Düşünmek ve Korkmak

Duygular ve düşünceler sürekli birbirlerini tetiklerler. Bu tetiklemeler o kadar hızlı olur ki hangisinin önce başladığını anlayamaz birey. Bunu anlamaya çalışmanın sonu da fazlaca düşüncelerin içine dalmaktır. Bu düşüncelerin sıklığı ve derinliği sağlıklı yönetilemediği zaman da birey, hayata dair korkularla ve kaygılarla boğuşmak zorunda kalır.

Düşünceleri Yönetmek

Birçok insan “Aklıma geliyor işte, nasıl engel olabilirim ki?!” diyerek çaresizlik içeren bir yorum yapabilir bu konuda. Fakat önemli olan akla gelenleri engellemek değil, akla gelenleri duygularla karışık olarak değil, bilinçle düşünerek yönetebilmektir. Başka bir deyişle, her gelen düşüncenin içine girerek duygusal çökkünlük yaşamak yerine, düşüncelerin hangilerinin gereksiz olduğunun farkına vararak, hayata devam edebilmektir düşünceleri yönetebilmek.

Gereksiz olan düşüncelerin içine duygusallıkla dalınırsa, hayattan hatta belki insanlardan korkar birey. Sürekli kaygılı yaşar. Bu gereksiz olan düşünceler de en çok gelecek ile ilgili düşüncelerdir.

“Ya şöyle olursa, ben ne yaparım!” düşüncesidir. Söz konusu olayla ilgili alınacak tedbirler varsa tabii ki alınmalıdır fakat o aşamadan sonrasının düşünülmesinin hiçbir faydası yoktur. Aksine şu anki yaşamın hakkıyla yaşanmasını engellemek gibi bir zararı vardır.

Düşünceler Korkutur

Hayatın her zaman çok da güvenli olmadığını yaş aldıkça herkes öğreniyor. Doğal afetler, kötü niyetli insanlar ve topluluklar, savaşlar her zaman bu hayata dair olumsuz şeyler. “Her şey insanlar için” sözü de doğru bir söz. Bunların hepsini bireysel olarak kabul etmek ve bireysel olarak elimizden geldiğince kötü sonuçlardan korunmak zorundayız. Ama ondan sonrasını düşünmek, o durumlar gelmeden önce çok anlamsızdır çünkü belki o korkulan durumlar ömür boyu hiç yaşanmayacak. Yaşansa bile, yaşanılacak zaman diliminin şartları tam olarak asla önceden bilinemeyecek. Bu sebeple, olumsuz şartlar gelmeden önce çok düşünmenin besleyeceği şeyler korkular ve kaygılar.

Unutmamak gerekir ki yaşamak her zaman düşünmekten çok daha kolaydır. Kötü şeylerin gelmemesini temenni etmekle beraber şunu bilmek gerekir ki düşünülen kötü durumlar, yaşanılan kötü durumlardan çok daha büyük travmalar yaratabilir zaman zaman.

Psikiyatrist doktor ve yazar Engin Geçtan bu konu ile ilgili şöyle der:

“İnsanın kendi içinde yarattığı kargaşa, dış dünyadaki gerçek tehlikelerden daha ürkütücüdür.”

Bu sebeple, kötü durumlar gelmeden önce akıllara gelen düşüncelerden “Böyle bir şey olursa, o zamanki şartlara göre ne yapılacağı düşünülür” diyerek sıyrılmak gerekir.

Düşünen ve Korkan Sadece Ben Değilim

Çok düşünmek ve bu düşüncelerle korkulara, kaygılara kapılmak her insanın yaşadığı bir durumdur. Hayatını bu korkular ve kaygılar üzerine konumlayan bireyler, sadece kendilerinin hayattan korktuğunu düşünürler ve kendilerini yalnız hissederler. Oysa ki kötü ihtimalleri herkes bilir ve herkes korkar. Bu korkuların hayatı zapt etmesine izin vermeyenler, bu düşünceleri yönetebilenlerdir.
 
 
Nalan Erpolat