Satır Arası

“Evet” Severler

4 Mart 2022

Yazı: 'Evet' Severler | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Bu dünyaya gelen her bireyin, doğduğu andan itibaren karşılanması mümkün olan ya da olamayan talepleri olur ve birey aldığı cevaplara uyum sağlamayı öğrenir. Büyüdükçe, kendinden beklenen talepler de oluşur ve herkes bunlara cevap vermeyi de öğrenir. Fakat bazıları hep “evet” derler. Bazıları da cevap olarak hep “evet” duymak isterler. (Bu konuyla ilgili, geçen hafta yayınladığımız “Talepler ve Cevaplar” yazıma göz atabilirsiniz.)

“Evet” Sevilir mi?

Aslında “evet” cevap olarak alınınca sevilir. Ama sürekli her şeyi kabul eden insanlar tarafından çok da sevilen bir şey değildir “evet”. Fakat onlar bunu dile getirmedikleri için, çevreleri tarafından sanki “evet” demeyi seviyorlarmış gibi algılanırlar. Çünkü onlar “hayır” cevabını vermeye hiç alışmamışlardır ve yakınları da bu ihtimali hiç düşünmüyorlardır.

Peki nedir bu insanları “evet” demeyi sever gösteren?

Her şeyden önce bu insanlar çoğunlukla naif insanlardır. Naif ve zarif olmak çok önemlidir ama bu durum çok fazla kişi tarafından suistimal ediliyorsa o zaman bu duruma bir “dur” demek şart olmuştur. Bazen karşıdaki birey de çok zariftir ve zarif bir insanın zarif bir insana hayır demesi çok zor olabilir. Ama burada da sadece zarif bir şekilde istendiği için olmayacak bir şeye “evet” demenin sonucu pişmanlıktır.

Aynı şekilde duygusal olan insanlar da hemen “evet” demeye meylederler. Halbuki manipülasyona çok açık olduklarından, çoğunlukla, özellikle duygularına hitap ediliyordur ve oradan yakalanıyorlardır.

Duygusal ve naif oldukları hâlde bireylerin “hayır” demesi mümkündür. Buradaki tek kilit nokta neye cevap verdiklerinin farkındalığıdır. Bireyleri değil, durumları değerlendirmelilerdir. “Hayır” demekle niyetlerinin bireyleri kırmak değil, içinde bulunulan durumun kendilerine uygun olmadığını farketmeleri ve dile getirmeleri gerekir.

“Seni asla kırmak istemem, üzmek istemem ama bu durum beni şu şekilde zorlar” gibi bir açıklama yapmaya alışmak tamamen antrenman işidir. Sürekli “evet” diye cevap veren bireyler, ilk zamanlar bunu yaparken çok zorlanırlar ama zamanla bunun zorlayıcı değil, kendileri için rahatlatıcı bir unsur olduğunu görürler. Daha önce insanları kırmaktan ve kaybetmekten korkmalarından kaynaklanan, gerektiğinden fazla duygusallık ve naiflik artık sadece gerektiği kadar hayatlarındadır. İnsanlara karşı hâlâ kaba ve acımasız değillerdir ama bazı durumları kabul etmek zorunda olmamak kendi duygusal, fiziksel ve kişilik sınırlarını korumalarını sağlar. Üstelik bu durumda da kendileri için önemli olan kimseyi kaybetmediklerini de fark ederler. Sadece zorlanacaklarından dolayı yapamadıkları bir şeyden dolayı kaybettikleri birileri varsa da o ilişki sedece yüzeysel ilişkidir. Böyle insanlarla olan ilişkinin de bitmesi, insan hayatı için çok daha iyidir.

Özgüven, Öz Saygı ve Öz Değer

“Evet” sever olarak algılanan insanların, kendilerini değerli hissetmemeleri de söz konusu olabilir. Geçmişten gelen alışkanlıklara bağlı olarak, ancak bazı yetkinliklerle ve bazı eylemlerle değerli olduklarını düşünüyor olabilirler. Burada temel neden, kendi düşüncelerinden çok başkalarının ne düşündüğünü önemsemektir.

Bu bakış açısından kurtulmak için her şeyden önce her adımda birilerinden onay beklemekten vazgeçmek gerekir. İyi olduğu düşünülen bir şey yapıldığında, bunun devamı için ya da sonucunda iyi hissetmek için birilerinden onay almaya bağımlı olmamak şarttır. Tabii ki alınan onaylar güzeldir ama iyi hissetmek için şart değildir. Onaya muhtaç olma durumu son bulduğunda, birey artık gerçek bir özgüvene ve öz saygıya sahiptir. Kendi gözünde de değerli bir insandır.

Bu şekilde bir güven dahilinde, yine kişilerden bağımsız, bazı durumlara “hayır” cevabını verdiği zaman, kimsenin gözünde değer kaybetmeyeceğini fark edecektir.

Tüm bu farkındalıkla, hayatta çok daha özgür ve mutlu olacaktır. Toplumda “evet” demeyi sevenlerin sayısı azaldıkça, sadece talep eden ve alan insanların da sayıları azalır. Bu şekilde toplum da çok daha üretken olur.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan