İndeks
Birinci Bölüm: Stresi Tanımak
İkinci Bölüm: Stres Belirtileri
Üçüncü Bölüm: Stresle Başa Çıkmak
1 | Stresi Tanımak
Günümüzde en çok kullandığımız ve hayatın olmazsa olmazı gibi kabul ettiğimiz bir sözcük oldu stres. Stressiz hayat yokmuş gibi bir ön kabul ile başlıyoruz çoğu zaman güne. Hayatın bu hızlı akışı içinde elbette stres çok fazla hayatın içinde. Fakat bazen stresi öyle cümleler içinde kullanıyoruz ki olumsuzlukların merkezi ve tek günah keçisi oluyor stres. Bazen çok üzgün, bazen çok kızgın, bazen çok endişeli, bazen de sıkıntılı oluyoruz ama bu olumsuz olan duyguların hepsini zihnimizde oluşturduğumuz “stres” çantasına tıkıştırıp kilitliyoruz. Sonra da mümkün olduğunca o çantayı taşımaktan kaçıyoruz. Fakat elimizde taşımadığımız o ağır çanta, zihnimizde ve ruhumuzda ağırlık yapmaya devam ediyor.
Ağırlıktan kurtulmanın tek yolu, o duyguları inceleyip elemek ve ruhumuzu sadeleştirebilmek. Yani duygularla yüzleşmek, duyguların adını koymak ve sebeplerini gün yüzüne çıkarmak. Bu sebeplerin de hangilerinin bizleri strese doğru sürüklediğini fark etmek.
Stres Kelime Anlamı
Stres kelimesinin ilk kullanılması, 17. yüzyıla dayanıyor. O devirde fizik ve mühendislik alanında kullanılmış. Köprü yapımlarında, yapının taşıyacağı basınç miktarına verilen ad olarak dile girmiştir.
1950’lerde de, Hans Selye farelerle, hormonlar üzerine çalışmalar yaparken, farelerin kötü koşullara maruz kaldıklarında, fizyolojik tepki verdiklerini, adrenalin bezlerinin büyüyüp, timüs bezinin küçüldüğünü ve bazılarının da mide ülserine yakalandığı bulgularına ulaşır. Selye de bu durumdan sonra canlılarda “stres” kavramını ilk kullanan bilim insanı olmuştur.
Bu ortaya çıkış hikayelerinden de anlaşılacağı üzere, herhangi bir olumsuz duyguya stres diyebilmemiz için, bu duygunun dışarıdan bir baskı ve güçlü bir etkiyle ortaya çıkması gerekir.
Stressiz Hayat Mümkün Mü?
İnsanlar toplum içinde yaşamak ve belli toplumsal kurallara uymak zorundalar. Kurallar, içlerinde bazen az bazen fazla dayatma barındırırlar. Bu dayatmalara mecbur olan insanlık için elbette sıfır stres mümkün değildir. Zaten bu, yaşam için doğru da değildir. Gerekli ölçüde kalabilen stres, yaşamın sorumluluklarını almak ve üretmek için oldukça gereklidir. Hayat motivasyonu bazen tamamen içten gelmez. Dışarıdan bir etki ile motivasyonu yakalamak gerekir. İnsanı yıpratmayacak zorunluluklar, insanın yaşam enerjisini aktif tutar.
Stres ve Bireysel Farklılıklar
Stresin insan sağlığını etkilediği de tüm tıbbi araştırmalara göre, apaçık ortadadır. Günümüzde, stresin var olduğunu ve etkilerini kabul etsek de gördüğümüz bir gerçek daha var ki o da her stres faktörünün her bireyi aynı şekilde etkilemediği.
Bunun çeşitli kişisel ve çevresel sebepleri olsa da en büyük sebebi, bireyin kendini doğru tanıması, hayatını doğru analiz edebilmesi ve kendi gerçeklerinden mümkün olduğunca uzaklaşmamasıdır. Bireyin, kendi gibi olamadığı ortamlarda stres çok çabuk yükselir. Bu yüzden en önemli unsur, bireyin kendi değerleri doğrultusunda yaşaması ve bu gibi çevrelerde bulunmasıdır.
İletişimin bu kadar hızlı olduğu ve gerek iş, gerek sosyal sebeplerle çok çeşitli ortamlarda bulunulması gereken bu çağda, kendin kalabilmek çok kolay olmasa da imkansız değildir. Kendini gerçekten seven ve kabul eden bireyler, her ortamda kabul görürler. Yapmacıklık her mesafeden hissedilir. Kabul görmek için yapmacık olan bireyler, hem kendilerini strese boğar hem de kabul görmezler.
Yani stresi yönetmenin ilk adımı, stresi ve kendini tanımaktır.
No Comments