Üçüncü Göz

Ada Ne Yaparsanız Yapın Gülümsüyor

5 Ekim 2020

Yazı: Ada Ne Yaparsanız Yapın Gülümsüyor | Bozcaada | Yazan: İlayda Oylum Güleryüz

Ada ne yaparsanız yapın gülümsüyor. Bulut geçiyor gülümsüyor, rüzgar esiyor gülümsüyor ve burası adeta bir çiftler adası…

Çiftini arayan penguen ya da pandalar gibi değil de burada herkes, her şey çiftmiş gibi… Üstelik ve dolayısıyla huzur dolu.

Gözünüzün önünde beliren her bir karede tebessüm eden insanlar ya da el ele olan çiftler var.

Fonda; “Eee şarap? Bozcaada’da, sen seversin. Anlatma sormayacağım. Neyse ne… Geldin ya…” şarkısı ve gözler mavinin tonlarında bir yerlerde dolaşıp duruyor.

Gece gündüz gülümseyen bir hâl içerisinde geçiyor günler, geceler.

Feribot kendisine yaklaşırken ve gece yarısına vuracakken ışıklar kollarını açıp bekleyen bir sevgili… Bozcaada.

Bozca falan da değil renkleri. Pembenin bir halinden mavinin başka haline savruluyor. Ve her bir bulutun kalp şeklini alması an meselesi. Kalplerin bin bir çeşidi, sevginin tek hâli sanki.

Masalın içindeymişçesine mavi panjurlu bir otel.

Kediler uçarak yer değiştiriyorlar.
Gerçekten!
Kaç kadeh sonrası bu cümleler yazılıyor diye düşünebilirsiniz ama sahici… Burada her şey uçuşuyor, “kalp ritmi 300” kulağıma çalınıyor.

Gündüzleri yıllar yılı farklı kültürlerle raks etmiş sokaklarda salınmak, akşamüzeri güneşin batışına her defasında gitmek.

Güneşin batışına her defasında gitmek… Ne güzel cümle ama.

Kahkahalar…

Güneş, yağın üzerinde kayar gibi bir bekleyiş ve bambaşka bir yerde doğan güneş. Batan güneşin doğduğunu bilmek bile mucizenin kendisi değil mi?

Ve insanlar henüz çorabının çiftini bulmakta zorlanırken, bunca çifte ne demeli?

Konsept bir ada ve adam. Kalpli bir yastık. Ağız kulak mesafem azaldıkça kolları açılan kalpli yastık. Aşk ve sevginin en güzel ritmisin Bozcaada.

İnsan ne görmek istiyorsa biraz da öyle görüyor, değil mi?

Bu yüzdendir ki; “Adamın nasıl derdi varsa rakıyı bulmuş” duvara işleniyor. Şarap ile ilgili söylemlerimin rakının üzerine but atarcasına olması mı? İşin cilvesi.

Sırf bu yüzden kalp şeklinde peynir kesebilmek için yanımda bıçağımı götürdüm.

Hani illa bir şekil, şemal verilecekse kalp şeklinde romantik bir akım sofrası kurulsun isterim. Ya siz?

Güzel kokan bir çiçek, güzel duran bir obje ve gören gözler… İnsan daha ne ister ki? İstemeli ki olsun.

Kıvrılan yollarda sağlı sollu bulunan üzüm bağları mı? Ada, insanın gözüne üretkenliğin ve yaşamın renklerini en yeşil hali ile sunuyor. Mavinin yamacına da sokuluyor. Küçük bir ev, koskocaman bir bahçede nasıl da sıcacık ve içten.

Adanın bir başından diğer başına kadar araba yolculuğunda her mavide durmak ise bize kalan…

Ayana koyu. Akvaryum. Batık. Mavi rengine istediğiniz hikayeyi iliştirebileceğiniz, incecik kumlara istediğiniz isim ve harfi kondurabileceğiniz büyülü güzellik…

İnsan Bozcaada’da gerçekten yaş almıyor! İlla bir şey alacaksa deniz kabuğunu anı olarak yanında götürmek istiyor. Tam da bu hisse eşlik eden bir isim bir başka yazının konusu; Hakan Gürünay.

Yıllar önce sadece deniz kabuğu toplamak için geldiği Bozcaada’ya yerleşen ve müze kuran bir adamın hikayesi…

İlayda Oylum Güleryüz

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

10 YORUMLAR

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 6 Ekim 2020 at 09:38

    İlaydacığım, Çanakkaleli biri olarak çok sevdim adamımızı anlatışını. Sana gülümsüyor olması da harika bir metafor. Bana nedense artık gülümsemiyor. On beş sene önce Bozcaada’yla bildiğin şakalaşırdık. Bir hafta görmesek birbirimizi özlerdik. Sanırım benim için eski bir sevgili olmuş ada. Çok değismiş çünkü. Parayı bulup havalanan eskiyi unutan vefasız bir dost gibi. İstanbul’dan kaçıp gelenlerin Istanbullaştırdığı sokaklarda artık çok yürüyesim gelmiyor. Ama gençlik ateşi işte.
     
    Benzetmelerine bayıldım. Gökcçada’yı da görsen neler yazacak kalemin merak ettim. Ha bir de seni okuyunca yirmi sene geri gidip o gençlik iksirinden içiyorum. Harikasın! 😘

    • Yanıtla İlayda Oylum Güleryüz 6 Ekim 2020 at 16:16

      Ah harikasınız… Gökçeada için sabırsızlanıyorum. Sizin bu biyografi tadında enerjik yorumunuz da umut vadediyor. Çok teşekkürler ❤️

  • Yanıtla Burak Süalp 6 Ekim 2020 at 11:36

    Sevgili İlayda, insanın içine akan şiir tadında anlatımın için kalemine sağlık. Dört bir tarafımızın böyle güzelliklerle dolu olduğu bir coğrafyada yaşamak ne güzel.
     
    Umarım hem Bozcaada hem de benzeri güzel yerlerimiz için, Gökçe’nin yorumunda değindiği, bizleri üzen ranta dayalı değişim rüzgarları son bulur. Doğa doğal haliyle güzel.
     
    Tekrar kalemine sağlık! Bol gezmeli günler…

    • Yanıtla İlayda Oylum Güleryüz 6 Ekim 2020 at 16:17

      Sevgili Burak Bey, çok ama çok teşekkürler. Doğa doğa haliyle ve aktarıldığı güzel anları ile nasıl da anlamlı, değil mi?
       
      Çok teşekkürler.

      • Yanıtla Burak Süalp 6 Ekim 2020 at 22:51

        Çok çok çok anlamlı ve güzel. Gezi ve doğa dolu yeni yazıları şimdiden merak ediyorum. Kalemine kuvvet!

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 8 Ekim 2020 at 13:52

    “Ada ne yaparsanız yapın gülümsüyor.”
     
    Bu cümle Livaneli’nin Son Adanın Çocukları kitabını hatırlattı bana (:
    Güzel kitaptır, tavsiye ederim.

    • Yanıtla İlayda Oylum Güleryüz 8 Ekim 2020 at 16:12

      Ah Livaneli ne güzeldir kendisinin adaya çapa atışı…
       
      Çok sevgiler

  • Yanıtla Seda Çağlayan 8 Ekim 2020 at 14:06

    Uzun zaman olmuş gitmeyeli.
    Okurken çok özlediğimi fark ettim.
    Eline sağlık İlaydacım.

    • Yanıtla İlayda Oylum Güleryüz 8 Ekim 2020 at 16:13

      Adanın o güzel atmosferi insanı yaz kış içine çekmiyor mu?
       
      Teşekkürler kıymetli yorumunuz için.
       
      Sevgiler

  • Yanıtla Deniz Süerkan 15 Ekim 2020 at 15:48

    Bir gün büyük şehir kaosundan kaçıp yerleşmek istediğim tek yer Bozcaada. Her bir sokağını, rüzgarını, soğuk denizini ayrı sevdiğim yer. Bu sene gidemedim, içimdeki boşluğu yazınız doldurdu…

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan