Üçüncü Göz

Unum, Suyum, Gözyaşım, Özlemim Babam!

22 Ağustos 2022

Yazı: Unum, Suyum, Gözyaşım, Özlemim Babam! | Yazan: İlayda Oylum Güleryüz Çetinel

Bazen ne yapsan olmaz. Çırpınırsın olmaz, bakarsın olmaz, gidersin olmaz. Yaptığın tüm eylemlerin karşılığının olmadığı yerdir “ölüm”. Üstelik hepimizin hayattaki tek gerçeklerinden de biridir, “doğum” ve de “ölüm”.

Şu sıralar çok sıklıkla henüz 19 yaşımdayken yaşadığım “ölüm” kavramını düşünüyorum.

Henüz 19 yaşımda tam da üniversiteye gittiğim sene ne kadar çok karışmıştım. Yeni heyecan, bende kaybetme korkusu ile ilişkilenmişti. ‘Babam, bari üniversiteye girdiğimi görsün’ diye ettiğim dualar gün gelip üniversiteyi kazandığımda önümde duran koskoca bir kayaydı. Bir de üzerine bir sürü hayat mücadelesi eklendiki sormayın gitsin.

Şimdi burada kurban rolüne geçip “Ah ben neler çekmişim” naraları atmayacağım. Yaşadığım hayatın, kendimin farkında olmak üzere bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Kaybetmekten korktuğunuz insan şu an yanınızdaysa ona sarılın, onu öpün, ona söylemek istediğiniz ne varsa söyleyin. Çünkü kontrol edebileceğimiz tek gerçek, eğer gerçekten kontrol edebileceksek şu andır.

Özlem mi?

Salıncakta sallanan bir çocuk… O sahneleri gördüğü yer, geriye gittiği; heyecanlandığı yerler ise öne geldiği hâller…

Hayatın sarkacı mı dersiniz, çocuk oyuncağı mı, bilemem. Ben bir şeyden çok eminim o da özlem denen kelime boğazımda bir tokluk, bir dönümlük arazide ne yapacağını bilemeyen küçücük bir çocuk.

Kim kaç yaşına gelirse gelsin insan bu ölüm kelimesini hamur gibi yoğuruyor, ağlasa sulanacak, sussa sertleşecek ve lezzetsiz olacak o yüzden tam da yaşarken un hamura dönüşüveriyor.

Unum, suyum, gözyaşım, özlemim babam; sen bugün burada olsan ne mi olurdu?

Ben sana hayran, neler bitmiş neler olmuş mutlaka anlatırdım. Sen zekan ile bambaşka bir bakış açısını bana sunar ve farklı düşünmeye beni sevk ederdin. Tam bu noktada ben “Vay be” diye salıncağın üst tarafına doğru yollardım kendimi. Sonra “Oyluş” derdin ben bir daha kimseden bu ses tonunu duyamayacağımı bilmez seni can kulağı ile dinleyeceğimi zannederdim. Eşim ile sohbet muhakkak eder; bilmediğin sektörlere bakış açınla genişler genişler genişlerdin. Annem ve ablam ile ilgili mutlaka anektodları iliştirir, en mühimi Kayra’ya doyamayacağımızı, onun türlü türlü hareketlerini birbirimize durmadan anlatacağımıza ise eminim.

Diyeceğim o ki ben, bizler; yine anlatıyor, dinliyor, söylüyoruz. Bazı cümleler eksik, bazı cümleler kısa, tam olduğu da oluyor, sen olsan kremalı pasta olacakmış gibi ama o kremayı biz çoktan yedik.

Seni çok ama çok özledim babişkom. Hamurum biraz sulandı, şimdi yaşamaya…
 
 
İlayda Oylum Güleryüz Çetinel
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan