Satır Arası

Yaşamak Var, ‘Yaşamak’ Var

9 Kasım 2018

Yaşamak Var, ‘Yaşamak’ Var | Yaşam | Denge

Yaşam

“Yaşam” Türk Dil Kurumu sözlüğündeki geçen anlamı “Doğumla ölüm arasında geçen süre; ömür, hayat.”

Evet, gayet tabii olarak, başlayan her yaşam sonlanmaya mahkum. Peki ama her şey bu kadar mı basit? Doğuyoruz, bir şekilde yaşıyoruz ve ölüyoruz. Hepsi bu mu?

İki cevap, iki bakış açısı var.

1- Evet bu, zaten öleceğim ne diye uğraşayım!?
2- Evet bu, madem öleceğim, yaşayayım.

İkisini de mümkün, seçim kişisel.

Yaşam Sevinci

“Yaşam Sevinci” diye bir kavram var. Yaşıyoruz ama nasıl? Kötü şartlarda, iyi şartlarda, mutlu, üzgün, zengin, az zengin, fakir, aç, tok, sağlıklı, sağlıksız vs vs…. gibi uzayıp gidebilecek bir liste var.

Bu listede hangi kategoride olacağımızdan hiçbir zaman emin olamayız, zira hayat iyi ve kötü sürprizlerle dolu.

Her zaman iyi şartlarda yaşamayı, her zaman yeterli para kazmayı, her zaman çok sağlıklı olmayı %100 kontrol edemeyiz; evet elimizden geleni yaparız ama sonuç asla kesin değildir. Sonucun olumsuz olması durumlarında, “yaşam sevincimizi” koruyabilmek önemli nokta. Yaşam sevincinin anahtarı, yaşamı anlamlandırabilmektir.

Yaşamı Anlamlandırmak Nedir?

Yaşamı anlamlandırmak, yaşamı tanımlayabilmektir, ve yaşamı tanımlamanın seviyeleri vardır.

Basit bir örnekle açıklamam gerekirse;
“su içmek” eylemini “susadım ve susuzluğumu gideriyorum” şeklinde tanımlamak düşük seviyede kalır.
Öte yandan, “su içiyorum, bu sağlığım için önemli, iç organlarım ve tüm bedenim için çok doğru davranıyorum” diye düşünebilmek tanımlamayı yüksek seviyeye çıkarır.

Bu, yaşamın her alanında böyledir, yapmaya zorunlu olduğumuz ve bazen bize zor gelebilecek şeylere bakış açımızı ve tanımlamamızı değiştirerek, geliştirerek hayatımızı kendimiz ve çevremiz için daha güzel hale getirebiliriz.

Bir örnek verelim. Çocuğunuz tatil gününde bir spor ya da müzik etkinliğine gitmek istiyor, gitmek istediği yer de bir hayli uzakta, sizden başka götürecek kimse de yok.

Buna 2 bakış açısı ile bakabilirsiniz.

1- “Zaten hafta arası erkenden kalkıyorum, işte ayrı, evde ayrı yoruluyorum, bi de tatil günü yollara düşücem her hafta, üstelik orada da o kadar beklicem”

Bu düşük seviyedeki algı ve tanımlama ile her hafta sonu size kabus olur ve yaşam sevincini asla yakalayamazsınız.

2- “Hafta arası çocuğumla hiç baş başa vakit geçiremiyoruz, zaten eve geldiğimde de yorgun oluyorum, çocuğun derslerinden başka bir şey de konuşamıyoruz. Bu hafta sonu etkinliği çok iyi olacak, yolda birlikte vakit geçirir, sohbet ederiz, o etkinlikteyken ben de kahve içer kitap okurum, kendime de vakit ayırmış olurum.”

Bu bakış açısıyla, tanımlamanızı yüksek seviyeye çıkarmış olup, hafta sonlarını iple çekersiniz; hem siz mutlu olursunuz, hem de çocuğunuz.

Hayatta nedenlerini-sonuçlarını değiştirebileceğimiz her şey için sonuna kadar gayret bizim kendi yaşamımıza olan borcumuzdur.

Sınırlara geldiğimizde de -ki hayatta bu durumların da olması kuşkusuz ki kaçınılmazdır- durumu değiştiremeyebiliriz. Bu durumda, yüksek farkındalıkla, bakış açımızı değiştirmeliyiz.

Mutlaka bir çıkış yolu buluruz, satır aralarında da kalmış olsa olumlu bir nokta çıkarabiliriz. Böylece yaşama sevincini bir yerinden yakalayabiliriz; yakalamalıyız çünkü başımıza ne gelirse gelsin, yaşamak zorundayız. Yaşama sevincinin ucunu bir yerden kaçırırsak, tekrar yakalarız yakalamasına da buna çabalarken hayattaki bazı güzellikleri kaçırmış oluruz.

Yaşamı kaçırmadan yaşamanız dileklerimle…

Sevgiyle kalın,
Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Doğan Mod 12 Kasım 2018 at 15:38

    Elinize ve dilinize sağlık…

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan