Biraz Kitap

Bonobo ve Ateist

5 Temmuz 2022

Kitap: Bonobo ve Ateist | Primatlar Arasında İnsanı Aramak | Yazar: Frans de Waal | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Bonobo ve Ateist | Primatlar Arasında İnsanı Aramak | Frans de Waal

Yazar bir primatolog. Yani primatların davranışlarını inceliyor. Primat derken maymun, şempanze, bonobo, kapuçin, vb. Ben aralarında fark görmüyorum, benim için hepsi maymun ama hepsinin farklı farklı huyu varmış. Yazar da bu huylarla insan davranışlarını karşılaştırıyor, çeşitli değerlendirmeler yapıyor.

Bonobo ve Ateist | Ahlâk

Aslında yazarın esas dikkat çektiği konu; ahlâk.

Ahlâklı olmak için din şart mıdır?

Bence değildir. Bu kitabı okumadan önce de şunu düşünürdüm zaten; ahlâklı olmak için din lazım ise din yokken insanlar ahlâksız mıydı? Yazar da buna değinmiş:

“Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşılınca şikayet etmezler miydi?”

Hiç!

“Dinden önceki insan hayatı ille de herkesin birbirinin gözünü oyduğu bir hayat tarzı değildir. Din, bize normalde yapmayacağımız şeyleri yaptırmaktan ziyade, doğal eğilimlerimizi destekleme ve güçlendirme gibi bir katkıda bulunuyor olabilir.”

Hiç 2!

Bugünkü dinlerin geçmişi bir-iki bin yıl. Öncesinde insanlar, bugün bildiğimiz anlamda din olmadan milyonlarca yıl yaşamış. Demek ki yaşanabiliyor. Bu süreçte de yaşayabilmenin ve özellikle de toplu olarak yaşayabilmenin bazı kurallarını oluşturmuşlar belli ki. Bunların illa yazılı kurallar olması şart değil. Bir şekilde doğruyu bulmuş veya hissetmiş olmalılar. Bu yüzden yazara göre ahlâk yukarıdan, bir otoriteden gelmez, akıl yürütme sonucu varılmış ilkelerden ortaya çıkar. Ezelden beri vardır. Ait olma, iyi geçinme, sevme sevilme arzusu ile elimizden geleni yaparız, bunlar da bugün ahlâk diye adlandırdığımız sistemi oluşturmuş olmalı.

Din yokken de ahlâk vardı yani.

“Ahlâk önce ortaya çıktı, modern din daha sonra bunun üzerine tutundu. Büyük dinler bize ahlâkı hediye etmediler, aksine onu desteklemek üzere icat edildiler.”

Ahlâkı şöyle tanımlamış yazar: Ahlâk, insanın kendi davranışının başkalarını nasıl etkilediğine dair farkındalığıdır.

Ahlâk sadece insanlarda var, diye düşünmemek lazım. Hayvanlarda da var. Kitabın konusu da bu.

  • Mesela yaşlı şempanzenin çeşmeye zar zor yürüdüğünü gören genç şempanze, hızlıca çeşmeye koşup su alıyor ve yaşlı şempanzeye veriyormuş.
  • Yaşlı şempanzeye yürüyüş yapması için genç şempanzeler destek oluyormuş.
  • Üzgün arkadaşlarını sarılıp öperek teselli eden şempanzeler varmış.
  • Dişi şempanzeler, birbiriyle kavga eden erkekleri ayırır, onların elindeki silahları alırlarmış.
  • Yüksek mevkideki erkek şempanzeler, anlaşmazlıkları çözmek için arabulucu oluyormuş.
  • Hasta şempanzeye bir arkadaşı talaş vermiş. Çünkü talaş, üzerine uzanıldığında rahat hissettirirmiş, bizim bir hastaya yastık vermemiz gibi.
Kuşlarda da benzer özellikler tespit edilmiş.

Orman horozları çiftleştikten sonra bir çubuğa çentik atıyorlarmış. On iki çentik olduktan sonra gelen dişiye “Benden bu kadar” diyorlarmış, başkasına gitsin diye.

Gel şimdi bunlara ahlâksız de. Demek ki ahlâklı olmak için dine, Tanrı’ya ve hatta insan olmaya bile gerek yok.

Bu ve bunun gibi pek çok örneği yazar şu şekilde yorumluyor:

“…Ahlâkın yapıtaşlarının insanlıktan daha eski olduğu ve şu anda bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi açıklamak için Tanrı fikrine ihtiyaç duymadığımız şeklinde yorumluyorum.”

Bonobo ve Ateist | Empati ve Hakkaniyet

Empati üzerine de açıklamada bulunuyor yazar.

Empati için bakım gerekiyor, diyor. Yavrusuna bakan memelilerde bakım davranışının en önemli işareti yavruların kaybolduklarını hissettikleri zaman “kayboldum” çağrısında bulunmalarıymış. Kendi sesine göre çığlık atan yavruyu anne buluyormuş. Kertenkele, kaplumbağa gibi sürüngenlerde “kayboldum” seslenmesi yokmuş.

Bağ kurabilen hayvanlarda empati varmış. Az sayıda sürüngen bu özelliğe sahipmiş, örneğin timsahlar.

Din olmasaydı insanlar down sendromlu, engelli çocuklarına bakmaz, atardı diyen bir din adamı çıkmış bir gün yazarın karşısına. Ona şu şekilde cevap vermiş yazar:

“Soyumuzda öyle güçlü bir bakma büyütme içgüdüsü var ki durumları ne olursa olsun çocuklar kolay kolay ihmal ya da terk edilmiyor. (…) mevcut dinlerin hepsinden çok önce, Neanderthaller ve ilk insanlar engelli bireylere bakıyorlardı. Bu durum primat akrabalarımız için de geçerlidir.”

Gerçekten de doğada annesi ölen yavruları evlat edinen, o yavrunun bakımını üstlenen örnekler veriyor yazar.

Maymunların empati sahibi olduklarına dair de pek çok örnek yer alıyor kitapta. Birbirlerine yardım ediyorlar. Bir bonobo, cama çarpıp sersemlemiş bir kuşu kurtarmış, bir şempanze doğal yaşama yeni salınan bir şempanzeyi zehirli yılandan uzaklaştırmış.

Maymunların “Zannedildiği gibi bencil olmadıkları açık ve insanlık söz konusu olduğunda, ortalama bir Hıristiyan ya da Yahudi din adamını yenmeleri de muhtemel.”

Maymunların hakkaniyete de önem verdiği gözlemlenmiş. Bir maymuna ödül olarak salatalık verilirken ödül hak eden diğer maymuna üzüm verilmiş. Salatalık alan maymun bu duruma tepki göstermiş ve salatalığı reddetmiş.

Başka bir deneyde kendisine üzüm verilerek ayrıcalıklı davranılan maymun diğer aç arkadaşlarına üzüm verilmesini işaret etmiş.

Bonobo ve Ateist | Bonobo – Şempanze – Maymun

Bonoboları ayrı değerlendiriyor yazar. Bonobo ve şempanze arasında fark göremiyorum ben ama varmış. Bonobolar şempanzelerden daha yumuşak, daha empatik, barışçıl, cinselliği seven, hayatın tadını çıkaran… canlılarmış.

Örneğin şempanzelerde erkek egemenken bonobolarda dişi egemenmiş.

Bonobolarda erkek yavrular anneleriyle kalırken, kızlar başka yerlere göç ediyormuş. Hayvanat bahçeleri eskiden erkekleri başka yerlere gönderirmiş. Bu erkekler annelerinin yokluğunda tacize uğrar, hayvanat bahçelerinin misafirlere açık olmayan yerlerinde yapayalnız yaşarlarmış. (Kıyamam ve HAYVANAT BAHÇELERİ KAPATILSIN! Bu deney ve gözlemleri de hayvanların doğal ortamında onlara zarar vermeden yapın a-aaa! Aslında yazar da bunu söylüyor. Maymunların en doğal ortamı Kongo’daymış ama politik sebeplerden gitmek, kalmak, çalışmak zormuş.)

“Maymundan geldiysek şimdiki maymunlar neden insan olmuyor” sorusu vardır, klasik. Yazar bu konuya da değinmiş. O maymun, bu gördüğümüz maymun değil, diyor. “Yaşayan bir maymunu başlangıç noktası olarak almanın ne alemi var? (…) Son ortak atamızın nasıl göründüğünü bilmiyoruz.”

Bonobo ve Ateist | Din

Yazar ateist olduğunu söylüyor ve ateistlerin dindarlarla din konusunda neden tartışmaya girdiğini anlamıyor. “İtfaiyecilerin zaman zaman gizli kundakçı olması, homofobiklerin gizli eşcinsel olması gibi, acaba bazı ateistler gizliden gizliye dinin mutlaklığını mı özlüyor?”

Ben de bu konuda tartışmayı yersiz buluyorum.

“İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar” diyen yazara katılıyorum. İnançta bir mantıksal temel olmadığı ve olması da şart olmadığı için tartışmak boşuna.

Din-ahlâk ekseninde dinin ahlâk üzerindeki rolünü yadsımıyor yazar. Kimi insan, ahlâklı olmak için bir gözlemciye ihtiyaç olduğunu söyler.

“İnsanlar elalemin ne düşündüğüne o kadar önem verir ki davranışlarımızı düzeltmemiz için bir duvara yapıştırılmış bir çift göz resmi yeter. Din bunu çok uzun zaman önce anlamıştır ve kadiri mutlak Tanrı’yı sembolize etmek için her şeyi gören göz imgesini kullanır.”

Kimi insan da ahlaklı olmak için bir cezalandırıcıya ihtiyaç duyar. Bu konuda;

“Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım” diyor yazar. Ben de öyle düşünürüm.

Dini, toplumdan çıkarsak ne olur, diye soruyor yazar.

“…Dini toplumdan çıkartsak neler olurdu? Bilimin ve doğalcı dünya görüşünün geriye kalacak olan boşluğu nasıl dolduracağını ve insanlara iyi olmaları için nasıl ilham vereceğini ben pek gözümde canlandıramıyorum.”

İnsandan dini alınca neden geride bir boşluk kalacağı düşünülüyor? Belki din fazlalıktır, çıkartılınca boşluk olmaz. Bu da bir görüş olamaz mı?

Bonobo ve Ateist | İlgili Kitaplar

Kitapta konuyla ilgili çeşitli kitaplardan da örnekler veriliyor. Biz o kitaplardan burada hep bahsettik efendim, buyurunuz:

  • Birlikte eylemde bulunmanın gücü, insani temasın sıcaklığı, inanmanın getirdiği rahatlık, vb. sebeplerden dinin faydaları ile ilgili; Bkz: Ateistler İçin Din
  • “İnsanları, esasen iyi ama kötülüğe muktedir görmek de esasen kötü ama iyiliğe muktedir görmek de mümkün. Ben birinci gruptanım” diyen yazarla aynı görüşte misiniz, değil misiniz? İyilik, kötülük tartışmaları ile ilgili; Bkz: Sineklerin Tanrısı
  • Maymunlar çok ilginizi çektiyse Bkz: Maymunlar Gezegeni

 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan