Portakal Çiçeği

Sesli Hatırat Defteri

4 Mayıs 2022

Yazı: Sesli Hatırat Defteri | Yazar: Sıla Malik


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Egemenliği sonuna kadar yaşayabildiğimiz, çocuklarımızın her günü bayram gibi yaşayacağı günlere özlemle…


Son zamanlarda aklımı meşgul eden, çok istediğim bir şey var. Aslında çok uzun soluklu bir serüven. Hayatı kayda almayı sağlayan, zamanı donduran ve bir şekilde iz bırakan bir istek.

Ancak onun öncesinde hayatı kaydetme girişimlerimden bahsetmek istiyorum.

Biliyorsunuz, yazmayı seven biriyim. Uzun bir süre aralıklı tarihlerde de olsa yazdığım günlük tarzı defterlerim var. Ancak istediğim etkiyi ondan pek aldığımı söyleyemem. Geriye dönük okumalar, kat edilen yolu çok güzel fark ettiriyor orası ayrı.

Bir dönemde “Bullet Journal” hevesine tutuldum. Yalan yok, çizim yeteneğim Cin Ali, silindir ve minik elmadan ibaret. Kolay “doodle” (karalama) bile doğru düzgün çizemem. E stickerlar (etiketler), renkli desenli bantlar, baskılar, onlara uygun mürekkepler deseniz günümüz ekonomisinde maalesef bir öğrenci hobisi için uçuk fiyatlara geliyorlar.

Yani anlayacağınız benimki çok da uzun ömürlü ve seyir keyifli olamadan bitti. Geriye kaldı iki seçeneğim.
Bunlardan ilki her günü, özel anları, kendimce anlamlı kareleri fotoğraflamak ve bir albüm oluşturmak. Bunu yavaş yavaş yapıyorum. Fakat burada da tek karede tüm anıyı anlatabilme, aktarabilme kaygısı oluşuyor. İleride albümleri açıp, geçmiş günleri konuşurken anılar yine masal gibi gelir, albüm fotoğrafları da masal kitabına çizilmiş, anlık ifadeler olarak kalır diye düşünüyorum.

İşte tam bu noktada ikinci isteğim devreye giriyor. Her günü, tamam, her günü olmasa da önemli günleri, zamanları videoya kaydetmek.

Günümüzde buna “günlük video blog / vlog” deniyor. Youtube’da örnekleri bol bol mevcut. Bizim ailenin vlogları ise daha bu akım meşhur olup internetin bu kadar gelişmediği döneme dayanıyor.

Canım Eni’m, küçüklüğümün çoğu anını, ailemizdeki bireylerin şimdiye nazaran gençliklerini her türlü “Neden çekiyorsun? Ay napıyorsun ya?” serzenişlerine rağmen kayda almış. Şimdi onun sayesinde biliyorum Küçük Sıla’nın hâllerini, ailesiyle olan iletişimini ve kendi çabamla anımsayamadığım bir sürü hatırayı.

Ben de kaydetmek istiyorum bu yaşlarımı. İleride çocuğum olduğunda ya da benden daha genç biri gençlik zamanlarımı sorduğunda hayal gücüne dayalı anılarımı anlatıp masal dinletirmiş gibi kendimi dinletmektense, kanlı canlı güldüğüm, gezdiğim, çalıştığım, üzüldüğüm anları izletmek istiyorum. “Ben de bir zamanlar sizin gibiydim.” Diyerek anlatmak yerine göstermek, bir nevi kanıtlamak istiyorum.

O zaman beni belli bir yaştan sonra tanıyacak olan çocuğum için hep büyük, hep yetişkin ve hep anne değil de “genç bir kadın” olduğum hallerimle de var olabilirim.

Bana itici güç olan, sıradan hayatımın ve sıradanlığımın en kıymetli şey olduğunu anlamamı sağlayan cümleyi de aşağı bırakıyorum. Çok kalp, çok sevgi ile…


“Biyografi yazmanın tevazu ve gösterişle alakası yoktur. Bu tecrübedir, bilançodur ve doğrudan doğruya hayatın size öğrettiklerinden ibarettir. Şüphesiz o bilançoyu kendiniz yapmanız ve sizden sonrakilere bırakmanız gerekiyor.

Her bir hayat kıymetlidir, lütfen hayatınız üzerine düşününüz ve yazınız.”
 
 
İlber Ortaylı, Şubat 2022


 
 
Sıla Malik
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan