeni moda kültürlenenleri, Kemâllerin anımsatmaya, yeniden taptaze yeşertmeye çalıştığı canlı köke ağu dökenler, amaçsız, ereksiz sayarlar çağlayan sularını, çemberin suyunda devinir dururlar onlar ard arda, yığınsal amaçsızlıkla ama kalabalık olmanın verdiği erksel ruhsuzluk, yığınsal cehaletin verdiği güçle “amaç” sayarlar yığın olmayı bile sevgisizliklerinde.

Nâmık Kemâl, Mustafa Kemâl, Yaşar Kemâl’den tutun nice adsız Kemâl nice çeliğe su verdi, nice çeliği, sevgiyi yeşertti. Çağlayanlar gibi aktılar uçurum gibi görünen nice keskin kenarlardan. Ulaşa ulaşa güneşe benzediler Yaşar Kemâl’in satırlarından, dizelerinden. Sevgi satılmaz; sevgi parayla, nesneyle satın alınmaz; sevgi öfkeye dem vurur bazen; sevgi kaçınılmaz olandır damarlarda, süzülür. Sevgi armağanlarla doyurulmaz, sevgi asla aç kalmaz nesneye.

Unuttu yığınlar neydi sevgi, ey sevgili!
Sahi, sevgi neydi?

Sevi ve ışık ile!…

Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 16 Şubat 2021 at 16:14

    Canım, yazı zaten çok güzeldi de bu bölümde bu harika şarkıyı kullandığın için ayrıca teşekkür ederim. Daha önce dinlememiştim, yazını yayına hazırlarken merak edip dinlemeye başladım. Ardından bütün gece İlkay Akkaya ile devam ettim çalışmaya. Harikaydı, çok teşekkürler 🤗

    • Yanıtla Atakan Balcı 16 Şubat 2021 at 22:26

      Benim genellikle yaygın olarak iç içe olduğum ve genellikle türkü dinleyen kesimde, genç kızlar hep İlkay Akkaya gibi söylemeye, İlkay Akkaya’nın sesine kendi sesini benzetmeye meyillidir ilk gençliklerinde. Çok özel bir ses ve duyarlılık bana göre de!
       
      Teşekkür ederim güzel yorumun için!… 🙂

  • Yanıtla Burak Süalp 21 Şubat 2021 at 12:11

    Dostum ne güzel yazmışsın. Bu konuyu ne kadar yazsak, altını ne kadar çizsek az kalır. İçinde bulunduğumuz dönemin bozucu etkilerine inat sevmeye, sevdiklerimizle sevişmeye ısrarla devam etmeliyiz.
     
    Sevgiyle, seviyle ve ışıkla kal…

    • Yanıtla Atakan Balcı 21 Şubat 2021 at 15:56

      “Aşk” ve “devrim”den söz edildiği etkili bir ses vardı bir zamanlar, ne güzeldi. Işığın söndüğünü sananlar olacaktır ya, bedenler ölür, ışık sönmez asla!
       
      Teşekkür ederim güzel yorumun için 🙂

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan