Biraz Kitap

Sineklerin Tanrısı

27 Ekim 2020

Kitap: Sineklerin Tanrısı | Yazar: William Golding | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Sineklerin Tanrısı | William Golding

Çocuklar iyiyi kötüyü doğuştan bilir mi, yoksa sonradan mı öğrenir? Başka bir şekilde şöyle sorayım; iyi veya kötü olmamız doğuştan mı, yoksa sonradan mı?

Ben çocuklar söz konusu olunca konuya biraz ön yargılı yaklaşıyor ve en baştan ebeveynleri suçlayıcı bir tutum takınıyorum.

Bu konuda bkz: İyi Aile Yoktur | Nihan Kaya

Kitapta benim gibi düşünenlere “Acaba?” dedirtecek bir hikaye ele alınıyor.

İyi Çocuklar – Kötü Çocuklar

Sineklerin Tanrısı romanında bir uçak saldırısı sonucu ıssız bir adaya düşen, yaşları altı ile on iki arasında değişen çocukların yaşam ve iktidar mücadelesi anlatılıyor.

Bu yaşta çocuklar nereden bilir iktidar mücadelesini? Bu uğurda insan öldürmeyi göze almayı? Asıl mesele bu.
Yetişkinlere yakıştırılabilecek bu çabayı çocuklarda da görmek insanı düşündürüyor. Çocuklar melektir, algısını sarsıyor. O zaman kötülük, doğuştan gelen bir dürtü. Mü acaba?

Çocukların “Domuzcuk” lakabını taktıkları bir çocuk var, gerçek adını hiçbir zaman öğrenemiyoruz. Yavrucak o kadar uğraşıyor bana domuzcuk demesinler diye ama gene de bu şekilde anılmaktan kurtulamıyor.

Şef olarak seçtikleri Ralph, iyi bir çocuk.

Kötülüğün simgesi çocuk olarak ise Jack’i tanıyoruz. Jack, etrafına topladığı çocuklarla vahşi bir kabiledenmiş gibi davranıyor. Diğer çocukları dövüyor, kaçırıyor ve hatta… Ay dilim varmıyor ama öldürüyor. Ralph, bu vahşiliğe dayanamayınca Jack ile aralarında iktidar savaşı çıkıyor.

Çocuklardan beklenecek şey mi bu?
Değil.
Bence değil.

Çocuklar iki-üç yaşına kadar anne-baba veya kendilerini büyüten her kimse onun etkisinde bir şeyler öğreniyorlar. Bu öğrenme süreci illa anne-babanın çocuğun karşısına geçip bu budur diye anlatması şeklinde olmuyor. Anne-babanın birbirleriyle ya da başkalarıyla olan iletişimini gören çocuk bunlardan da kendince çıkarımda bulunup bir şeyler öğreniyor. Dolayısıyla başta belirttiğim ebeveyn suçlayıcı ön yargımı sürdürüyorum. Çocuk iyiyi de kötüyü de kendisini büyüten çevreden doğrudan veya dolaylı olarak öğreniyor. Çocuklar masum.

Sineklerin Tanrısı

Kitabın adına dair, kitabın çevirmeni Mina Urgan şu açıklamayı yapıyor:

“Kitaba adını veren Sineklerin Tanrısı, bu hastalığı, yani insanların içindeki kötülüğü simgeler. Sineklerin Tanrısı, üstüne sineklerin konduğu bir domuz başıdır.”

Saygılar,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 28 Ekim 2020 at 13:22

    Dehşete düşmüştüm bu kitabı okurken.
     
    Karakterin senin de dediğin gibi ailenin ve çevrenin eğitimiyle şekillendiğine ben de inanıyorum ama genetiği de ya da daha doğrusu, doğuştan gelen bir şeyleri de kabul ediyorum. Ben biraz uzlaşmacıyım sanırım; doğuştan getirdiklerimiz ve sonradan edindiklerimiz ikisi eşit benim için.
     
    Ve kötülük… Bunu kabul etmek sinir bozucu olsa da bazı durumlarda a priori olarak da bulunabiliyor insanda. Bu kadar ufak çocukların salt “kötü” olmaları ise, işte beni dehşete düşüren buydu.

    • Yanıtla Hülya Erarslan 30 Ekim 2020 at 11:45

      Çocuklarda belki doğuştan kötülük nüvesi vardır ama uygun çevre bulamayınca açığa çıkamıyordur.
       
      Bununla ilgili bkz: İçimdeki Psikopat
       
      Yani sonradanki etkiler (aile,ebeveynler) daha büyük yer teşkil ediyor gibi sanki.

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan