Müzik

Mario Parodi

2 Aralık 2021

Mario Parodi
20. Yüzyılın klasik gitar dünyasını en fazla domine eden kişi kim diye sorarsan, klasik gitaristlerin çoğu Andrés Segovia diye cevap vereceklerdir. Bence bu haklı bir düşüncedir. Andrés Segovia gitarın babası sayılır, gitarı sadece ritim atmak, solo çekmek gibi kısır döngüden kurtarmıştır. Her bir telinde ve hemen her perdesinde farklı orkestra çalgılarının seslerini duyup, çalgının bu niteliğini dinleyiciye de duyurabilen yetkinlikte bir gitaristti. Bana sorarsan Andrés Segovia’nın gitara kazandırdığı en önemli şey budur. Bugün hâlâ o zenginlikte gitarı çok ama çok az gitaristte duyabilirsin.

İmkânım oldukça klasik gitarist araştırırım. Tekniği yüksek olan değil, gitarı çok sesli ve çok renkli çalabilen gitaristleri özellikle seçerim. Bugün sana benim de yeni bulduğum, İstanbul doğumlu bir dünya gitaristini, bir gitar virtüözünü tanıtacağım.

İstanbullu bir Dünya Gitaristi: Mario Parodi (1917-1970)

Mario Parodi 5 Mart 1917’de İstanbul’da İtalyan anne babanın çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Müzik konusunda neredeyse kendi kendini yetiştirmiş bir klasik gitaristtir. Parodi, üstün gitar aranjmanlarını Türkiye, Yunanistan, İtalya, İsviçre, Almanya’da verdiği nitelikli konserlerinde seslendirmiştir. Avrupa’dan sonra Arjantin’e gitmiş ve 27 Ekim 1970’de Buenos Aires’de hayata veda etmiştir.

Mario ParodiBu büyük gitarist ile ilgili fazla bir yazılı bilgi bulunmuyor. Fakat birçok klasik müzik bestecisinin eserlerini klasik gitara son derece başarılı bir şekilde uyarladığı biliyoruz. Parodi’nin uyarlamaları halen gitar repertuarının seçkin yerinde bulunmaktadır.

Parodi’nin klasik gitara uyarladığı bazı eserler ve bestecileri:

Liebestraume Op. 62 Nº 3 (Franz Liszt)
The Prophet Bird Op. 82 (Robert Schumann)
Waltz Op. 69 Nº 9 (Frederic Chopin)
Für Elise – (L.V.Beethoven)
Cradle Song Op. 49 Nº 4 (Johannes Brahms)

Bu eserlerin hepsine internet üzerinden ulaşabilirsin. Bu seçkin aranjmanları bizzat Parodi’nin kendi seçkin yorumu ile dinleyebilirsin.

Bana sorarsan, Mario Parodi’nin gitar tonlarında ulaşabildiği zenginlik Andrés Segovia ile karşılaştırılabilecek derece iyidir. Aranje ettiği bazı piyano parçalarını öyle yorumlar ki, gitar değil de sanki piyano çalıyor zannedebilirsin.

Diğer yandan, mesela Chopin’in 14.no’lu mi minör valsini çok güzel aranje etmiş ve çalmıştır. Dinlersen, eserin orijinalinin klasik gitar için yazılmış olduğunu zannedebilirsin. Usta yorumculuk ve nitelikli aranjmanlık herhâlde böyle bir şey diye düşünüyorum. Aşağıdaki adresten bu nitelikli yorumu dinleyebilirsin.

Yine bir başarılı gitar aranjmanını Franz Liszt’in Liebestraume (Op.62 No:3) isimli eseri için yapmıştır. Arkada dalga dalga arpej geçişleri üzerine yazılmış nitelikli melodik yapıyı, gitar üzerinde adeta bir oya gibi işlemiştir, gitarın ses olanaklarının zenginliğini bu çalışmada rahatlıkla duyabilirsin. Bu güzel çalışmayı yine aşağıdaki linkte dinlemeni tavsiye ederim.

La Catedral

Mario Parodi yaptığı gitar aranjmanları dışında birçok gitar bestecisinin de eserlerini başarı ile seslendirmiştir. Bunlardan biri de 20. yüzyılın önemli gitarist ve bestecisi Agustin Barrios’tur.

Barrios’un artık meşhur olmuş ve gitaristlerin repertuarında seçkin yeri olan “La Catedral” isimli eserini Mario Parodi’den de dinlemeni tavsiye ederim. Eserin bu yorumunu dinlerken özellikle dikkatimi çeken unsur daha düşük bir metronomda çalınmış ve esnek şekilde duraklar koyarak esere bir zenginlik getirmiştir, adeta eserin çalış süresini zamana yaymış ve eserin önemli vurgularını öne çıkarmaya çalışmıştır.

Aşağıdaki adreste, başta bu eserin güzel yorumu olmak üzere, diğer eserlerindeki nitelikli yorumlarını dinleyebilirsin. 2. Çalınan eser, Francisco Tarrega’nın “Marietta” isimli eseri, bu eserde de Parodi’nin ayrıcalıklı yorumunu dinlemek gerçekten keyif verici. Hele sonunda Albeniz’in “Granada” isimli eserindeki yorum çok ayırt edicidir.

Burada bir parantez açmamda yarar var diye düşüyorum. 19 yüzyıl sonu ve 20 yüzyıl başında İspanya’da gitaristlerin önünde çok ciddi bir sorun vardı, geleneksel çalgıları olan gitar; nitelikli sahnelerde piyano ve keman gibi çalınamıyordu. Andrés Segovia, Miguel Llobet ve Francisco Tarrega gibi gitarist ve besteciler bu enstrümanı özellikle de enstrümanın ses zenginliğini tanıtmak için çok çaba sarf ettiler. Segovia, Llobet gibi gitaristler aranjmanları, Tarrega gibi besteci gitaristler ise besteleri ile klasik gitarın haklı olan yerini bulmasına katkı koymuş oldular.

İşte bu çaba diğer ülkelerdeki klasik gitara gönül verenleri de etkilemiş olmalı. Mario Parodi de bunlardan biri bence, çünkü o dönemin gitaristlerinin ruhu ve gitar tonuna çok yakın yorumları olan bir gitarist. Kısacası Parodi, eserleri 20 yüzyılın ilk yarısında sahnelerde olan gitaristlere ait bir tonlama ve yorum ile çalıyor. Özellikle 1960’lardan sonra çok daha hızlı, çok daha virtüözite kokan ama ruhunu yitirmiş yorumlarla karşılaşabiliyoruz. İşte bu açıdan baktığımda Mario Parodi’nin yorumları daha da değerli oluyor.

Francisco Tarrega, Miguel Llobet

Son olarak aşağıdaki adreste bu nitelikli yorumcunun Isaac Albeniz’in “Rumores de la Caleta from Recuerdos de Viaje” isimli Op 71 eserindeki yorumu ile bitirmek istiyorum.

Mario Parodi, hala keşfedilmeyi bekleyen nitelikli gitaristlerden biridir, hayatı hakkında çok kısıtlı bilgi olmasına rağmen, yine de bu önemli gitaristi anlatmaya çalıştım. İstanbul’da başlayan yaşam serüveni Buenos Aires’te son bulmuş. Ayrıca birçok kaynakta Türk klasik gitaristi olarak geçtiğini belirtmek isterim. O zaman bizlerin de bu seçkin gitaristi biraz olsun bilmesi gerek diye düşündüm.

Sevgiyle,
 
 
Özgür Ay
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 2 Aralık 2021 at 12:15

    Özgür Bey, sizin zarif sunumuzla daha da zenginleşen köşenizi büyük bir zevkle takip ediyorum. Duyulamayan, görünemeyen her ses gibi biz de mahsunuz… Ne var ki yine de susmuyoruz. ☀️🙏💕

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan