Sessizlik Öyküleri

Büyük Bir Küllük Almak Çok Sigara İçtiğimi Gösterir mi?

14 Ekim 2021

Öykü: Büyük Bir Küllük Almak Çok Sigara İçtiğimi Gösterir mi? | Yazan: Hakan Özbek

“Büyük bir küllük satın almak çok sigara içtiğimi gösterir mi?”

Züccaciye dükkanında çalışan kadın gözlerini devirdi. Bir eli Hâlâ ilk geldiğimdeki gibi rafa dayalı, diğer eliyse üstündeki sweatshirt’ün cebinde, muhtemelen telefonunu okşuyordu. Bana cevap vermek gibi bir derdi yok gibiydi. Zaten vereceği cevap da umurumda değildi. Sadece yaptığı iş bana ilginç gelmişti, o kadar.

Zaman zaman bu dükkanın önünden geçerim. Hemen her geçişimde şu anda konuşmakta olduğum kadın, bir müşterinin peşinden gider ve ona tavsiyelerde bulunurdu. “Şunu almanızı öneririm çünkü…” şeklinde. İşte bana ilginç gelen tam olarak bu aslında. Çünkü bazı şeylerde insanlara tavsiye vermek mümkünken, bazı şeylerde ise değilmiş gibi geliyor. Mesela bir küllük alacak olana nasıl bir tavsiye verilebilir ki?

“Çok sigara içtiğinizi aldığınız küllükten anlayamam elbette…”

Telefonunu çıkarıp ekrana bir göz attıktan sonra, elini yeniden cebine soktu.

“… ancak üstünüze sinen bu kokuya bakılırsa, çok sigara içiyorsunuz; öyle değil mi?”

Çok genel bir düşünce. Üstümdeki kokuya bakılırsa bir kıraathane işletiyor da olabilirim, değil mi? Elbette ona böyle bir cevap vermedim. Sadece kafamla onaylamakla yetindim. Hatta birkaç kez alkışlamış bile olabilirim.

“Peki büyük bir küllük almam size ne düşündürür? Ya da bir insana neden ve nasıl büyük bir küllük almasını tavsiye edersiniz?”

Gözlerini yerden kaldırıp yüzüme baktı, ardından yeniden yere indirdi. Utanmaktan ziyade umursamamayı gösteriyordu bu duruş. Zaten bir züccaciyede umursanıp umursanmamayı pek de umursamıyordum açıkçası. Sadece bir küllük alıp çıkacaktım ancak nasıl bir küllük almam gerektiğini bilmiyordum. Raflarda duran tüm küllüklere dokunmuş, incelemiş, bir türlü karar verememiştim. Tam o sırada biraz ileriden bazen telefonuna bazen ise bana bakan bu kadın yanıma gelmiş ve istersem yardımcı olabileceğini söylemişti. Yardıma ihtiyacım olmadığını söylememe rağmen bana bu devasa küllüğü önermişti. Bir küllükten ziyade bir saksıyı ya da bakış açısına göre borcamı andırıyordu ancak tam olarak bir küllüktü. Etrafında birkaç sigara konulabilecek kadar girinti vardı. Eğer kalabalık bir aileyseniz ve herkes sigara içiyorsa bu küllük pekâlâ işinizi görürdü. Ancak benim gibi yalnız yaşıyorsanız, evde kullanmak için bu küllüğü almayı bir sebebe dayandırmalıydınız. Mesela küllüğü boşaltmayı sevmiyorsanız, bu küllük tam size göre.

“Aslında kişiden bağımsız olarak, gözüme estetik geliyor. Size bu küllüğü tavsiye etmemin nedeni de bu.”

Raftan aynı küllüklerden birini alıp eliyle üzerindeki işlemeleri, altındaki hafif girintiyi gösterdi eliyle. Bir süre elinde küllükle durduktan sonra yavaşça yerine bıraktı.

“Peki bu estetik kime göre estetik?”

“Bana göre.”

“Bana göre değil ama. Bir fabrikada binlerce üretilmiş bir şey ne kadar estetik olabilir ki? Nihayetinde bu bir sanat eseri değil. İçine kül dökmeye başladığım andan itibaren üstündeki ya da herhangi bir yerindeki desenlerin hiç birine dikkat etmeyeceğim. Kaldı ki, sigara içerken sadece sigaraya odaklanmayı severim.”

Artık tartışmanın bir anlamı olmadığını düşünüp arkasını dönüp gidebilir, köşesine çekilip yeniden telefonuyla oynayabilirdi. Yapmadı. Elini çenesine dayayıp biraz düşündü.

“Üstünde puro için ayrıca bir yer daha var, fark ettiniz mi?”

Farkındaydım. Diğerlerinden biraz daha büyükçe bir yer bırakılmış, küllüğün sıradan olan tasarımını böylece iyice rezil etmişlerdi. Olmasaydı daha iyiydi aslına bakarsanız. Puro küllükleri farklıdır çünkü. Onlar yalnızca puro için olmalıdır, bu küllükler ise sadece sigara ya da en iyi ihtimalle sigarillo için.

“Puro içmeyi sever misiniz?”

“Evet.”

“O halde bu küllük işinizi görecektir.”

“Gerçekten mi? Neden?”

“Söylediğim gibi üstünde puro için de bir alan bulunuyor.”

“Bana saçma geldi. Ayrıca benim puro için bir küllüğüm var. Bunu sadece sigara için kullanacağım.”

Gözüyle rafları taradı, önerebileceği başka bir küllük olup olmadığına baktı. Eliyle birine doğru hamle yapmak üzereyken, konuşmayı sürdürdüm.

“O küllüğü hiç göstermemenizi tavsiye ederim. Farkındaysanız en az o küllük satılıyor. Yani kimse beğenmiyor, en vasat zevklere sahip insanlar bile…”

“Bunu nereden biliyorsunuz?”

“Baksanıza raflarda en çok o küllükten var.”

“Ya çok satıldığı için varsa?”

Çok satılmadığı üstündeki kalıplaşmış tozdan belliydi. Dükkanda bazı ürünlerin üstünde bu tozdan görülüyordu. Ürünün rengini bile değişik gösteriyordu, öyle bir tozdu bu.

“Aklınızda nasıl bir şey var? Mesela söndürmeden sigaranızı atabileceğiniz küllüklerden de verebiliriz size.”

Kafamı geriye doğru salladım. İstemiyordum.

“O küllüklerin üzerinde yazmasına rağmen insanlar sigaralarını söndürmeye çalışıyor, sonra o plastik tabakada çirkin izler kalıyor. Hoşlanmıyorum bu durumdan.”

“İnsanlara söndürmeden atmasını söyleseniz?”

“Söyledim. Ancak kim bir küllüğe güvenir ki?”

“….”

“Hiç kimse.”

Bu plastik söndürmeden at küllüklerinden sayısını hatırlayamayacağım kadar çok almıştım ancak hiçbir arkadaşımı küllüğün üstünde sigara söndürmemesi konusunda ikna edememiştim. Neredeyse istisnasız hepsi sigarasını söndürüp, ardından söndürme sırasında yamulan sigarasını o küçük delikten içeriye atmaya çalışıyor ve bu onlar için zahmetli benim için ise sinir bozucu oluyordu.

Kadın pes ediyor gibiydi.

“İsterseniz farklı mağazalara da bakabilirsiniz.”

“Baktım zaten.”

“Hiç beğendiğiniz bir küllük olmadı mı?”

“Maalesef.”

Gözümü yeniden dükkanın içinde gezdirmeye başladım.

“Peki farklı bir şey alsam?”

“Anlamadım.”

“Küllük değil de başka bir ürün alsam olur mu?”

Şaşırmış gözlerle baktı, ağzını büktü önce.

“Olur tabii ancak küllük?…”

“Farklı bir şeyi de küllük olarak kullanabilirim. Alırken gözüme güzel gelmesi önemli, bunu unutmayın.”

“O hâlde cam ürünlerden önermem gerekir sanırım.”

“Olabilir, metal ve plastik yerine tercihimdir.”

“Mağazamızda sizinle ufak bir tur atalım o hâlde?”

“Sevinirim.”

Küllüğü yerine bırakıp mağazada dolanmaya başladık. Tencereleri, plastik kovaları, ıvır zıvırı geçtikten sonra önce borcamları, sonra tabak çanak reyonunu geçtik. Artık bir şey bulabileceğimize dair umudu kesmek üzereyken gözüme oldukça kalın camdan yapılma bir şarap sürahisi çarptı. Üzerinde bulunan etikette 2021 cam tasarım ödülü aldığı yazıyordu.

“Bunu alıyorum.”

“Bu tasarım ödüllü ancak?”

“Yani? Tasarım ödüllü bir camı küllük olarak kullanamaz mıyım?”

“Ben olsam şarap için kullanırdım fakat sizin tercihiniz. Elbette istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.”

“Öyle yapacağım, teşekkür ederim.”

“Peki sigaranızı neresine koyacaksınız?”

“Bulurum ben bir yerini, siz bunu düşünmeyin.”
 
 
Hakan Özbek
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Tuğba Alkan 14 Ekim 2021 at 13:16

    🙂 Bir durum bu kadar sade ve güzel öyküleştirelemezdi.

  • Yanıtla Mert 14 Ekim 2021 at 13:26

    Harikasın kardeşim… 🙂

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 13 Kasım 2021 at 05:11

      Allah küllüğünü versin senin! 😃

  • Yanıtla Çağrı 14 Ekim 2021 at 16:53

    Çok anlamlı ve sade.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan