Dünya

Dünya ne zaman güzel bir yer haline gelecek merak ediyor musunuz?

Sanırım ben cevabını biliyorum.

Merak etmeyin, bu dünya güzelleşecek.

Gökteki kuşlar, evlerin çatılarında minik yuvalar edinebildiğinde, bu dünya güzelleşecek.

Bir bebek doğacak sonra. Tüm dünya o bebeği kendi bebeği gibi sevebildiğinde, bu dünya güzelleşecek.

Trafikte kornalar azaldığında, uzun araba kuyrukları yerini temiz caddelere bıraktığında, bu dünya güzelleşecek.

Temiz caddelerdeki yardıma muhtaç insanlar, sıcacık dört duvar arasında bir kase çorbayı ortaklaşa yapılan yardımla içtiğinde, bu dünya güzelleşecek.

Dışarıda insanlar birbirine selam verdiğinde, sıcacık bir gülümseme sunduğunda bu dünya güzelleşecek.

Okullar öğrencinin ruhuna dokunabildiğinde, verilen eğitimin seviyesi banknotların sayısına göre değişmediğinde bu dünya güzelleşecek.

Ağaçlar kesilmesin diye gözyaşı dökmek zorunda kalmayıp 70’imizde olsak bile hayata inat zeytin ağaçları diktiğimizde bu dünya güzelleşecek.

Pasaportun üstünde yazan ülkeye bakılmaksızın insana insan olduğu için saygı duyulduğunda, bu dünya güzelleşecek.

Sohbetlerimiz başkalarının hayatları değil, yazılan kitapların karakterleri olduğunda, bu dünya güzelleşecek.

Dedim ya, bu dünya güzelleşecek.

İnanın bana.

Gün gelecek kitaplar düşmeyecek elimizden. Dilimiz şiirlerin ve şarkıların esiri olacak. Gün gelecek kaygılarını aşacak insanlar. Öncelikler değişecek, sorumluluklar değişecek, bizler birbirimizin değerini anlayacağız.

Upuzun sofralarda yemekler yenilecek, sohbetler edilecek. Göreceğiz, paylaşacağımız çok şey olacak. Güneş batacak, ay doğacak ama bizim neşemiz git gide artacak.

Sınırlarımızı aştığımız an hafifleyeceğiz üstelik.

Tarihin tozlu arşivinde bir toz zerresi olduğumuzu hatırlayınca düzelecek her şey.

Kalıcı olabilmek için uğraşacağız.

İsmimizi iyi şeylerin altında görmek için çabalayacak, gizli kahramanlıklar peşinde koşacağız.

Bu dünya güzelleşecek yahu.

Görenler 50’lerden bir film zannedecek fakat biz anın en kıymetli dakikalarını yaşayacağız.

Gözyaşı mı akacak?

Bırakın aksın, üzüntü en büyük zehirdir, öldürür insanı. Gözyaşlarımızla akıtacağız tüm üzüntümüzü.

Ölümsüzlüğü bulmuşçasına yaşayacağız sonra. 80 yaşına gelsek de dünya turuna çıkmayı düşleyecek, yeni diller öğreneceğiz.

Bu dünya bizimle güzelleşecek, inanın bana.

Ve bir gün, öyle bir gün gelecek ki Lidyalıları pişman edeceğiz. Yüzyılları esir eden o buluşu, tarihin toz zerresi yapacağız. Fakat yine de etkilenmekten vazgeçmeyeceğiz geçmişin büyülü masalsılığından.

Duysun sesimizi tüm insanlık, bu dünya güzelleşecek ve bizler kocaman bir gülümseme eşliğinde ayrılacağız bu diyardan.
Binlerce yaşanmışlık bırakırken ardımızda, hiç yaşamamış gibi ayrılacağız…

Sıla Malik