Ay Işığı Yolcusu

Ağlamak, Derine!…

1 Aralık 2020

Yazı: Ağlamak, Derine!… | Yazan: Atakan Balcı

Ağlamak derine inmektir. Yağız atlara binip yavuz hırsızı, yavuz köpeğini alt etmektir. Sahte ağlayışları usum almıyor. Gözlerim büyüyor her seferinde, gördükçe irite edici, canımı yakan gariplikleri, sahte gözyaşlarını. Ağlıyor, para alıyor; ağlıyor destek alıyor; ağlıyor kan içiyor; ağlıyor Toprak Ana’nın etini sömürüyor; ağlıyor, yer-su iyelerinin ışıltılı bakışlarını gerçek gözyaşlarıyla yakıyor, yıkıyor; ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor, içten içe acılarımıza kahkahalarla gülüyor Yezid!

Sığ Çamurlar

Ağlamak derine inmektir. Suyun bir damlasını bile görmeden, gerçek gözyaşlarının geldiği denizi bilmeden denizlerden söz ediyor, denizler ışığa su akıtıyor acıyı hafifletmek için. Görmüyorlar, görmeyecekler, karanlığın sığ çamurlarını deniz sanıyorlar, denizin adını bile bilmiyor fakat “adlar” konusundaki takıntılarından vazgeçmiyorlar; “Ona deniz diyemezsiniz, o bilmem ne!!” Anlamıyorlar, anlamayacaklar, yuvarlandıkları çamuru su ve topraktan sanıyorlar; aldanıyorlar!

Ak Örtüler, Sahtelikler

Ağlamak derine inmektir. Kahreden sorumsuzluklar aşkına, bu nedir? Bunun için mi kurtarıldı kurtarılanlar büyük yok oluşundan atalarımızın anakarasının? Bunun için mi çıktık yeni karalara, aydınlığı götürdük farklı kimselere, bize verilmiş ateşi? Bunun için miydi çekilen bütün acılar, bu sahtelikler için mi? Karanlığın ak örtülere bürünmüş sahtelikleri kazansın diye mi? O ülkede, bu ülkede, o tarihte, şu tarihte karanlık addedilen renkler ötesi aydınlığı taşıyanların acıları o koca denizden sularla yatışsın ve yatışsın ve sürekli yatışsın diye mi? Şah Nesimi dememiş miydi diri diri derisi yüzülürken ak giysili karanlık bekçilerince “Zahidin bir parmağın kessen dönüp Hakk’tan kaçar. Gör bu miskin aşıkı serpa soyarlar ağlamaz.”

Etiketler, etiketler

Ağlamak derine inmektir. Ben çok ağladım. Bizler gerçekten ağlayanlarız, ağlamaktan utanmayız. Utanmazlıktır biz ağlayınca. Erkeksen “Sen nasıl erkeksin” etiketleri, ahmakça tutumlar. Kadınsan, klâsik biblo bakışlı davranışlar. Ama bir sahtekâr ağlar, yığınlar kendini paralar. Bir sahtekâr ağlar, kollardan bilezikler çıkar, her türden paralar. Bir sahtekâr irin ve kükürtten oluşan sığ çamurdan aldığı sahte göz yaşlarıyla ağlar, sanırsın tulpar vardır altında, Köroğlu’nun Kırat’ı gibi bir ata binmiş, tepeliyor düşman görülenleri. Kimdir düşman peki? Kimdir düşman? İyiler, kötüler, karanlıktan, aydınlıktan kimseler ve kişiler; kimdir düşman?

Gerçeğin aşkına, gerçeklik ağacının meyvesinden yedik, tadını tariflemek yasaktır bize. Ahmakça tutumlarla nice taş yedik, utanmak yaraşmaz bize.

Sevi ve ışık ile!…

Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan