Değişim, yaşam için de insan için de vazgeçilmez bir olgu. Dünya değiştikçe yaşam değişiyor. İnsanın bu değişime ayak uydurması her zaman çok da kolay olmuyor. Hatta, artık değişim henüz gelmeden bile, insanlık neye doğru evrileceğini öngörebiliyor ve bu öngörüden dolayı dehşete kapılıyor. Sonra beklenilen değişimler gelince insanlık yeni düzene uyum sağlıyor. Elbette uyum sağlamanın zorluk dereceleri kişiden kişiye değişiyor. Ama zor da olsa, desteğe ihtiyaç duyarak da olsa, uyum süreci geliştirici bir süreç olarak insan hayatında yerini alıyor.
Bazen de hayatın genel akışında bir değişiklik yokken kişi, bireysel olarak değişiyor. Bu değişim bazen bilinçli şekilde oluyor. Kişi, kendisine iyi gelmeyen, kendisini yıpratan bazı huylarından, alışkanlıklarından bile bile, hatta kendini biraz da zorlayarak vazgeçiyor. Fakat zaman zaman da kişi farkında bile olmadan değişiyor ve bu olumlu ya da olumsuz değişime kendi bile şaşırıyor.
Kişiyi Farkında Olmadan Değiştiren Nedir?
Bu sorunun cevabı kesinlikle hayatındaki ilişkilerin dinamikleridir. Daha önce asabi olmayan bir birey, son zamanlarda asabi olduğunu fark ederse genellikle kendine, “Ben neden böyle oldum?” sorusunu sorar. Sinirini kontrol etmek ve sinirlenme sonrasında verdiği tepkilerin sorumluluğu elbette kişinin kendisindedir fakat onu genel olarak sinirli yapan sebebi anlamak için ilişkilerine bakması gerekir.
Arkadaşlık, iş ya da aile ilişkilerinde değişen dinamikler nelerdir?
Bu sorunun cevabını arayan birey, daha önceki ilişkilerini ve şu andaki ilişkilerini gözden geçirme fırsatını yakalar. Hangi tür ilişkinin kendine iyi geldiğini, hangi tür ilişkilerin kendisi için yıpratıcı olduğunu çözümler. Bunu anladıktan sonra da ilişkilerindeki dinamikleri kendine iyi gelecek şekilde ayarlayabilir. Nerede sınır çizmesi gerektiğini, nerede özverili olması gerektiğini ve nerede karşı taraftan bir şey beklemesi gerektiğini belirler. Hatta kişi bazen bazı ilişkileri sürdürmemesi gerektiğini de anlar.
Yani ilişki dinamiklerini çözümleyerek, kendi hayatını istediği şekle doğru evirme yoluna girer.
İlişki dinamikleri insan hayatının en önemli belirleyici unsurlarından biridir. Her insan kendini ilişkilerin içinde doğru tanır. “Ben asla şunu yapmam” demek genelde çok kolaydır ama insan o yapmam dediği şeyi gün gelir yaparken bulur kendini. Bunu ona yaptıran da içinde bulunduğu ilişkinin özelliğidir.
İnsanın içinde bulunduğu ilişkiler ve bu ilişkilerin ona yaptırdıkları, kişinin öz değerleriyle uyuşuyorsa, kişinin hayatı daha anlamlı olur. Eğer bu davranışlar, kişinin özü ile bağdaşmıyorsa hayat günden güne anlamsızlaşır ve kişi kendine yabancılaşır. Bu sebeple, herkes hayatındaki ilişkilerin dinamiklerine farkındalıkla bakmalıdır.
Nalan Erpolat
No Comments