Ruh Eşim Ellerimin titrediği zamanlar oldu Kalbimin, içime sığmadan kahkaha attığı Sözlerim şurup tadında, Gözlerimin de Efeli efeli bakışları var Sen varsan etrafımda… Tamamen akıyordu işte böylesi ruhum sana Bu ne işve, bu ne feveran, ya Rabbim? Ben, beni tanımıyorum… Feyz oluyor, nefs oluyorsun…
Babam “Sıcak bir haziran günü doğum günümde aldım haberini, dünyalar benim oldu” derdi, “Hediyem oldun” demek isterdi. “O gün sondu, daha da gitmedim, gidemedim gurbete” derdi, “Seni hep bekledim” demek isterdi. “Bembeyaz bir kızdın, saçların sarının en beyaza yakınıydı” derdi, “Melekler gidiydin” demek isterdi.…
Bu Sabah Bu sabah; Seni anlattım adımlarıma, Hızlıca, telaşlı, ama aşk ile ilerledik. Seni anlattım güneşe, Gözlerini kırparak çıktı bulutların arasından Seni anlattım heyecanıma Soluklandı hayalinle… Seni hissettim nefesimde bu sabah; Sigaramı daha bir derin çektim içime Ohh… Çoğu kez sövsem de aşırı doz…
Nasip Etsin Allah O kadar güzel bir şeysin Ne uzak, ne yakın Nasip gibisin aynı Çok şeysin Öyle manalı, derin Öylesine boş yerin Şövalye ruhlu semt çocuğu kadar Asi, kibarsın Ellerine bakıyorum, çok şükür etmiş Bir başka bakıyorum, dövüş etmiş Sözleriyle değerlendiremediğim Gözlerinde değerlendiğimsin…