İçimdeki Sesler

Anneme ve Tüm Annelere

20 Ekim 2020

Yazı: Anneme ve Tüm Annelere | Yazan: Demet Uncu

“Sizin için en özel insan kim?” diye sorsalar nasıl yanıtlardınız? Benim için en ön sırada annem geliyor. Hâl böyle olunca artık annemi kağıda dökmenin zamanı gelmiş, dedim ve başladım yazmaya. Önce, ona en çok hangi sıfatların yakışacağını düşünerek yola koyuldum. İlk aklıma gelenler; güzel, naif, kibar, fedakar, güçlü, çözüm odaklı, merhametli, hassas ve sevecen oldu.

Sonra; “Acaba hangi meslek gruplarına uygun işler yapıyordu benim güzel annem evde?” diye sordum kendime? Biraz düşündükten sonra hemen arka arkaya sıralamaya başladım. Hemşire, aşçı, terzi, ressam, iç mimar, organizatör, stil uzmanı… Daha neler var neler ama ilk önce biraz aşçılıktan bahsetmek istiyorum.

Master Derecesi

Annem, Antepli bir ailenin 2 erkek, 2 kız çocuğu kardeşlerinden küçük olanı. Eee, Antepli olunca yemeklerinin de kötü olma ihtimali pek yok zaten, değil mi? Annem de, eli lezzetli olanlardan ayrıca. Meraklı da yemek yapmaya, yöresel yemeklere, zeytinyağlılara, pastalara, böreklere… Sadece Antep yemekleri değil, rahmetli babam Karadenizli olduğu için o yörenin de yemekleri var tabii bizim mutfakta. Gerisini, siz düşünün artık…

Babamın da damak tadı biraz fazla gelişmiş olduğundan, bu konudaki hassasiyeti epeyce fazlaydı. Hâl böyle olunca, annemin mutfakta master derecesine sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Hemşirelik kısmına gelince; annem çocukluğumuzdan beri her düştüğümüzde benim ve kardeşimin pansumanını yapar, doktor kontrollerini hiç aksatmaz ve onların dediklerini harfiyen uygulardı. Bizler büyüdükçe, annem ve babam birlikte yaş almaya başladıkça; annemin sahip olduğu bu hemşirelik becerisi babama doğru hafifçe kaydı. Size babamdan da daha önceki yazılarımın birinde bahsetmiştim aslında. Onun uzun yıllar süren rahatsızlığı sebebi ile annem her zaman babamın yanında olmuş, tedavi süresince hastanelerde ve evdeki bakımını o üstlenmişti. “Bakıcı” konusuna hiçbir zaman ikisi de sıcak bakmamıştı. Sanırım onlar o şekilde yetiştirilmişler ve kendi ailelerinde o şekilde görmüşlerdi. Bakıcı, onlar için evde yabancı birinin olmasının dışında hiçbir anlam taşımıyordu. Hem hangi yabancı; eşine kendisi kadar iyi bakabilirdi? Ömür boyu verdikleri söz ile birbirlerini kimseye emanet edemezlerdi. Son gününe kadar babama, pamuklar içinde baktığını söyleyebilirim annemin. Sonuç olarak, hemşirelik becerisi de yıldızlı pekiydi.

Heykel Sergisi

Ressamlığına gelince… Bütün öğrenim hayatım boyunca, resim dersi ödevlerimi annem yaptı. Sevgili hocamın kulağına gitmesin ama bir keresinde Meliha Hocamız okulumuzun girişinde ufak bir heykel sergisi açmak istediğini söyleyip, herkese ödev vermişti. Ben de hamurdan çok güzel bir vazo yapmıştım. Tabii ki ben değil annem yapmıştı. Hocamız derse geldiğinde herkesin ödevini kontrol etmişti; benimkini özellikle beğenip, sergiye dahil etti. Ben de annemi kendi eserini görebilmesi için, bu sergiye davet etmiştim. 😁 Sonuçta, ressamlıktan da tam not almıştı benim için annem.

