Portakal Çiçeği

Gerçekten Dinlemek İster misiniz?

28 Haziran 2021

Yazı: Gerçekten Dinlemek İster misiniz? | Yazan: Sıla Malik

Tam bir sene oldu ben sınava gireli. Zaman çok çabuk geçiyor gerçekten. Girmeyi hayal edip ihtimal vermediğim üniversitemin 1. yılını hiç gitmeden bitirdim. Arkadaşlarımı (isimlerinden ve profil fotoğraflarından tanıdığım arkadaşlarım) hiç görmeden geçen bir yıl.

Hayır, öyle garip bir dönemki. Eski arkadaşlarımla aramıza giren zaman hepimizi değiştirdi. Eski tanıdığımız insanlar değiliz sanki. Tepkilerimiz, tahamüllerimiz, tarzlarımız, kişiliğimiz değişti. Diyorum ya, garip kelimesinden başka diyecek bir söz bulamıyorum.

İki yıldır çok fazla sosyal hayat belirtisi göstermiyorum. Ailemi ve kendimi koruyabilmek adına. Ama inanın bunun bana getirilerinden çok götürüleri oldu. Bazen, her şeyin çoktan boş gelmeye başladığını fark ediyorum. İçimdeki hevesin çekildiğini. Sürekli beklemek ve ertelemek üzerine kurulu şu son iki yıl da zamanın bu denli hızlı geçmiş olması bile kendimi sorgulamama yetti. Çünkü zaman hızla her şeyi değiştirirken ben bu değişimi fark edemiyordum. Kaldı ki derinden, fark ettirmeden oluyordu bu.

Eğer aynı durumdaysanız bu aynı kısır döngü hissini çok iyi anlarsınız. Güzel şeylere nasıl aç olduğunu ruhunuz. Ancak bu güzel şeyleri şu anki durumda cımbızla çekip çıkarmak gerekiyor hayattan. Ancak bu samanlıktaki iğneyi arayacak gücünüz kalmıyor bazen. Ama bu öyle gıcık bir durum ki bu haliniz bile sinirinizi bozmaya yetiyor fakat değiştirmek için gireceğiniz çabanın pek de işe yarayacağını zannetmiyorsunuz.

Bu ülkede öğrenci olmak, genç olmak, yetişkin olmak, ağaç olmak, insan olmak, hayvan olmak zor zanaat.

Gündemden 15 dakikalığına ayrı kaldığınızda birçok şey değişebiliyor ve baktığınızda 3 tane güzel haberi görmek bile hayal oluyor artık.

Diyorum ya garip bir dönem. En şen şakrak, enerji dolu ve hareketli olmamız gereken zamanda hem evde kalıp hem geleceğin için çabalayıp hem o gençliğin verdiği duyguları bastırıp hem de her daim iyi kalabilmek üstün bir çaba gerektiriyor.

Ben pesimistliği sevmem, pesimist insanları yakınımda istemem ve öyle biri gibi oturup melankolik satırlarla doldurmak hayatımdaki güzelliklerden biri olan dergideki yerimi. Ancak bazen, bazı anlarda gerçeklerden bahsetmem gerekiyor gibi hissediyorum. Her zaman böyle düşük hissetmediğim gibi her zaman yazdığım ve düşlediğim hikayelerdeki kadar olumlu ya da mutlu da olamıyorum.

Çünkü insanım,
çünkü insanız.

Bunları bir şeyler değişsin diye değil, sadece böyle hissedenlerin yalnız hissetmemesi için yazıyorum.

Biliyorum, yazdıktan ve bu yayımlandıktan sonra “Yazmasa mıydım?” diye şüphe edeceğim ama bu tarafımı da göz ardı edip hiç yokmuş gibi davranmak istemiyorum.

Ne diyeyim,
Güzel günler vardır belki vadinin arkasında, virajı alınca. Deniz elbet görünür bu yolun sonunda.
 
 
Sıla Malik
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan