İçimdeki Sesler

Geride Bırakma Sanatı

27 Ağustos 2019

Yazı: Geride Bırakma Sanatı | Yazan: Demet Uncu

Ruhumu besleyen, beni geliştiren, kendimi sorgulatan kitapları okurken büyük keyif alıyorum gerçekten. Bu yaz tatilinde de Guy Finley’in “Vazgeçebilmek” isimli kitabını bu duygularla okumayı bitirdim. Şimdi; beni etkileyen cümleler eşliğinde, sizlere biraz bu kitaptan bahsetmek istiyorum. Merak etmeyin, sıkılmayacaksınız 😁

“Ne demişse, bizim Atalarımız doğru söylemiştir,” cümlesinden yola çıkan “Denenmişi denemek abesttir,” cümlesi ile eşdeğer olan; “İnancımız görülene değil, görülmeyene olmalıdır; çünkü (zaten) görülmüş olanlar için kimin umudu vardır ki?” sorusu sizce de doğru bir soru değil mi?

Yaşamımızda iyi, kötü hepimizin deneyimleri, üzüntüleri, acıları, sıkıntıları olmuştur. Bunlara neyin veya nelerin sebep olduğu da bellidir. O zaman, yeniden ısrarla aynı tecrübeleri yaşamaya devam etmek de neyin nesi oluyor? İçimizde bitip, tükenmek bilmeyen, insanlara olan güven duygusu, sevilme ihtiyacı, herkesin ikinci bir şansı hak ettiğine dair klişe inanışlarımızla birlikte zaman zaman kendimizi benzer durumlar içinde buluyoruz sanırım.

Su Kayağı mı?

Sizce ne zaman akıllanırız? Duygularımızla değil, mantığımızla hareket edip, yaşadığımız her tecrübeyi bir sonraki tecrübeye transfer edebilirsek, üstesinden gelebilir miyiz?

“Bir yanda ne yapılması gerektiğini bilmek, bir tür kırk katır mı, kırk satır mı durumunda kalmak. Bir büyük korkumuz da eğer geride bırakırsak sonumuzun iyi olmayacağıdır,” ifadesi bu söylediğimi neden hayata geçiremediğimizin de en güzel ifadesi oluyor sanırım. Aslında yaşadıklarımızı geride bırakamazsak, onlar sayesinde öğrendiklerimizin yolumuza ışık tutabileceğini nereden bilebileceğiz değil mi? Sadece cesaret edemiyoruz işte; ya da rahat, alıştığımız alandan vazgeçmek zor geliyor bizlere. Kitapta tam da bu konuda, su kayağından yola çıkarak yapılan bir benzetme vardı. Ona da bayıldım. Şöyle ki;

“Su kayağı hakkında bilmeniz gereken en önemli şey, düştüğünüz zaman ipi bırakmanız olacaktır. Tıpkı acılarınızı geride bırakmanız gerektiği gibi …”

Gerçekten düşündüm de, bu sporu hiç denememiş olsam da, su kayağı yaparken düştüğümde ilk aklıma gelen şey ipi bırakmak olmayacaktır. Sanki o iple yeniden ayağa kalkabilmenin olasılığını düşünerek ona daha da sıkı tutunmaya devam edeceğim. Aslında gerçek oldukça basit; düştüysen tuttuğun ipi bırak işte 😉

Ahh, şu içimizden geçen sesler, cümleler…

Bazıları evet işe yarıyor, bazıları ise bizleri hep geride bırakıyor. Herkesin amacı şu hayatta mutlu olabilmek değil mi? Ama “Mutluluk yapılabilecek bir şey değildir. O hiçbir şeyin sonucu değildir. Mutluluk, nasıl soluduğumuz havayı bulmak için aramamız gerekmiyorsa, aynı şekilde mutluluğu da aramamız gerekmediğini anlayan kişilere gelir,” diyor ısrarla kitapta. Temennim, herkesin bir an evvel bu gerçeği anlayabilmesi olacaktır; ben de dahil tabii 🙈

Yıldızları Görebilmek

Genelde başımıza kötü olaylar geldiğinde ya da hak etmediğimizi düşündüğümüz olaylar yaşadığımızda bunun acısını türlü türlü, değişik değişik, belki de o güne denk yapmadığımız şeylerden çıkarmak isteriz. Hatta bunları yaparken, kendi kendimize şaşırır, aslında bu ben değilim, eski ben olsa bunları asla yapmazdı dediğimiz anlar da olur.

Neden yaparız bunu kendimize?
Neden kendimizden çıkarmak isteriz yaşadığımız her kötü olayın acısını?

Acıyı yaşayan bizizdir, onun acısını çıkartmak için yine kendimize yükleniriz? Bazen “acı”yı gerçekten sevdiğimizi ve ona garip bir bağlılık içerisinde olduğumuzu düşünüyorum. Ama; “Bir acıyı azaltmak için haz aramak, sizi serinletmesi için bir meltemin peşinde koşmak gibidir.” Kitapta geçen bu benzetmeye de bayılmadım değil 👌🏻 Hani, yukarıda bahsettim size, bazen kendimizi öyle bir durumda buluruz ki kendimizle örtüşmeyen davranışlar veya tepkiler verdiğimize şahit oluruz. Aslında o zamanlar çok kıymetli anlardır bizim için. Ne ya da kim olmadığımızı anladığımız anlardır onlar. O anlar da gerçekmiş gibi yaşanırlar ama sonrasında kendimizi çok mutsuz ettiğimiz zamanlardır onlar. Finley’in söylediği gibi;

“Kim olmadığınızı bildiğiniz zaman, gerçekte kim olduğunuzu bileceksiniz.”

Evet, hayat her zaman nazik davranmıyor bizlere. Ama yaşam, ömür dediğimiz şey de tam da bu işte. Hayatın getirdiklerini, götürdüklerini kabullenmek, içinde olunan “an”ın kıymetini bilmek ve önümüze bakmaya devam etmek gerekiyor. Unutmayın diyor Finley;

“Eğer yaşam sizi vurup, sizi sırtüstü yere yapıştırırsa, gözünüzü açın, üstünüzde yıldızlar var.”

Umarım okuduğum bu kitap aracılığıyla, yaptığım paylaşımlar; kendi hayatlarınız için sizlere ilham kaynağı olabilmiştir. Beni etkileyen ve etkilemeye devam eden diğer cümleleri de yüzünüzde tebessümler oluşturabilmesi amacıyla paylaşıyor, hepinizi yıldızları görmeye davet ediyorum

Sevgiler

Alıntılar:

“İyi bir general, düşmanı karşılayacağı yeri dikkatle seçer. Bu yolla her zaman saha üstünlüğü avantajını elinde tutar. Olmadığımız kişiyi geride bırakmak söz konusu olduğunda da aynı ilke geçerlidir.”

“Her bir çarpışmanın bize öğretmeye çalıştığı şey, yaşamımızda yanlış olan tek şeyin, bilmediği açıkça ortadayken, eve giden yolu bildiğini söyleyen şu anki sürücümüz olduğudur.”

“Eşlerden birinin diğerine paraşütü olsun diye, bağımlı olduğu ve diğerinin de bunu kabul ettiği bir ilişkide, her iki taraf da yere çakılacaktır.”

“Başınıza bazı olaylar gelebilir, ama siz olay değilsiniz. Aynı geçen bulutların, gökyüzü olmadığı gibi, içinizden geçenler de siz değilsiniz.”

“Resmin tamamını görmediğimizde, kendi kendimizi baltalayacak davranışlarda bulunma olasılığımız oldukça yüksektir.”

“Öngörülemeyen değişikliklerden ya da güçlüklerden korkmayı geride bırakabilirsiniz, çünkü her güçlük anında, gerçekten hep yüzleşmeniz gereken tek şey kendinizsiniz.”

Demet Uncu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Müzeyyen Meral 27 Ağustos 2019 at 13:51

    Canım benim yazarken muhteşem oluyorsun 👏
    Yine beni benden aldın 🥰😍😘

    • Yanıtla Demet Uncu 27 Ağustos 2019 at 14:59

      Müzeyyenciğim senin gibi sıkı takipçi dostlarım için çok mutluyum hem de çok şanslıyım. Beğenmene çok sevindim, ben seni hep senden alayım olur mu ? 😘💖

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 29 Ağustos 2019 at 11:24

    demet hanım
    içimizde ki sesleri dinlemezsek ne kalır hayattan geriye dimi yaşasın içimiz de ki sesler çok güzel bir yazı olmuş kalemine sağlık

    • Yanıtla Demet Uncu 29 Ağustos 2019 at 17:07

      😃😃 Çok teşekkür ederim Cem Bey. Dediğiniz gibi tabii dinlemek lazım ama üzerine çok düşünmemek lazım sanırım …

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan