Sizi Gidi Entelektüel Maymunlar!

Hepimiz bir demlik çayda boğulacak gibiyiz. Nereye baksam çay görüyorum. Bir zamanlar vasatlık simgesi olan çay, şimdi kahvenin karşısında yükseliyor. Çünkü artık sadece çay değil, kahve de demleyebiliyoruz evimizde. Popüler olandan nefret ediyoruz. Hepimiz kahve gurusu olduk ya şimdi, o zaman yaşasın çay! Yaşasın çay ocakları! Pardon; yaşasın çay evleri!

Boktan edebiyat dergilerinin hepsini bir koridora serip üzerinde köpeğimin tuvalet eğitimine devam etmeyi planlıyorum. Böylece o “fevkalade” öyküler daha anlamlı olacak. Boş bardaklar dolacak. Ne güzel edebiyat!

En afili kelimelerinizi seçin, birazdan rezil bir edebiyat dergisi daha çıkacak nasıl olsa. Ve hepimiz o rezilliğin bir parçası olmak için yanıp tutuşuyoruz. Güzel bir öykü olmasına gerek yok; sadece bir-iki cümle çıkıyorsa bardak altlığı yapacak, yeterli. Harika işler yapıyoruz son zamanlarda. Müthiş bir entelektüellik. Yine de vurucu bir cümle bulmak lazım böyle şeylere.

Derginin kadrosu hazır bu arada:

“Usta” bir sinemacı, artık daha az albüm yapan bunak bir müzisyen, pandemide sivrilmiş bir iki doktor, birkaç popüler yazar, belki üç beş tane de medya maymununa dönmüş akademisyen. Her türlü satar. Özellikle ölülerden ve çaydan yana kıvırıyorsa kalemini, tamam bu iş.

Seks eskisi kadar satmıyor bu ülkede. Gözümüz doydu o gibi şeylere. Ne de olsa meşru güçler tarafından her gün düzülenlerdeniz. Bu yüzden ölülerle uğraşmaya devam edelim.

* (Önemli not: Burada ‘düzmek’ kelimesi ‘düzene sokmak’, ‘düzene koymak’ gibi anlamlarda kullanılmıştır.)

Bir yazar olmanın en önemli şartı iyi yazmaktır, diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz hazretleri. Bir yazar olmanın tek şartı satma garantisidir. Eğer satabiliyorsanız, iyi yazmanıza gerek yok. Hatta yazmasanız bile olur. Bu noktada şuna benzer bir ibareyi bahsi geçen kitabın kapağında belirtmeniz yeterli:

** Yazan: Hakan Bey.

Ben yazar değilim, hatta kimilerine göre okur bile değilim. Kimileri de bana göre okur ya da yazar değil. Yani benim size karşı bir sorumluluğum yok anlayacağınız. Hepimiz bir yerlere kusuyoruz sonuçta. Ancak şunu hatırlatmak isterim sevgili “okuyan”, bazen rastgele okuduğumuz metinlerin birleşimi bile bugün pek çok metinden daha anlamlı.

*** Bkz. Şu an okumakta olduğumuz metin.
 
 
Hakan Özbek