Okul hayatımdan konu açılmışken, folklor gösterimizin olduğu günden biraz bahsetmek istiyorum sizlere. Gösteriden bir gün önce hocamız, herkesin annesinden giysi parçalarından yapabilecekleri bir çift kolluk getirmesini istemişti. Ben ise anneme bunu söylemeyi unutmuştum ve gösteriye 2 saat kadar kala annemi ağlayarak telefonla arayıp, kollukları gösteriye yetiştirmesini söylemiştim. Gerçekten de annem hiç giymediğim bir giysiden parçalar kesip, dikerek o kollukları bana tam zamanında yetiştirmişti. Eeee, tabii evdeki bütün dikiş işleri annemdeydi. O zaman terzilik de 👍

Gel gelelim organizatörlük kısmına.

Organizasyon Annemde

Sevgili annem, herşeyin organizasyonunu önceden çok iyi planlar ve planını gerçekleştirirken de çok mutlu olur. Doğum günleri, yıl dönümleri, işteki ilk günler, moral düzeltme etkinlikleri vs. Şimdi aklıma, evlilik yıl dönümümüze denk gelen bir yaz tatili geldi. Denizden çıkıp, odanın kapısını açtığımda yerlerde gül yaprakları, masanın üzerinde meyve sepeti ve şampanya kadehlerini görünce öyle çok şaşırmıştım ki; “Eyvah, yanlış odaya girdik herhalde diyerek, kapıya çıkıp, oda numarasını kontrol etmiştim.” O günün evlilik yıl dönümümüz olduğunu hatırlayıp, sonradan çok gülmüştük. Sevgili annem; otelin müdürü ile görüşüp, ne yapmak istediğini telefonda bir bir anlatıp, bu güzel sürprizi bizim için hazırlamayı başarmıştı. Hep birlikte, organizatörlük kısmına da 👍 diyelim mi?

Şimdi iç mimarlık kısmına gelince, bence annemin estetik zevki de gelişmiş olduğundan; “Ne, ne ile birlikte giyilir? Ne ile kombin edilir? Hangi mobilya, nerede olursa daha güzel olur?” gibi çeşitli konularda bizlere öncü olmuştur. Örneğin işten eve geldiğimde; salondaki bazı mobilyaların yerlerini değişmiş ya da odamdaki kolye, küpe gibi çeşitli aksesuvarların derli toplu nerede daha güzel durabileceğini gördüğümde; “annem” yine konuşturmuş derim mimari ve estetik bakış açısını. 😊

Belki bazılarımızın hoşuna gitmeyebilir bu durum. Ne yalan söyleyeyim, benim çok hoşuma gitmiştir her zaman.

İnanın evim için, benim aklıma bu kadar pratik, yaratıcı çözümler gelmiyor. Sanırım, iş yerinde buna benzer durumlarla öyle haşır neşir oluyorum ki, evimle ilgili yapacaklarım konusunda halim kalmıyor. Onu da annem gayet iyi yapıyor bence. İyi ki varsın anne…

Stil uzmanlığı ile ilgili olarak; annemin gerçekten giyim konusundaki tarzının gayet modern ve hoş olduğunu söyleyebilirim. Asimetirik yakalı uzun gömleklerden tutun da zımbalı spor ayakkabılara kadar… Hâl böyle olunca, ben ve kardeşim annemin gardırobundan sıkça faydalanıyoruz tabii. Arkadaşlarının bir kısmının, özellikle kendileri için önem taşıyan günlerde alışverişe gidecekleri zaman annemden danışmanlık hizmeti aldıkları da doğrudur.

Evet, işte böyle…

Aslında annem için söylenecek çok söz var, yazılacak çok cümle. Ben biraz esprili bir dille içimdekileri sizlerle böyle paylaşmak istedim.

Anneme

Hayattaki güçlü duruşunu, sevdiklerine her koşulda kol kanat germeni, fedekarca sevdiklerinin yanında oluşunu, belki de en önemlisi merhametli, vicdanlı ve iyi bir insan olmanı hep örnek aldım anne. Hayatımdaki en mutlu günlerimde, en büyük acılarımda, belki de sadece senin yanında gösterebildiğim isyanlarımda, her ne kadar, gözyaşlarını içine akıta akıta hüngür hüngür ağladığını biliyor olsam da hep yanı başımda olduğun için sana binlerce ve binlerce kez teşekkür ediyor ve Allah’a şükrediyorum.

Sizlere bu yazımda anlatmaya çalıştığım “anne” kavramının içini dolduran bu özelliklerin ve becerilerin bütün annelerde var olduğunu biliyor ve hissediyorum. Annelik çok başka, bambaşka bir duygu sanırım. Hiçbir annenin de bu yazımda paylaştıklarımı düşünerek, planlayarak yaşadığını sanmıyorum. Hepsinin içinden, yüreğinden geliyor gürül gürül böyle davranmak.

Bu yazımda babalardan daha çok, annelere iltimas geçtiğimin de farkındayım ama olsun, bu yazım da böyle olsun. Sevgili babaların da buna pek itirazları olacaklarını sanmıyorum zaten. Tüm anneleri, tüm kalbimle sevgiye kucaklıyorum bu yazım aracılığıyla. İyi ki varsınız… Bu dünya sizler olmadan içi boş, sevimsiz, tatsız, tutsuz bir yer olurdu.

Bu vesile ile annemin de güzel ellerinden öpüyorum. Seni çok seviyorum anne.

Demet Uncu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 21 Ekim 2020 at 12:02

    Yazdıklarını okurken -Fatoş teyzeyi de tanıdığım için- hep gözümün önüne geldi. Ne kadar duygulanmıştır, diye düşündüm. Nil benim için böyle cümleler kaleme alsa kendim nasıl hüngür hüngür ağlayacaksam Fatoş teyzemin de o kadar duygulandığına eminim.
     
    Yüreğine sağlık kuzum ❤️😘

    • Yanıtla Demet Uncu 21 Ekim 2020 at 13:18

      Didemciğim, çok teşekkür ederim. Aynen dediğin gibi, çok mutlu oldu. Bir süre de kendine gelemedi tabii. 😊 Zamanı geldiğinde Nil’in senin için çok daha güzel şeyler yazacağına eminim canım.
       
      Çok sevgiler.

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 22 Ekim 2020 at 19:27

    Annem ve kırık bilekleri ile iki aydır beraber yaşıyoruz. Kendisi emekli bir ilkokul müdürü ve öğretmen. Biraz once diktatörlügüne, tutumluluğuna, fazla net oluşuna saydırırkene yazınızı okudum. Gidip durduk yere öptüm onu.
     
    “Hayırdır Gökce?”
    “Hiç be anne. Seviyorum seni” dedim..
     
    Bayağı bir şaşırdı tabiii..
    Yani aramızı düzelttiniz..
    Ne diyeyim teşekkürler.. 💋

    • Yanıtla Demet Uncu 23 Ekim 2020 at 09:32

      Gökçeciğim, ne kadar mutlu ettin beni bilsen. Vesile olmama çok sevindim. Öğretmenlik kanımda da olduğu için seni de, anneni de anlayabiliyorum aslında. 😉 Olsun, senin de hissettiğin gibi anneler baş tacımız ❤😘

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 22 Ekim 2020 at 20:22

    Yazını okurken ben de herkes gibi kendi annemi, onunla olan ilişkimi sorguladım ve şunu fark ettim ki tüm annelerin ortak özelliği çocuklarını başta korumak, kollamak ve bizleri mutlu etmek için her işten anlasalar da anlamasalar da çaba gösterip dertlerimizi çözmek olmuş.
     
    Kalemine saglık, çok güzeldi.

    • Yanıtla Demet Uncu 23 Ekim 2020 at 09:35

      Cemciğim, yazımı okuduktan sonra annene bir öpücük kondurduğunu tahmin ediyorum. Senin de annene karşı vefakar ve merhametli olduğunu biliyorum. İkiniz de çok şanslısınız .😍 Hadi ona bir demet papatya hediye et şimdi! Sevgiler ❤

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan