Yazılı Metin

Gora’yı Beklerken

25 Temmuz 2023

Öykü: Gora’yı Beklerken | Yazan: Metin Çoban

Hikâyenin Yaşandığı Yer: Herhangi bir yer
Zaman: Herhangi bir zaman
Mekân: Herhangi bir otobüs durağı
Oyuncular:
Cemil: (Deli Cemil) 5 yaşında menenjit hastalığı geçirmiş, beyninde oluşan hasar nedeniyle öğrenme güçlüğü yaşayan 24 yaşında bir genç. Köse.
Sude: 14 yaşında, öğrenci.
Baba: Cemil’in babası.
Gora: Kim olduğu bilinmiyor.
 

* * *

 

İlk Sabah

 
– Kimi bekliyorsun Sude?

– Gora’yı bekliyorum Cemil.

– Buraya mı gelecek?

– Gelsin istiyorum Cemil.

– Ama ya gelmezse?

– O zaman asarız kendimizi Cemil.

– O zaman gelsin. Ya gelirse Sude?

– Yaşarız be Cemil.

– Yaşasın Sude, yaşasın Cemil.

– Cemil bu saati nereden aldın? Çaldın mı yoksa, çok yeni.

– Yok Sude, komşumuz Ömer bana verdi, takayım diye.

– Cemil, bak çaldıysan Gora gelmez haberin olsun, Gora hırsızları hiç sevmez.

– Yok Sude hiç çalmadım, hem babamdan duydum “Çalıyorlar ama yol yapıyorlar, köprü yapıyorlar, helal olsun“ diyor. Çalmak kötü bir şey değil herhalde. Gora’ya sakın söyleme.

– Bak Cemil, çalmak çok kötü bir şey, bakma babanın laflarına, onlar da devleti soyuyorlar. Ayrıca kendileri de bir şey yapmıyorlar. Bizim paramızdan yapıp biz yaptık diyorlar. Sen en iyisi Ömer’e saatini geri ver, o iyi bir çocuk. Gora gelmez buraya bak sonra.

– Asılırız o zaman Sude, gelsin Gora, gelsin buraya. Veririm ben saati Ömer’e. Ama o da Karabaşı öldürecekti az daha, Ömer de kötü çocuk. Hayvanlara eziyet ediyor. Hep bakıyorum, annesi, babası onu dövüyor. Gora ona da gelsin. Cemil ona çok üzülüyor.

– Bunları hiç bilmiyordum bak Cemil. Annemler, Ömer’in babasının annesini her gece dövdüğünü söylüyordu ama çocuğunu dövdüğünü hiç söylememişlerdi. Herhalde baba, anneyi, anne de çocuğu dövüyor. Bu dünyada ne hayvanların ne de kadınların çocukların arkasında duran kimse yok Cemil. Gora gelince hayvanların, kadınların, çocukların yaşama hakları olacak Cemil, Gora gelince!

– Gora gelecek Sude, Gora gelecek, Karabaş kurtulacak, Ömer kurtulacak, annesi kurtulacak. Baba n’olucak Sude, baba n’olucak?

– Asılacak Cemil, asılacak.

– Asalım onu Sude, asalım.

– Yok Cemil, asmayalım, şaka söyledim o bir insan. Gora insanlara zarar vermez, insanları sever.

– Beni de sever di mi Sude? Deli de olsam beni de sever?

– Sen deli değilsin Cemil, sadece hastasın, hastalığın 5 yaşından beri geçmemiş. Gora gelince o hastalığın da geçecek.

– Geçecek, ben deli Cemil olmayacağım, okula da alacaklar beni. Gora gelince okula götürecek beni.

– O götüremez seni okula. Gora gelsin buraya, okul seni zaten alacak oraya.

– Gora ne zaman gelecek Sude? Hemen gelsin bugün.

– Gelecek Cemil, gelecek. Bugün gelmezse yarın gelecek. Akşam kadın voleybol maçı vardı, seyrettin mi?

– Yok bizim televizyonda hep aynı şeyler, maç yok, hiç göstermiyor. Babam bir ara açtı, “Hay senin boyunu sikeyim sapık, rezil orospu“ diye kısa saçlı uzun boylu kıza küfretti, elindeki bardağı televizyonun önüne attı.

– Hay Allah’ım ya, bu senin baban hacı değil mi? Bilmez mi ki yeryüzünde, gökyüzünde her türlü canlıyı o yarattı. Yarattığı her canlıdan Allah mesul değil mi? O kısa saçlı kızın doğası öyle, senin doğan da böyle, tabii ki seninki bir hastalık, onun ise duyguları öyle belki de fizyoloji öyle. Gora gelince, herkes yaşadığı hayatı yaşayabilecek.

– Bana da küfrediyor, “Allah seni başıma bela diye koydu, beni bu dünyada sınamak için başıma verdi, anası dayanamadı kaçtı, bu deli bana kaldı, boyun devrilsin Cemil” diyor. Sonra da “Tövbe tövbe“ ediyor. Belki o kıza da arkasından tövbe tövbe demiştir. Gora gelsin ben ona tövbe ettireceğim.

– Cemil baban senin emekli, emekli maaşı ile geçinebiliyor musunuz? Bakıyorum da senin bu kıyafetlerin hem yaz hem kış hep aynı. Kışın giydiğin botu yazın da giyiyorsun. Aslında baban da öyle. Hep aynı kıyafetler. Yemek yiyebiliyor musun? Çok da zayıfsın.

– Babam emekli değil benim, işi de yok. Cemaat para veriyor. Her gün bir yere gidiyor, akşam bulgur pilavı, makarna, 4 ekmek getiriyor. “Elbiseye gerek yok bir yere mi gideceğiz?“ diyor. Allah bize rızkını cemaatle yolluyormuş. Gora gelince tavuk yer miyiz Sude? Ben tavukları çok seviyorum.

– Gora gelince, hiç kimse cemaat yardımla geçinmeyecek Cemil, devlet her vatandaşını aç ve açıkta bırakmayacak, okullar, hastaneler ücretsiz olacak. Yemeği olmayana aşevi yemek verecek. Sen yazın başka kıyafet, kışın başka kıyafet giyeceksin. Kim bilir belki köyüne tatile gideceksin.

– Gora gelsin Sude, Gora hemen gelsin. Ben köye hiç gitmedim Sude. Orada tarla varmış, buğday varmış, meyve, sebze varmış, tavuk varmış, kuzu varmış, ben hiç kucağıma kuzu almadım Sude. Bunlar hep varmış ama onlar da hep bulgur, makarna yermiş. Onlar da hep bizim yediğimizi yiyorlarmış. Gora gelsin onlar da rahat yemek yesin Sude.

– Haklısın Cemil, maalesef onlar yetiştiriyorlar, yetiştiriyorlar ama geçinmeye para yetiştiremiyorlar. O işte, yol yapıyorlar, köprü yapıyorlar, çalarsa çalıyor dediğin adamlar, bu köylünün parasını çalıyorlar. Onların ürünlerini 5 liraya ithal ettiği ürünü 15 liraya alıyorlar. Arada 10 lirayı çalıyorlar. Sonra onlar da senin benim gibi, hep bulgur pilavı, makarna yiyorlar.

– Ama yaşıyoruz yine de Sude. Bak ellerimiz, kollarımız var; ayaklarımız var, seninle sokakta oturuyor konuşuyoruz.

– Bu konuştuklarımızı bir duysalar Cemil bir duysalar… Adamın panodaki resmine bıyık çizen 16 yaşındaki çocuğu tutukluyorlar. Bu konuştuklarımızı duysalar ikimizi de doğru kodese koyarlar Cemil. İnsanlar sadece gezi eylemlerinde adı geçtiği için, davalarında avukat olduğu için, bir diğeri haksızlığa karşı sokağa çıkın dediği için, milletvekili oldukları halde halen kodeste Cemil. Gora gelince onlar da özgür olacak, biz de özgür olacağız.

– Ama biz kodeste değiliz ki Sude, dışardayız; özgürüz bak.

– Sana öyle geliyor, şu anda konuşamıyoruz bile Cemil.

– Gora gelsin o zaman, Goraaaa çabuk gel n’olursun.

– Zaten geç oldu Cemil, artık eve gidelim. Baban seni arar, ben de eve döneyim.

– Senin annen baban seni aramaz mı Sude?

– Benim babam öleli çok oldu Cemil. Ben 4 yaşındaymışım. Annem tek başına başa çıkamayınca çalıştığı yerden bir adamla evlenmiş. Adamın çocuğu olmuyor. Bana bu yüzden biraz sinirli, başkasının çocuğu olduğum için hazmedemiyor. Kötü davranıyor. Son günlerde seviyormuş gibi yapıp oramı buramı elliyor. O yüzden evden uzak duruyorum Cemil. Gora gelsin o evi hemen terk edeceğim.

– Gora gelsin, Gora gelsin, gelmezse babanı Asalım, asalım onu.

– Hadi sen şimdi evine git, ben de yavaş yavaş evime gideyim, doğru odama kapanayım.

Cemil kolundaki saate bakarak, “Cemil Ömer’e saatini verecek. Ömer iyi çocuk. Annesi dayak yiyor“ diye tekrarlayarak tek katlı, tek odalı evin içine girdi. Evde ışık yanıyordu, yerde çok eski bir kilim, oturacak bir masa olmadığı için tek kanepenin önündeki derme çatma sehpa üzerinde sefer tasında yarısı yenmiş bulgur pilavı, birkaç gündür beklemekten yapışmış bol salçalı makarna vardı.

– Ne o lan, karı mı yaptın? Durakta seni bir kızla konuşurken gördüm. Aferin lan güzel kız, nasıl sana memelerini elletiyor mu? Orasını burasına dokunuyor musun? Aferin aferin, öyle orasını burasını elle ama bacaklarının arasına girme, benim başımı belaya sokma. Ne konuşuyorsunuz o kızla saatlerce?

– Gora’yı bekliyoruz, Gora gelecek.

– Gora ne lan öyle? Sen delisin de o kız da mı deli? Saçma saçma konuşma. Cin mi, şeytan mı lan bu Gora? Bu kız satanist falan mı yoksa? Yakalatırım ben bu kızı satanist diye, görür o ne Gorası. Gora mora diye bir şey yok deli Cemil. Allahüteala cin yaratmış, şeytan yaratmış ama Gora yaratmamış, Gora mora gelmeyecek.

– Gelmezse herkes asılacak.

– Ne diyon lan sen deyyus?

– Gora gelmezse herkes asılacak.

– Siktir lan gelmeyecek, gelmeyecek. Neler sokuyor bu kız senin aklına?

– Hayvanın, voleybolcu kadının, çocuğun, kadının, köylünün, kodeste yatanın Allah tarafından yaratıldığını söylüyor. Onların hayatları Allah’ın garantisi altında, diyor. Onları yarattıysa yaşam hakları olduğunu söylüyor.

– Ulan bu kız sana neler öğretiyor. Allah bilir bu kız teröristtir. PKK, YPG ya da Fetöcüdür.

– Yok baba o Sude, benim tek arkadaşım.

– Siktirtme lan arkadaşını. Başıma bela mı olacaksınız ikiniz de? Yok öyle Gora diye biri, asla da gelmeyecek. Gelirse de onu ben öldüreceğim.

– Yapma baba n’olur, yapma. O gelsin benim yazın giydiğim, kışın giydiğim elbisem olsun. Tavuk yiyebileyim. köye hiç gitmedim, köye gideyim. Ömer dayak yemesin, annesi yemesin, Sude’ye babası dokunmasın.

– Ne diyon lan sen? Bir daha dışarı çıkmak yok, o Sude denen satanist orospu ile konuşmak yok. Sana söylüyorum Gora mora yok, Gora asla gelmeyecek, göreceksin bak. Yat zıbar.

Nerede olduğu belli olmayan bir yerde, hangi otobüs durağı belli olmayan durakta zaman sabahtı, durakta Cemil bekliyordu. Bir taşa oturmuş ellerini bacaklarının arasından sarkıtmış, sol elindeki çubuk ile toprak zeminde daireler çiziyordu. “Gora gelmezse herkes asılacak, gora gelmezse herkes asılacak” diye mırıldanıyordu. Sude yanına yaklaştı:

– Günaydın Cemil, moralin mi bozuk? Yüzünden düşen bin parça. Hiç uyumadın mı yoksa?

– Cemil uyumadı, hiç uyumadı, baba dedi ki ”Gora gelmeyecek. Dışarı çıkma. Sude satanist orospu onunla görüşme. Köy yok, tavuk yok, hep bulgur, hep makarna var. Gora gelmeyecek, gelse bile baba onu öldürecek.”

– Neden bunları konuştun ki babanla, kabahat bende ama sana konuşmalarımızı söyleme demiştim. Dedim ya sana bu konuşmalarımızı duysalar bizi doğru kodese atarlar. Ah Cemil ahhh.

– Baba dedi ”Sen bir daha Sude ile görüşmeyeceksin, Gora gelmeyecek.” O zaman baba asılacak.

– Ne yaptın sen Cemil? Sakın aklımdan geçen şeyi yaptığını söyleme? Babanı mı astın?

– Baba uyudu, ben uyumadım, sabaha kadar pencereden baktım, Gora gelsin dedim, Gora gelsin dedim. Gora sabaha kadar gelmedi. ”Ne demiştin sen bana bugün gelmezse yarın mutlaka gelir” dedin. Sabah oldu gelmedi. Baba namaza kalktı, ben tavandaki kalasa çamaşır ipini astım. Kovboy gibi halka yaptım. Baba namazda yere eğildi, babanın kafasına halkayı taktım, var gücümle çektim. Baba havalandı, ayakları sallandı. ”Gora gelecek, Gora gelecek, gelmezse herkes ölecek” dedim. Bekledim, elleri yana düştü, ayakları sallanmadı.

– Ahh Cemil ahh yapmayacaktın, bak daha akşam olmadı ki, bugün daha bitmedi ki belki Gora’nın işi vardı, belki yarın gelecekti.

– Yok Sude Gora gelmeyecek, Gora gelmediği için de bu hayat hep böyle gidecek. Sen de ben de asalım birbirimizi. Böyle hayat zaten yaşamak değil ki.

– Haklısın Cemil, akşam benim babalıkta işini yaptı, ben banyodayken içeri girdi, bana tecavüz etti. Bununla yaşamanın zaten anlamı yok. Hadi gel, ip alalım, şu incir ağacına kendimizi asalım.

– Asalım Sude, asalım. Gora gelmeyecek.

– Ama akşama daha var, ya Gora gelirse?

– Gora gelirse n’olucak Sude, n’olucak?

– Yaşarız Cemil, yaşarız.

– Yaşasın Cemil, yaşasın Sude.
 
 
Metin Çoban
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan