Vazgeçmek

Hayatın rutinleri, stabil durumları, yaşadığından daha fazlasına gerek duymama hali aslında insana yaşadığı an içerisinde iyi hissettiriyor olabilir. Gerçekten de hayatının neredeyse tümünü böyle yaşayan, “Azıcık aşım, ağrısız başım” felsefesini hayatına uygulayan pek çok kişi var. Fakat yolun sonuna yaklaşıldığı yıllarda, bunun çok da iyi bir şey olmadığı çıkıyor ortaya.

Bu şekilde yaşayan pek çok birey, aslında kendisinde olan şartların hiçbir zaman değişmeyeceğine kayıtsız şartsız inanmış durumdadır. Bu sebeple hayatını değiştirmeye çalışmak ya da hayatıyla ilgili farklı hayaller kurmak aklına bile gelmez. Çevrelerinde hayatlarını değiştirmek için çaba harcayan kişileri de “Onun zaten şöyle imkânları var, ona zaten hayat kolay” gibi cümleler eşliğinde düşünürler. Yani başkalarının yapması normaldir ama kendinin benzer şeylerin hayalini bile kurmaya hakkı yoktur.

Birey bu akışta, belli bir süre yaşar. Genç yaşta uğraşması gereken hayat gailelerinin yanında vakit hızla geçer. Zaman zaman kendine nefes alacak alanlar da oluşturur belki. Bu araların kendine ne kadar iyi geldiğini ya da kendini ne kadar beslediğini sorgulamadan, sadece nefes alır o alanlarda. Fakat hayatın meşgaleleri azaldıkça kendini ve hayatını sorgulamaya başlar. Vaktiyle yaşanabilecekken yaşanmamış güzellikler, atılabilecekken atılmamış adımlar, tam da bu noktada kendini göstermeye başlar. O anda da birey, kendine sormaya başlar.

“Neden ben bir şey yapmadım? Neden hayal bile etmek aklıma gelmedi?”

Hayal etmemiştir çünkü hep vazgeçemedikleri olmuştur hayatı boyunca. Her zaman biliyordur içten içe, bir şeyleri hayal etmenin bir şeylerden vazgeçmek olduğunu.

İnsan Nelerden Vazgeçemez?

Yapısı gereği her insan, rahat olana meyleder. Bu sebeple insan, her şeyden önce rahat şartlarından vazgeçemez. Bu vazgeçilemeyen rahatlıklar da her insanın üretkenliğini elinden alır. Bir şeyler yapmak, üretmek ve de bir yerlere gelmek için her insan, rahatlığından biraz ödün vermelidir.

Onun dışında, vazgeçilemeyen bir unsur da geleneksel otoritelerin verdiği sağlamcılık anlayışıdır. Mesela, az da olsa rutin bir kazanç nesilden nesile vazgeçilmemesi gereken bir şey olarak süregelir. Çünkü geleneksel anlayışa göre bu, düzen bozmaktır, çünkü bu, maceracılıktır. Oysa ki zaman zaman istediği yere gelebilmek için, her insan biraz maceracı olabilmelidir.

Farklı şeylere ilgisi olan insanlar, ilgi alanlarından da ödün vermek istemeyebilirler. Her şeye vakit ayırmak isteyebilirler. Fakat seçeneklerin çok olduğu ve günden güne sürekli arttığı bu çağda, bazı şeyleri seçmek için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Vazgeçişler ve Hayaller

Elbette bu vazgeçişler, hiç hesap kitap yapmadan, her şeye gözü kara atlamak gibi anlaşılmamalı. Fakat hayaller kurulurken, hesap kitaptan ve rahat etme anlayışından biraz uzak durmak gerekebilir.

Hayalleri hayata geçirme aşamasına gelince bireyin ayakları biraz daha yere basmalıdır. Yere basabilmenin de ilk gerekliliği, insanın nelerden vazgeçeceğini doğru tayin etmesidir.

Nelerden vazgeçeceğine doğru karar veren birey, istediği noktaya nasıl geleceğinin haritasını daha kolay çizer. Yapılanlar kadar, vazgeçilenler de hayatın belirleyicileri olurlar.
 
 
Nalan Erpolat