Bir Levant İzmir

Fotoğraf. Villa Levante’in Instagram hesabından yazıya eklenmiştir.

Bu şehir yıldız ise, Bornova yıldızın bir ucu. Bornova mı? O ise içinde bulundurduğu değerler bakımından kendinizi masal kahramanı gibi hissettiriyor.

Villa Levante Butik Otel Cafe ve Restaurant

Tarihi bir yapı. 1831’de Zypcy ailesi tarafından inşa edilmiş.
Üstelik bu detay Rodos mozaiği ile bahçede bir yıldızın içine işlenmiş.

Bahçe taşları üzerinden arka bahçeye geçebileceğiniz o eşsiz yer. Yaşanmışlığı olan bir ev.
Arşiv albümündeki bir kadın bahçedeki çiçekleri suluyor ve ben o çiçeği kokluyorum. Adım adım içeri girecek olursak, balkonlu yapısı ilk etapta sizi karşılıyor.

Mütevazi, Büyük Şehir Belediyesi tasarım ödüllü, davetkar ve samimi. 11 odalı bir butik otel. Dışarıdan gidip dinlenip, dingin kalınabilecek bir köşe. Bahçede bulunan yuvarlak cam mekan üzerinde dans edebilir, alttan sarıp sarmalayan yeşil ile kendinizi mahsene huzurla bırakabilirsiniz.

Ah şarap!

Yanık Ülke şaraplarının da bulunduğu ortamın masalsılığını arttıran o tat. Kendi evim ve bahçesindeyim sanki. İnsan oturduğu semtte, şehirde tarihi dokunun önce misafiri sonra ev sahibi oluyor. Çünkü buna sahip çıkmak ile sorumlu olduğumu düşünüyorum. Albümde bir sürü çocuk bahçede koşuşuyorlar, kırdıkları saksıdan dökülen tohumlar mı? Koca Çınar olmuşlar… Mutlu ruhu olan bir yapı burası.

Bahçedeki odaların önünde bulunan şezlonglara geçiyorum, elimde bir kitap: Aşk Ve Gurur. Koca koca küfelerin içinden söylediğim cümleler ile yüzümü yıkıyorum.

İçinde her ne barındı ise bereketli. Üzüm şeklinde olan cam süsler ve camlı bölüm. Şimdilerde kış bahçesi ve yaz eğlencesi için olan bölümde zamanında kaç çocuk uyudu acaba?

Albümde bulunan fotoğraflardan birinde golf etkinliği sonrası toplanılmış, keyifler yerinde. Siyah beyazın içine karışmış huzuru hissetmek, hem de gri tonda.

Levanten Köşkü

Levanten Köşkü olarak geçen bu yapıları Bornova’da görmek mümkün. Levanten, Fransızca güneşin doğması anlamına gelen “Lever” kelimesinden türemiştir. 17.-19. Yüzyılda Levantenlere ev sahipliği yapan İzmir için gezginler İzmir’den; “Levant’ın başşehri”, “Levant’ın en parlak ticaret şehri”, “Levant’ın en önemli ticaret merkezi”, “Levant’ın incisi”, “Anadolu kıyılarının Marsilyası”, “Küçük Asya’nın kıyısında bir Marsilya” diye bahsetmişlerdir.

Tüm bunları adım adım hissedebileceğiniz bir doku burası. Her noktasından başka bir hikayeye başlayabileceğiniz ilham küfesi.

Bahçede neler var?

Tarihi dokusunun yanında renkli, özel tür papağanlar sizi selamlamakta. Arkadaşımın anneannesi eski Bornova’yı anlatırken papağanlar ile başlıyor. Egzotik, yeşil papağanlar. Yeşili ile kamufle olduğunda sesine kendinizi bırakıp dans ettiğiniz o misafirler.

Körfez Savaşı sırasında huzurlu bir bölge olarak papağanlar da burayı seçmişler. Çınar, zeytin, dut ve ceviz ağaçları papağanların favorisi. Hal böyle olunca Villa Levante’nin bahçesinde de bu papağanları görmek mümkün.

Bornova’nın ılıman ikliminin kuşları buraya çektiği söyleniyor. Ilıman… 90’lı yıllarda İzmir’li olan yeşil papağana kendimi yakın hissetmem de 90 yılında doğmuş olmam olabilir.

Bir öğleden sonra, bir gece vakti ya da sabahın köründe burası çok huzurlu. Fonda çalan bir müzik, yaşanmışlık sizi bu duygulara getirebilir.

Kalemim solumda, satırlar başlıyor…

Levantenler, İzmir’de deniz ticaretini başlatan, ilk belediyeyi kuran, ilk hava gazı fabrikasını açan, elektrik şirketini ve ilk demiryolu sistemini kuranlar olmuştur.

Meşhur seyyah Tournefort, İzmir ve İzmir Limanıyla ilgili olarak şöyle der;

“İzmir, Levant’a giden yol üzerindeki en güzel limandır ve dünyanın en büyük donanmasını içine alabilecek kadar büyük bir körfeze sahiptir. Küçük Asya’daki yedi kiliseye sahip şehirlerin arasında en ünlüsü olan İzmir, Levant’ın en büyük ve en zengin şehirlerindendir.”

İzmir Levantenleri Derneği başkanı Peter Papi ise İzmir’i şu şekilde anlatıyor;

“Levantenler mi İzmir’i seçti, İzmir mi Levantenleri seçti bilmiyorum. Birbirlerini seçtiler sanırım. Böylece ikisi de memnundu. Osmanlı zamanında İzmir yurt dışından gelenlerin rahat edebileceği, meramını anlatabileceği bir yerdi. Doğunun batıya açıldığı kapıydı. Kendimi İzmirli olarak görüyorum. Büyük bir yayınevinin temsilciliğini yaptım. İtalya’da, İngiltere’de, Amerika’da yaşadım hala da yaşayabilirim ama ben İzmir’i seviyorum çünkü yüzmeyi bu sokağın sonundaki sahilden denize atlayarak öğrendim. Kordon’da körfezin dibindeki çağanozla beslenen çipurayı yedim. Kendimi başka yerde göremiyorum.”

“İzmir, Levant’a giKültür ve sanata, mimariye kattığı değerler ile İzmir’in incisi Levantenler.

Sadece Bornova’nın değil şehrin tarihi dokusuna katkılarından dolayı Villa Levante’nin bahçesinde çimlere teşekkürlerimi bırakıyorum.

İlayda Oylum Güleryüz