Biraz Kitap

Ev, Kadınlar, Seks

5 Aralık 2023

Kitap: Kreutzer Sonat | Yazar: L. N. Tolstoy | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Ev, Kadınlar, Seks | Margit Schreiner

“Nafaka mağduruyuz, ühühühh” diye ağlayan erkekler var ya. Tam onların manifestosu olabilecek bir kitap. Neyse ki pek okumuyorlar da böyle kaynaklardan beslenemiyorlar.

Ev, Kadınlar, Seks | Evlilik, Boşanma, Nafaka ve Kadın Düşmanlığı

Kitapta karısı tarafından terk edilen bir adamın müthiş kadın düşmanı sızlanmaları yer alıyor. Karısı aslında bir hiçmiş de kendisi olmasa hiçbir şeyi beceremezmiş de feminist arkadaşları aklına girmiş de…

Yirmi yıllık evlilermiş. Bir çocukları varmış sekiz yaşında.

Karısı, çocuğu da alıp evi terk etmiş. Artık dayanamıyormuş. Boşanma davası açmış. Hâkim karşısına bir kere çıkmışlar. Nafaka mevzusunda anlaşamamışlar. Tekrar duruşmaları olacak.
Kitapta adam, bu süreci kendi dünyasından değerlendiriyor. Ancak bir kadın okur olarak o kadar sinir bozucu ki yazılanları okumak. Okurken kitabı yazanın erkek olduğunu düşündüm. Ama kadınmış. Şaşırdım.

Adamın anlattığına göre karısı çok çekingenmiş. Kendi başına hiçbir şey yapamazmış. Dışarıdaki bütün işleri adam kendisi halledermiş. Hem çalışıp hem de dışarıdaki sosyal yaşamı sürdürmeye çalışmak çok zormuş. Bir de eve gelince karısının evi temiz tutmadığını, yemek yapmadığını gördükçe iyice canı sıkılıyormuş.

Kadın bir markette kasiyerlik yapıyormuş. Kazandığı para çok azmış. Adamın kazandığı para daha çokmuş ve giderlerine yetiyormuş. Kadının çalışmasının neredeyse hiç ekonomik getirisi yokmuş. Çalışmasa da bir şey fark etmezmiş. Ama kadın buna rağmen sevmediği bu işte çalışıyor, yorgun şekilde eve geliyor, dolayısıyla evin işlerini yapamadığı gibi sevişmek de istemiyormuş. Adam uzun uzun buna gerek olmadığını anlatıyor. Ben ona çalış demedim, çalışmasa da olurdu ama o özgüvenini kaybetmemek için çalışmak istediğini söyledi fakat yine de özgüveni yoktu… diye anlatıyor.

Kadın hamile kaldığında işi bırakmış. Çocuğuna bakarken de çalışmamış. Adam buna sevinmiş önce. Nihayet ev temiz olacak ve evde sıcak yemek pişecek diye. Fakat kadın yine bunları yapmıyormuş. Adam yine uzun uzun bu durumdan yakınıyor. Evin temizliği ile ilgili bir eleştiride bulunsa kadının ne kadar öfkelendiğinden de bahsediyor. Karısını histerik olmakla suçluyor.

Karısına meşgale olsun diye dikiş makinesi almış adam. Karısı zamanla dikiş işini ilerletmiş ve elbise siparişleri almaya başlamış.

Adam da o dönem işten kovulmuş. Kadının kazandığı parayla geçinmeye başlamışlar. Adam onlarca yıl kendi kazandığı parayla geçinirlerken kendisinin hiçbir şey demediğini ama şimdi kadının kazandığı parayı kullanıyorlar diye kadının etmediği laf kalmadığını anlatıyor.

Adam, işten kovulmasının sebebi olarak da işyerlerindeki kadın kotası uygulaması olduğunu iddia ediyor. Kendisi kadar iyi olmayan iki kadın çalışan kovulmazken, yıllarını bu işe vermiş olan kendisinin kovulmasını haksızlık olarak görüyor. O kadınların şefle yattıklarını öne sürüyor. Başka bir açıklaması olamayacağını düşünüyor.

Karısının kendisinden ayrılma sebebi olarak da başka bir adam bulmuş olduğundan şüpheleniyor. Başka türlü böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini düşünüyor.

Kadının çocuğu da alıp gitmesi nedeniyle çocuğun bakımını da kadının üstlenmesi gerektiğini düşünüyor. Çocuğa nafaka vermek istemiyor. Bir çocuğun yemesi, içmesi, barınma ve ısınması için ne kadar para lazım ki diye düşünüyor. Hem tüm bunları kadın kendisi de kendisi için harcıyor zaten, çocuk için ekstra bir şey harcamayacak, ne gerek var diyor.

Çok sinirlendim okurken.

En son bu kadar mizojiniyi Tolstoy’un “Kreutzer Sonat” ve Schopenhauer’in “Aşka ve Kadınlara Dair” kitaplarında okumuştum.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 6 Aralık 2023 at 00:34

    Gerçekten nasıl okuyabiliyorsun bu kitapları şaşırıp kalıyorum 🙄 Tolstoy, Schopenhauer okumuyorum. Nietzsche’yi ise felsefi sistemini yıkmak için okuyorum sadece 😉
     
    Bu romanı bir kadının yazdığını okuyunca daha da sinirlendim. Eminim vardır psikolojik bir açıklaması; kendi yaşayamadığı ömrü hiçbir kadın yaşasın istemiyordur vs. vs. ama bu kadın için kafa yormak dahi istemiyorum. “Kötü” diyeceğim sadece.
     
    Dönem şartları falan diye kimse zırvalamasın; Antik Çağ’da da Orta Çağ’da da Aydınlanma’da da eşitliği savunanlar kadınlar ve erkekler vardı; olmayanlar aptal olduklarından ya da dönem öyle olduğundan değil, düpedüz sistem işlerine geldiğinden öyleydiler. Bu Margit Schreiner de hangi adama yaranmak için yazdı kim bilir bu saçmalığı.
     
    Sinirim bozuldu resmen okurken. Senin yorumunu ve taşlamanı sevdim ama 😉 Yine de ruhuna yazık güzelliğim, kirlenmesin bu süprüntülerle.

  • Yanıtla Josef Kılçıksız 6 Aralık 2023 at 02:09

    Merhaba;
     
    Affınıza sığınarak bir yazımın linkini atmak istiyorum. Tolstoy’un mizojin karakteri üzerine birkaç aylık geçmişi olan bir yazı: Tolstoy: Büyük Deha Mitinin Gizlediği Mizojini
     
    Bu arada Kreutzer Sonat üzerine olan yazınızı da okumuştum.
     
    Emeğinize sağlık.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan